Chapter 9. Age of Villains

324 41 68
                                    

3 kişiye karşı bizim takımdı. ''Seni öldürmekten çekinmeyeceğim'' dedi alayla ''dene beni sürtük'' dedim ''o az önce kendisine sürtük mü dedi?'' diye sordu Scott. İlk saldırıya geçip elimi ona doğrulttuğumda aynısını o da yaptı. İki enerji dalgasının çarpışmasından oluşan dalga biz dışında diğerlerini geriye savurmuş bir kaç binaya zarar vermişti ''biliyorsun savaşmaya başlarsak hiç birimiz kazanamayacak. Onun yerine dünyan yerle bir olacak'' dedi. Lanet olsun ki haklıydı. ''İkimiz de aynı güçlere sahibiz ikimiz de ölümsüzüz. Ama-'' dedi ve yerde olan toz kaya parçalarından altın bir mızrak oluşturdu ''bununla seni öldüre bilirim'' dedi ''beni öldüremezsin'' dedim sakince ''ahh bu sıradan bir silah değil. Bunu senin için yani benim için yaptılar beni öldürmek için babam Celestial'lara yaptırdı. Bunun açtığı yara öyle çabucak iyileşmez. Yani seni bununla ikiye ayırırsam öyle ölüp gidersin'' dedi dudaklarını bir birine bastırırken ''beni ikiye ayırabileceğini sana düşündüren ne?'' diye sordum alayla ''az sonra yapmak üzere olacağım şey'' dedi ve mızrağı bana fırlattı. Gövdemi yana çevirip diğer tarafa geçsem de yüzümü sıyırmıştı. Elimi yanağıma götürdüm ''bilerekten kafanı hedef almadım yoksa işimiz daha başlamadan biterdi'' dedi gülerken. Daisy ve Wanda yanıma gelmişti ''pekala hadi anılarımızı tazeleyelim'' dedi ve elini Wanda ve Daisy'e doğrulttu ''Sokovia'yı hatırla. Stark füzesini hatırla. Ailenin acı şekilde ölmesini hatırla'' dedi Wanda'ya. Wanda'nın gözleri hafif grileşirken bayılmıştı. Pietro hızla ikizinin yanına geldi ''ne yaptın ona?!'' diye bağırdı ''aynısını sana da yapmamı ister misin? Abi kardeş hatırlarsınız'' dedi ve aynısını ona da yaptı. Steve hydra askerlerini toplamıştı Tony de demir lejyonları. ''Durumlar beraberleşti gibi. Seni en sona saklayacağım. Arkadaşlarının işini nasıl bitirdiğimizi izleyeceksin'' dedi ve herkes bir birine girdi.

Onunla güçlerimi kullanarak savaşamıyordum. Hamlelerimi kolaylıkla defediyordu. Yumruklarımı kullanmalıydım. Pelerinimi çıkarıp mızrağımı etrafımda döndürüp saldırı pozisyonu aldım ''bana meydan okuyorsun? Çok hoş'' dedi ve o da uzun elbisesini yırtarak kısalttı ve tacını çıkarıp diğer tarafa fırlattı. Kendi mızrağını etrafında döndürerek saldırı pozisyonu aldı.

Aramızda keskin bir mücadele gidiyordu. Beni boğazımdan kavrayarak yere yapıştırdı ve boğmaya başladı ''zayıfsın'' dedi ''daha hiç birşey görmedin'' dedim dişlerinin arasından. Ayağımı koluna doladım ve üste çıkmaya başladım. Beni tekmesiyle üstünden atmıştı. Yine karşı karşıya durmuştuk. Mızrağını bana doğrultup bağıratak üstüme geldi. Kolumda ve gövdemde bir kaç kesik vardı ama boğazımı hedef alıyordu. Tekmemle mızrağını diğer tarafa fırlattım ve arkasına geçip mızrağımı kullanarak onu boğmaya başladım. Ama beni sırtından karşısına atmışdı. Sonra arakama geçip kolunu boynuma doladı elini ileri doğrultup mızrağının kendisine gelmesini sağladı. Mızrak göğüsüme gelmeden yakaladım ama o iyice mızrağı ittiriyordu. ''Kendini öldürmeden beni öldürmenin bir yolu yok'' dedi dişlerinin arasından kulağıma. Ben mızrağı toza çevirmeye çalışırken o yeniden eski haline getiriyordu. ''Hadi kendini feda et'' dedi fısıldayarak ''sen kendini feda etmeyi seversin. Arkadaşların için. Dünyan için. İnsanlar için. Hadi hadi'' diyordu ard arda. Diğerlerine baktığımda Pietro ve Wanda yerde yatıyordu. Peter onları uyandırmaya çalışıyordu. Nat Sam Bucky nazilere karşı savaşıyordu. Steve de hydra Steve karşı. Daisy Scott Hope robotlara karşı savaşıyordu Tony de diğer Tony'e karşıydı. ''Yolun sonuna geldiniz. Bizi yenemezsiniz'' dedi. Debelensem de kolundan kendimi kurtaramıyordum. Mızrak kalbime direnmişti. Kendimi iyice zorlamaya başladım. Bu zaman damarlarımın parlaması yavaş yavaş ellerime ve kollarıma yayılıyordu. Tüm bedenim parlıyordu aynı Darkholdu bulduğumda olduğu gibi. Tüm bedenim ışık hüzmesi gibi parlıyordu. ''Bu da ne be?'' diye sorduğunu duydum onu. Hafif ışık dalgası yayılınca geriye çekilmeye mecbur olmuştu. Oluşan dalga ikizleri de uyandırmıştı. Yerden bir kaç metre yükselmiştim. ''Sence bununla bizi durdura bilir misin? Basit numara bu'' dedi mızrağını elinde döndürürken bana saldırdığında bedenimden hiç bir yerde görmediyim bir enerji dalgası yayıldı. Öyle kuvvetli ve yoğundu ki. Hera Hydra Steve ve  diğer Tony dalga onlara çarpınca toza dönüşmüşlerdi. Dalga ben olduğum yerden şehrin büyük kısımına yayılmıştı(medya) Hydra askerleri ve robotlar da toza dönüşmüştü. Etrafta bizimkiler dışında kimse yoktu. Hayretle ellerime bakıyordum. Eski halime nasıl döneceğim hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. ''Hera sakin ol ve odaklan'' dedi Tony zırhından çıkarken. Ne kadar istesem de insan formuma geri dönemiyordum ''ben ben yapamıyorum'' dedim. Korkmaya başlamıştım. ''Tamam принчесса(prenses/princessa)'' dedi Pietro yavaş yavaş bana doğru gelirken ''sakin ol ve rahatla'' dedi elini uzatırken ''elimi tut'' dedi yumuşak sesiyle ''sana zarar vermek istemiyorum'' dedim ''sen istesen de bana zarar vermezsin. Elini bana ver'' dedi biraz daha yaklaşırken ''bunun üstesinden birlikte gelelim'' dedi. Tereddütle elimi ona uzatmaya başladım. Parmaklarımız dokununca parmaklarımdan başlayarak eski halime dönüşüyordum. Bir kaç dakika sonra insan halime geri gelmiş ve yere inmiştim. ''Bunu yapmayı ne zaman öğrendin?'' diye sordu Daisy ''nasıl yaptığımı bilmiyorum'' dedim. Hala ellerime bakıyordum. ''Millet bunu görmek isteye bilirsiniz'' dedi Peter. Ona döndüğümüzde karşısında siyah bir yarık vardı ''bu o portallardan'' dedi Nat. ''Pete geri çekil'' dedi Tony. ''Yeni birisi gelecek gibi'' dedi Hope ''ben hallederim'' dedi Wanda portala doğru giderken. ''Wanda emin misin?'' diye sordum ''hiç olmadığım kadar sen fazlasıyla enerji kaybettin. Birisinin bu şeyi bitirmesi gerek. O da ben oluyorum'' dedi kırmızı büyüleri  portalın etrafını sardı. Bir kaç dakika sonra portalı kapatmıştı ''etrafımda güçlü kadınların olması beni ezik hissettiriyor'' dedi Pietro. Söylediğine herkes gülmüştü

Üsse geri gelmiştik. Ben direkt kendi odama geçtim. Kiyafetlerimden kurtulup banyoya girdim. Vücudumda kalan kan izleri gitmişti ama yaralar olduğu gibi kalıyordu. İşimi bitirdikten sonra iç çamaşırlarımı giyinip çıktım. Dolaptan ilk yardım kutusunu alıp aynanın karşısına geçtim. İğne ve dikiş telini çıkarıp vücudumda olan çizik ve yaraları dikmeye başladım. Sırtımdaki yaraya gelince telekinezi ile iğneyi havalandırdım ardından arkamı aynaya çevirdim küçük aynayı karşımda tutunca sırtımı göre biliyordum. Parmaklarımı haraket ettirince dikmeye başlamıştım. Acının etkisiyle suratımı buruşturdum. Kapımın tıklanmasıyla oraya döndüm. Kapının ardındakinin Pietro olduğunu anlayınca ''gir'' dedim yeniden aynaya dönerken. İçeri girdi ''şey ben-ah çok özür dilerim üstsüz olduğunu bilmiyordum'' dedi geri giderken ''sorun değil senden utanmıyorum'' dedim ona dönmeden. ''Ama-'' ''uzun süre birlikte yaşadık ben bir sorun görmüyorum'' dedim ona gülümserken ''um tamam o zaman?'' dedi ve yatağımda oturdu ''acıtıyor mu?'' diye sordu    ''biraz'' dedim işime devam ederken ''yardım etmemi ister misin?'' diye sordu ''bitirmek üzereyim zaten sağol yine de'' dedim ve son dikişi attım. Aynayı bıraktım ve yaralara yara bandı yapıştırdım sonraysa dolabıma döndüm. Bordo tişört ve gri eşofmanaltı alıp giyindim. Sessizce beni izliyordu. Gelip yanında oturdum ''nasılsın?'' diye sordum derin bir nefes verirken ''olanlardan sonra biraz başım ağrıyor. Eski anıları hatırlamak iyi hissetdirmedi'' dedi eliyle alnını kısa şekilde ovarken. Elimi yüzüne yerleştirip ağrısını aldım. Bu zaman bir kaç saniyelik göz rengim değişmişti ''artık ağrımıyor'' dedim gülümserken. ''Sana birşey söylemeliyim'' dedi gövdesini bana döndürdü ''ben de öyle'' dedim tebessüm ederken ''harika gümüş saç kardeşliğimizi bozmak üzereyim'' dedi utanarak. Ona herşeyi söylemenin zamanı gelmişti ''ben çoktan bozdum bile'' dedim karşıya bakarken ''ne?'' diye sordu ''tabi sen bilmiyorsun zihninden sildim çünkü'' dedim ''o anıyı sana geri vermenin tam zamanı olduğunu düşünüyorum'' dedim ve ellerimi yüzüne yerleştirdim.

Ona yaklaştım ve ellerimi yüzüne yerleştirdim. Parmak uçlarımda yükselerek dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Belki bir daha yapma şansım olmaz diye. Donup kalmıştı zavallı şey. Nefessiz kalınca dudaklarımı çekmiştim. ''Seni bırakmak istemiyorum'' dedi alnını alnıma yaslarken ''sen yanlız kalmaktan hoşlanmazsın'' dedi eklerken. Bakışlarımı yerden ona çevirdim. Göz rengimi değiştirerek gülümsedim ''şimdi gidip çalışanların tahliye edilmesinde Barnes'a yardım edeceksin. Ve de'' dedim. Dudaklarımı bir birine bastırdıktan sonra devam etdim ''öpücüğü de unutacaksın'' dedim.

Ellerimi yüzünden çektiğimde gözleri kapalıydı. Sonra yavaş yavaş gözlerini açtı ''demek bu anıydı'' dedi gülümserken ''ben şey-'' diyordu ki ''seni seviyorum Pietro'' dedim lafını bölerek ''uzun zamandır hem de. Sadece farkına varmam uzun sürdü. Bunun doğru olmadığını biliyorum. Benimle bir geleceğin yok. Benim bir sonum yok. Bu yüzden normal birisiyle birlikte olman daha doğru olur. Sadece bu içimde oluşan ve gittikce büyüyen duyguları daha fazla tutamazdım. Bende iyi bir etki bırakmıyordu. Özür dilerim'' dedim gözlerimi ellerimden ayırmayarak. Çenemden kavrayıp ona bakmamı sağladı ve dudaklarını benimkilere geçirdi ''gelecek falan umrumda değil sadece seni istiyorum'' dedi      dudaklarını dudaklarımdan ayırmayarak. Dudaklarımdan boynuma kayınca sırtım yumuşak yatakla buluştu.

***Gerisini sizin hayalgücünüze bırakıyorum ;) Sonunda ana karakterler bir araya geldi. okuyanların bu anı beklediğini biliyorum ^-^ Buraya da güzel bir foto bırakıyorum işte böyle hayal edin

Badass Wanda yazmayı uzun zamandır istiyordum. Hep en güçlü Hera yazınca sıkıcı oluyor çünkü. Hera vs Wanda vs Jean  sahnesi yazmak istiyorum ama olayları o raddeye nasıl getireceğim hiç bir fikrim yok :d

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın<3 Sevgiyle kalın💖

O kızın yerinde olmak istiyoruz değil mi? Jdjdkdühxiichx

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O kızın yerinde olmak istiyoruz değil mi? Jdjdkdühxiichx

𝑨𝒏 𝑨𝒗𝒆𝒏𝒈𝒆𝒓 | 𝑀𝑢𝑙𝑡𝑖𝑣𝑒𝑟𝑠𝑒 𝐸𝑟𝑎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin