13. Bölüm
Aşk Yok Olmaktır-Mabel Matiz
Sedef Sebütekin-Unutmam lazım
2 Yıl 5 Ay Sonra
Yabancısı olduğum acılarım ve su yüzüne çıkmamış mutluluklarım vardı. Her biri beni apansız bir boşluğa sürüklüyor her seferinde dibi görünmeyen bir kuyuya hapsediyordu. Tüm bunlardan kurtulmanın yahut artık görmezden gelmenin tek yolu konuşmaktı.
Bunu anlamak ise 20 senemi almıştı...
Psikiyatrist Lilya Bade Akıncı öylesine bir devrim başlatmıştı ki hayatım da,hissetmiştim. Gerçekten bir şeyleri rayına oturacağını hissetmiş başaracağıma inanmıştım. Hastaneye girerken hayatıma bir kadın girmiş ve çıkmıştı. Fakat hastaneden ayrıldığımda hayatıma bir kadın girmiş ve hayatımı bana ellerimin arasına vermişti.
Ses'i vermişti...
Hastaneye gitmek sanki sekiz yaşında ki Eliz'e en büyük hakaret gibi gelmişti başlarda. Onu unutmak,silmek veya hayatımdan çıkarmak ağır gelmişti. Küçük Eliz benim için vardı. Onu silmem demek beni silmek demekti. Ben her şeyimi ona bağlardım. Fakat hastanede öğrendiğim bir şey varsa o da acıyı silmek değil onu sevmekti mevzu.
Hatta bazen acıyla bütünleşmek...
Çünkü acı her daim vardı. Onu hayatımızdan çıkarmanın hiçbir yolu yoktu. Onu unutmanın ise değil yolu imkanı yoktu. Acının benim dostum olduğunu çocukluğumdan süregeldiğini de hastanede anlamıştım. Bunu anlamam ise o kadar kolay olmamıştı. Lilya Bade'nin Amerika'ya döndüğü gece intihar etmeyi düşünmek ve bunu uygulamaya az kala Ses'in beni ziyarete gelmesi her şeyi yüzüme çarpmıştı.
Ben ölmek istemiyordum.
Zaten 24 yıldır ruhum ölmüş bedenim kanamıştı. Yeterince ölmüştüm. Artık bir tanesini kaldırmaya yetecek kadar duygularım yoktu. Bade her şeye rağmen geri dönüp ona yaşadıklarımı anlatmamı istediğinde ise anlamıştım ne kadar aptal olduğumu.
Ses bana iyileş gel demişti...
Arem bana iyileş arkandayım demişti...
Bade ise yalnızca yaşa yanındayım demişti...
İşte o an anlamıştım iyileşip geri dönmem gerektiğini. Çünkü benim için yaşamak Ses,Arem ve İz'den ibaretti. Her ne kadar beni iyileşmeye gönderip yalnız bıraksalar da onlarsız bir yaşam düşünemiyordum. Bunu da yalnız kaldığım iki yılda anlamıştım.
Anlamak...
İşte kilit nokta buydu. Asıl önemli olan anlamaktı ve ben Ses'in neden beni bıraktığını anlamıştım. Çünkü korkmuştu. Arem'in yanımda değilde arkamda olduğunu anlamıştım. Çünkü vicdanı artık bağırmaya başlamıştı. Ve Eliz'i de anlamıştım. Kendini sevmeyen biri kimseyi sevemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çaresizliğin Maskesi
Misterio / Suspenso"Neden yapıyorsun bunu?" Titreyen ellerimi, derin kuyulara hapsetmek istedim o an. Karanlığın çaresizliğine hapsedip savaşın acımasızlığını yüklenmek istedim. "Cevapları olmayan sorular sormak sadece ahmakların işidir." Dudaklarına kadar titriyor, g...