Yerimde rahatsızca kıpırdanmaya başlayınca gözlerimi açtdım. Son olanlardan sonra başım çok ağrıyordu ki bu hiç normal değildi. Benim başım asla ağrımazdı sanırım zihnimi fazla zorlayınca böyle oldu. Yerimden kalkıp aynanın karşısına geçtim. Yüzüm eski haline dönmüş gibiydi. Yüzümü ovduktan sonra dışarı çıktım. Kolidor sessizdi üs de sessiz gibiydi. Ben de Pietro'nun odasına gitmeye karar verdim başka nereye giderim ki zaten.
Yavaş yavaş giderken alt kattaki odasının karşısında durdum. Saçımı düzenleyip kapıyı tıklatdım. ''Gir'' diyince içeri girdim. Tabii ki böyle bir manzara görmeyi beklemiyordum. Pietro tişörtsüzdü ve egzersiz yapıyordu. ''Ah sen miydin'' dedi kalkarken. Yutkunarak kendime geldim ''bu sıralar seni fazla egzersiz yaparken buluyorum'' dedim yatağında otururken ''kendimi geliştiriyorum'' dedi arkasını bana dönüp dolabından tişört ararken. Sırt kaslarına bakınca ağzım hafif açılmıştı ''bence ihtiyacın yok'' dedim dudaklarımı bir birine bastırırken ''sen az önce bana iltifat mı etdin?'' diye sordu aniden bana dönerken ''ah hayır geri alıyorum'' dedim yüzümü diğer tarafa çevirirken. Bana yaklaştı ve parmağıyla kendisine bakmamı sağladı ''emin misin?'' diye sordu. Tamam Maximoff bu oyun iki kişilik te oluyor. Gözlerimi kısarak gülümsedim ve ona biraz da yaklaştım. Aramızda bir nefeslik mesafe vardı ''mutantsın sen ihtiyacın yok böyle şeylere'' dedim ''bayan Collins yönetici Fury sizi çağırıyor'' dedi Friday. Onu göğüsünden ittirerek ayağa kalktım. Eğer ittirmeseydim büyük olasılıkla öpüşürdük. Tabii bunun olmasını istemiyordum. Henüz... Kapıya giderken masada duran tişörtü alıp suratına fırlatdım. Buna karşılık yarım şekilde gülmüştü
-Pietro Maximoff-
Az önce olanlar da neydi öyle! Son zamanlarda fazla garip davranıyordu. Bir anlam veremiyordum. Flört etmeye mi çalışıyor yoksa sadece oyun mu oynuyor anlamıyordum. Ya da zihnime bakmıştır. Onunla ilgili kurduğum hayalleri görmüştür?! Ahh lütfen o olması! Tişörtü giyinip Wanda'nın odasına gitdim. ''Kardeşim nasılsın?'' diye sordum. Okuduğu kitabı katlayıp kenara bıraktı ''iyiyim sen nasılsın?'' diye sordu ''iyiyim ama sana birşey sormam gerek'' dedim yanına otururken ''dinliyorum'' dedi ''birisinin benim zihnime girip girmediğini anlaya bilir misin?'' diye sordum ''Hera'dan mı bahsediyorsun?'' diye sordu ''nasıl anladın?'' diye sordum ''burada zihn okuya bilen sadece ben ve o var. Hem tüm üs flört etdiğinizi biliyor'' dedi gülerken ''ne? Ama biz flört etmiyoruz'' dedim. Gerçekten de aramızda hiç birşey yoktu. Yani ben ona karşı birşeyler(!) hissedebilirdim ama aynısını o hissetmiyordu ki ''diğer kızları tavladığın gibi onu tavlayamıyorsun değil mi?'' diye sordu burnunu kırıştırarak ''o bir tanrıça sen ise önüne gelen her kızla flörtleşen yakışıklı bir mutantsın. Ona karşı şansın az'' dedi gülerek ''sen bir mikrodalgayla birlikte ola biliyorsan eminin ki ben de mutant tanrıçayla birlikte ola bilirim'' dedim ukala şekilde. Gözleri hafif kırmızılaşırken sırıtdım ''herneyse buraya sevgilini tartışmaya gelmedim. Zihnime girip girmediğini anlaya bilir misin?'' diye sordum. Bana dönüp elini alnıma götürdü ve gözlerini kapatdı. ''Hayır kimse zihnine girmemiş düşüncelerini de okumamış ama-'' dedi kaşları çatılırken ''ama ne?'' diye sordum ''senden bir anıyı almış sanırım'' dedi ''ne? Ne anısı?'' diye sordum ''senden almış diyorum ya göremiyorum ne olduğunu'' dedi düz şekilde ''ne anısı ola bilir ki?'' diye sordum kendi kendime. ''Hayır aynı şeyi yine yapıyor'' dedi Wanda ayağa kalkarken ''neyi?'' dedim ben de kalkarken ''diğer Stark'ın zihnine girmeye çalışıyor'' dedi çıkarken ben de arkasından çıktım
-Hera Collins-
Yönetim salonuna gelmiştim. Fury Maria Coulson Peggy Bruce Fitz ve Jemma vardı. ''şu Stark'ın nereden geldiği ile ilgili hangi bilgiler var elimizde?'' diye sordu Fury. Gelip masalardan birinde oturdum ''bizim dünyamızdan değil. Uzaylı değil, robot değil, klon değil. Aklımda bir teori var ama inandırıcı değil pek'' dedim ''nedir?'' diye sordu Maria ''başka bir gerçeklik başka bir evrene ait ola bilir'' dedim ''nasıl yani başka bir evren?'' diye sordu Peggy ''paralel evrenler. Biliyorum çılgınca ama aklıma başka hiç bir olasılık gelmiyor'' dedim ''bu-bu bir olasılık değil'' dedi Bruce ''ama imkansız değil'' dedi Fitz ''çoklu evren teorileri baya yaygın. Belki de haklıdır'' dedi Jemma ''bu imkansız'' dedi Bruce ''zaman yolculuğu da imkansızdı ama biz bunu başardık değil mi?'' diye sordum başımı yana eğerken ''tekrar deneye bilir misin? Stark'ın zihnine girmeyi'' dedi Maria ''deneye bilirim ama yani kontrolu kaybedersem kimseye zarar vermemeliyim'' dedim ''ve birde büyük ihtimal ben başladığımda Wanda gelip bana engel olmaya çalışacak. Buna izin vermeyin. Geçen seferkinde çok yaklaşmıştım. Bu sefer de aynısı olursa yeniden yapamam'' dedim ''kolay gözüküyor ama başka bir evrende olan birisinin zihnine girmeye çalışıyorum benim için zor biraz'' dedim yutkunurken ''tamamdır biz seni kollarız'' dedi Coulson.
