12. Bölüm
Uyursam geçer mi? - Eskitilmiş yaz
Ready for it? - Taylor Swift
Mahkum kılındığımız bazı hapishanelerimiz vardı benliğimizde. Esiri olduğumuz bu hapishaneler yapmak istediğimiz çoğu şeyi engellerdi. Bizler ise sonuç olarak esaretin özgürlük noktasına bir türlü ulaşamazdık.Fakat benim geldiğim noktaya uçurumdan başka bir şey denemezdi. Attığım her adım öncekinden daha da kırılgan oluyor sonuna yaklaştıkça cesaretim biraz daha kırılıyordu. Son adıma geldiğim vakit ise ellerimden tutuluyor atlamaktan tek adımla kurtuluyorum.
Öyle ya bazen kurtulmaya ihtiyacımız olup olmadığımızı kurtulduğumuzda anlıyorduk.
Elimi saranlar olumlu düşüncelerin aksine zihnimin akıttığı zehirli hislerden başka bir şey değillerdi. Öylesine acı veriyorlardı ki bazen karşı gelmek oldukça zor oluyordu.
Kanayan bedenime ve sancıyan ruhumun çektiği azaba bakılacak olursa şayet oldukça yaralıydım bu hapishanelerden.
O yüzden nefret ediyordum bir yere hapsedilmekten, sıkıştırılmaktan veya kapatılmaktan. Çünkü beni bir eve sığdırmayan ailem, bir yetimhane yurduna sığdıramayan müdürüm, arkadaşlığına misafir alamayan Arem ve kalbine hapsedemeyen bir Ses vardı. Bundan dolayı oldukça özgürlüğüne düşkün biriydim.
Özgürlüğüm ise Arem ve Ses geldiğinde kısıtlanmıştı. Bunu ise o uyuyakaldığım sokağın kaldırımında anlamıştım. Çünkü Ses ve Arem bana ev olamamıştı ama o kaldırım beni tıpkı evimde gibi hissettirmişti.
Fakat tüm bunlara rağmen onlarsız olabilmem bu saatten sonra imkansızdı. İkisi de hayatıma öylesine girmemişlerdi. İkisi de yaşamıma renk katmaya değil varlığımı sürdürdüğüm şu aciz mavi kürede renklerimi almaya gelmişlerdi.
Çünkü bazen renklerimizi kaybedip yeniden renklenmek gerekiyordu. Bazen bir taşa takılıp diğer taşa umursamadan atlamayı bilmek gerekiyordu.
Bazen rüzgara karşı yürümek değil rüzgar olmak gerekiyordu. Bazen acımak gerekiyordu ki acının ta kendisi olabilelim.
Ve bazen kaybetmek gerekiyordu. Her daim kazanmak isteyen benim bile bazen kaybetmem gerekiyordu. Ve ben bütün kayıplarımı Ses'in gidişi kullanmıştım.
Gözlerimi çalan telefonum ile araladığımda her yerim tutulmuştu. Bir çıkmaz sokakta uyuyakalmıştım ve tüm gece deliksiz uyumuştum. Kendi yatağımda bile bu kadar huzurlu uyumuyordum. Kıyafetlerimin kırıştığını ve kirlendiğini gördüğümde sinirle kaşlarımı çatmıştım. Kirliliği sevmezdim. Acilen eve gidip yıkanmam gerekiyordu.
Kaçıncı kez arandığımı bilmeden ve kimin aradığına bakmadan telefonu açtım. "Eliz neredesin sen? Geceden beri seni arıyoruz." Bir anda olduğum yerde toparlandığımda hızla sordum. "Arıyoruz derken sen ve kim?" Ayağa kalkıp üstümde ki tozları silerken cevap gelmişti. "Kim olacak Ses ve ben. Onun da telefonlarını açmamışsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çaresizliğin Maskesi
Mistério / Suspense"Neden yapıyorsun bunu?" Titreyen ellerimi, derin kuyulara hapsetmek istedim o an. Karanlığın çaresizliğine hapsedip savaşın acımasızlığını yüklenmek istedim. "Cevapları olmayan sorular sormak sadece ahmakların işidir." Dudaklarına kadar titriyor, g...