MASUM GİZLERİN KARMAŞASI

46 9 44
                                    

MaNga-Bir kadın çizeceksin

MaNga-Bir kadın çizeceksin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


5.Bölüm: Masum Gizlerin Karmaşası

Zihnimin derinliklerinde yarattığım ve kimsenin dokunamadığı bir gerçeklik kavramı vardı. Beni yönetmesine izin verdiğim ve benimle oynamasına göz yumduğum bu gerçeklik güç kelimesinin ta kendisiydi. Kimsenin görmesine mahal vermediğim hislerimin başını çekiyordu. Beni bazen öylesine acımasız yapıyordu ki ben bile aynadaki yansımama baktığım zaman kim olduğumu sorguluyordum. Hatta öyle acımasız bir varlığa dönüşüyordum ki ellerime bakıyor kan izlerini görmekten usanıyordum.

Bazı geceler sürekli onları yıkıyor vicdanımın yarattığı adaletsizlik düşünecesini su damlalarının geçirebileceğine inanıyordum. Lakin bazen de ellerime bakıyor ve kan renginin oldukça koyulaştığının farkına varıyordum. Bundan dolayıdır ki onları asla yıkamaya tenezzül bile etmiyordum. Yapmamam gerektiğini bilsem de pes ediyordum. Çünkü o elleri yıkamaya çalışmak gökyüzündeki yıldızları saymaya çalışmak gibiydi.

Fakat her şeye rağmen neden böylesine basit ve normal bir kızı gördüğümde olduğum yerde kalıyordum? Mimarlık okuyan normal bir genç kızdı fakat ben onu gördüğüm her yerde duraksıyordum. Kalbim donakalıyor soluklarım yavaşlıyordu. Her daim hızlı yaşadığım bu hayatı onu gördüğümde sanki ağır çekime alıyorlardı. Sanki bir süreliğine hayatımdaki karmaşa duraksıyor ve ben birkaç saniyeliğinede olsa yaşamın keyfine varıyordum.

Şu an olduğu gibi...

Arem beni kolumdan dürttüğünde ondan tarafa dönüp sinirle baktım. Neden sürekli temas halindeydi hiç anlamıyordum."Kıza neden öküzün trene baktığı gibi bakıyorsun?" Ellerimi cebime yerleştirip onu cevapsız bıraktım. O da bunu anlamış olacak ki tekrar konuştu."Neyse sen onun yanına otur ben de benimkinin yanına geçeyim."Gözlerimi devirip yanından ayrıldım. Ses'in yanına vardığımda benden tarafa döndü."Selam Eliz,yanıma otursana!" Dayanamadım bir kez daha gözlerimi devirdim. Zaten o yüzden yanına gelmiştim,bunu anlamak zor değildi. O ise gülüp tekrar konuştu."Tamam,kabul saçmaydı."

Problem değil der başımı salladıktan sonra sahneye bakmaya başladım. Neden konuşmuyordum?Bir haftadır bu anı beklemiyormuydum?O halde neredeydi hazır cevap Eliz? Ses ise daha fazla konuşmamak için telefonuna dönmüştü. Konu açmalıydım. Muhabbet etmeliydi. Onun sesini duymalıydım."Seminerleri sever misin?" Kendime de göz devirdim. Bu muydu yani sorduğum soru? O ise tekrar gülüp yanıtladı."Biraz saçma bir konu olsa da çabanı göz ardı etmeyeceğim."

Ne dediğini anlamadığım için sormadan edemedim."Nasıl yani?" O ise gülümseyerek açıklamaya başladı. Sürekli gülüyordu."Benimle konuşmak istediğinin farkındayım kendin kasmana gerek yok. Ve hayır seminerleri sevmem,kim sever ki?" Bu kadar mı belli ediyordum kendimi? Gerçekten bu kızın yanında aptala bağlıyordum."Ben severim. Yani yararlı bir etkinlik."

O ise elini sallayıp göz devirdi."Bu sıkıcı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Zaten uyuyacağım,sen de keyifle dinlersin."Son dediğini alayla söylemişti. Alay edilmek rahatsız edici bir durumdu. Hatta şu an sinirlenmem gerekiyordu. Ama hayır gülümsüyordum. Garipti.

Çaresizliğin MaskesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin