Chapter 29. The Conqueror

276 34 133
                                    

2 gün sonra

Odamda oturmuş Darkholdu okuyordum. Birşey farketmiştim bu kitabı okurken kötü tarafım ağır basıyordu garip şekilde. Ama güçlerimin derinliklerine inmek ve onları kontrol etmek için daha fazla bilgiye ihtiyacım vardı. Havada asılı şekilde bağdaş kurmuştum parmaklarımı haraket ettirdikçe sayfalar çevriliyordu. Kapımın tıklanmasıyla kitabı diğer tarafa fırlattım. ''Gir'' dedim boğazımı temizlerken. Gelen Loki'ydi ''nasılsın?'' diye sordu ''iyiyim sen nasılsın?'' diye sordum ben de ''iyiyim. Sana birkaç şey sormam gerek'' ''dinliyorum'' dedim yatağımda otururken ''az çok benim Thor'la ilişkimi biliyorsun. 2012 zamanlarından'' dedi başlayarak ''söylediklerinden anladığıma göre onunla ilişkimi düzeltmişim. Bana olanları göstere bilir misin?'' diye sordu ''tabii'' dedim ve kalkıp ona yaklaştım elimi alnına götürdüm ve Banner'ın anılarında gördüklerimi ona gösterdim. Bir kaç dakika sonra geri çekildim ''hazır konusu açılmışken kardeşini görmek ister misin?'' diye sordum gülümserken ''bunu yapa bilir misin?'' ''Pff tabii ki ben evrensel bir varlığım istediğim herşeyi yapa bilirim'' dedim kalkıp kapıya doğru giderken. O da peşimden gelince bahçeye indik. Gözlerimi kapattım ve Thor'un zihnine odaklandım. ''O ne yapıyor?'' diye sordu yanımıza gelen Bruce ''Thor'u buraya getirecek'' dedi Loki. Onu galaksinin koruyucularıyla birlikte bulmuştum. Gözlerimi açıp bir adım geri çıktım. Elimi karşıya doğrultup portal oluşturdum.

Gemilerinin içine açılmıştı. Bunu görüp hemen saldırı pozisyonuna geçmişlerdi ''işaretimle saldırıya geçin'' dediğini duydum Peter'in. Kısa şekilde güldükten sonra portaldan onlar tarafa geçtim. Rocket elindeki kocaman silahıyla ateş edince enerji dalgasını havada durdurup yokettim. ''Hera!'' dedi Thor gelip bana sıkıca sarılırken. Zayıflamış eski formunu geri almıştı Şimşekler tanrısı ''seni yeniden görmek güzel Thor'' dedim sırtını patpatlarken. ''Sen nasıl portal açtın?'' diye sordu Rocket ''bir çok şey yapa biliyorum beni hafife alma derim'' ''6 sonsuzluk taşını ellerinde hiç bir zarar almadan tuttuğun andan anlamıştım güçlü birşey olduğunu. Ama uzay zamanda portal açmak bu tamamen yeni'' dedi. Nebula ve diğerleriyle de selamlaşmıştım ''sana birsini göstermem gerek'' dedim portaldan kendi tarafımıza geçerken. Thor arkamdan gelmişti ''merhaba kardeşim'' dedi Loki onu görünce ''Loki!'' dedi ve koşarak ona sarıldı. Diğerleri de portalı görmüş olacak ki gelmişlerdi ''Güneş üstümüzde yeniden parlayacak demiştim'' dedi ''sanırım ağlayacağım'' dedim burnumu çekerken. ''Ama sen nasıl?'' diye sordu Thor ''bu zaman çizelgesine ait değilim'' dedi Loki ''hangisine ait ki'' dedi Thor ''hatırlıyor musun sonsuzluk taşlarını almak için geçmişe gitmiştik. İşte tesseractı alma çabamız başarısız olmuştu Loki de onu alıp kaçmıştı. Geçenlerde bizim zamana gelmişti'' dedim. ''O zaman bunu kutlamalıyız!'' dedi Thor Loki'yi kolunun altına alıp kendisine çekerken. ''Koruyucular siz de bize katılsanıza'' dedim portaldan onlara seslenirken ''peki ya gemi?'' diye sordu Peter ''onu bana bırakın. Az sonra karşınızda portal oluşacak oradan geçin'' dedim ve şuanki portalı kapattım ''dostum Hera güçlerini çok geliştirmişsin!'' dedi Thor ''o da bizim gibi bir tanrı hatta bizden yaşlı'' dedi Loki gülerken ''hey yaşlı değilim ben'' dedim ona. Karşıda büyük bir portal açtım. Bir kaç dakika sonra Koruyucuların uzay gemisi bahçeye giriş yapmıştı. ''Burası yerle bir olmamışmıydı?'' diye sordu Nebula ''evet yeniden yaptım'' dedim içeriye doğru giderken. ''Thor eski formunu geri almışsın'' dedi Steve ''evet mutlak zaferimizden sonra motive oldum'' dedi. Diğerleri de içeri gelmişti. ''Tamam o zaman hazırlıklara başlayalım'' dedi Clint ''yemekleri ben sipariş veririm'' dedi Sam telefonu alırken. ''Masaları da düzeltelim'' dedi Bucky ''gerek yok'' dedi Wanda ve büyülerini kullanarak masaları sırayla düzeltip yerleştirmişti. Ben de tabakları yerleştirdim.

Akşamüstü

Hep beraber oturmuş yemeklerimizi yiyorduk. Bunu yaparken de hem gülüp hem de sohbet ediyorduk. Suyumu içerken Bucky ile göz göze gelmiştim. Elini yüzüne yerleştirmiş bana bakıyordu. Bardağı indirip ona gülümsedim. O da bana gülümsemişti. Gözlerine bakmak güzel hissettiriyordu. O çelik mavisi gözlerine bakarken kendimi gereksiz şekilde huzurlu hissediyordum. Saatlerce baka bilirdim. Başka bir evrende eminim ki birlikteyizdir. O kadar çok evren var ki. Her birinde ayrı bir hayata sahibim. Bazılarında yaşamıyorun bile.

𝑨𝒏 𝑨𝒗𝒆𝒏𝒈𝒆𝒓 | 𝑀𝑢𝑙𝑡𝑖𝑣𝑒𝑟𝑠𝑒 𝐸𝑟𝑎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin