ACITILMIŞ HİSLERİN DÖKÜNTÜSÜ

31 8 46
                                    

11. Bölüm

Halsey-Sorry

Son feci bisiklet-Zaman yok

Son feci bisiklet-Zaman yok

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yenilmişliklerim beni öylesine güçlendiriyordu ki her aldığım yenilgi sonrasında yeni şeyler öğreniyordum. Fakat buna rağmen yenilmek ve kaybetmekten nefret ediyordum. Sekiz yaşımda aldığım yenilgim ilkimdi. O kadar erken yenilmiştim ki yaşamın bana sunduğu zorluklara bu beni çabuk büyütmüştü.

Fakat ben hiçbir zaman büyümek istememiştim. Çocukluğumdan beri sürekli bir şeyler için çabalıyordum. Yetimhaneye gittiğimde bir aile beni alsın diye çabaladım. Okula başlayınca birinci olmak için çabaladım. Ailem beni geri bırakmasın diye çabaladım. Sürekli çabaladım.

Hayat buydu lakin bu kadar erken başlamasına kalbim acıyordu. Ben daha kendimin bilincinde değilken kendimi tanımak zorunda kalmıştım. Eliz kimdir? Nelerden hoşlanır? Neyi sever? Ve daha nicesi...

Kendimi tanıdığımda ise tamamlanmış zannetmiştim her şeyi. Fakat Arem hayatıma girdiğinde aslında birilerinin yanımda olmasını istediğimi farketmiştim. Onun sayesinde arkadaşım olmuştu.

Ses hayatıma girdiğinde ise sevmeye ve sevilmeye ihtiyacım olduğunu farketmiştim. Ses hayatıma girdiğinde yenilmenin de güzel olduğunun farkına varmıştım.

Zaten Ses benim için tek yenilgimdi...

Deponun önünde son kontrolleri yaparken sigaramı kenara fırlatmıştım. Birkaç gün önce Ses'le gezerken ona sarkıntılık eden çocuğu getirmiştim.

Adı Yağızdı.

Arem her ne kadar beni arasa da yanıt vermemiştim. Bir daha beni durduramazdı. Kapıyı araladığımda yardım çığlıkları atan bu çocuğu zevkle dinlemeye başladım. Bir süre onun sesi beni rahatlatırken bir zaman sonra irite etmişti. Yüzüne yaklaştığımda geldiğimi anlamış olacak ki zevk veren soruyu sordu. "Kimsin sen?" Aynı şekilde zevkle cevapladım. "Ben senin canavarınım."

O bağırmaya devam ederken yanağına bir tane yumruğumu indirmiştim. Sağlam bir yumruk olduğundan benim de elim acımıştı ama umurumda değildi. Her zaman ki gibi sandalyeyi arkaya ittirerek geriye attığımda kafası yere vurduğundan bağırmıştı. Ben ise tam yanına gidiyordum ki kapının açılma sesini duydum. Ben duraksadığımda kapı daha da çok açıldı diğer çıkışa doğru harekete geçerken bileğimi çok tanıdık bir el sardı.

Ses...

Kalbim ilk defa korkuyla atarken bileğimi çekmeye çalıştım fakat o şapkamı çıkardı. O zaman anladım beni öğrendiğini. Gözlerim şaşkınlıktan ve korkudan kocaman olurken o beni çekiştirmeye başlamıştı. Dışarı çıktığımızda gözlerini gözlerime odaklayıp sordu. "Neden?" ben hiçbir şey diyemezken nasıl öğrendiğini sorguluyordum.

Çaresizliğin MaskesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin