18. Bölüm : MUCİZE'DEN FELAKET..

315 240 414
                                    


Selam güzelliklerim, abilerim ve miniklerim..

Nasılsınız?

Fotoğrafı ben yaptım, nasıl olmuş?

Uzun bir bölümle geldim ve bu bölümde yorumlarınızı çok merak ediyorum açıkçası.. Daha fazla bekletmeden,

İYİ OKUMALAR..

"Herkesin polisi kendi vicdanıdır, fakat polis vicdanı olmayanların karşısındadır.."
                  Mustafa Kemal Atatürk.

-İçeride mi? dedi Mert.

-Evet efendim içeride, diyerek kapıyı açtı.
Oradaydı sandalyenin üzerine bağlanmıştı. Başım dönüyordu nefes alamıyordum, bitmişti artık her şey bitmişti..

Ağır adımlarla yürümeye başladık. Mert'in bir eli hala belimde diğer eli elimdeydi. Titrediğimi hissediyordum. Şimdi öz babamın annesini öldürdüğünü öğrenince neler olacaktı. Peki benim bunu
bilipte  sakladığımı. Ama onu seviyordum, ben ona nasıl aşık olmuştum. Nasıl böyle bu kadar bağlanmıştım hangi ara.
Oysa biz iki yabancıydık..

-Hazır mısın? Mert'in sesiyle başımı çevirip ona baktım.
Tam önündeydik. Mert gözlerime  bakıp, başını aşağı yukarı salladı. Ellerini yavaşça Soner'in başında olan çuvala uzattı.

-Mert yapma! dedim birden.

-Ben senin yanındayım korkma, dedi.

-Mert nolur  açmaaa
Artık çok geçti Mert çuvalı çıkarmıştı, çıkarması ile gözlerin kocaman açıldı.

Bütün çocukluğum, karanlık gecelerim, uykusuzluğum geçti gözlerimin önünden.
Evet karşımdaki kişi, yıllardır babam olarak bildiğim Kemal duruyordu. Rahat bir nefes bırakmak istedim ama yapamadım.

-Ebrar iyi misin? Mert'in sorusuyla Kemal'in bana bakıp bağırması bir oldu. Yerimden sıçradım.
Niye bağırmıştı ki.

-Ebrar iyi misin?
Gözlerim Kemal'in üzerindeydi, sadece "hı hı" diyebildim.

-Ne bağırıyorsun lan! Kızın işte istemiyor muydun?

-Hayır! O benim kızım falan değil, dedi bağırarak. Ardından bana bakarak devam etti, sen ne belalı çıktın ya! Hayatımızı mahvettin. Başıma ne geldiyse senin yüzünden geldi. Ne oyunmuş bu! Yok kızların benzerlikleri, yerinizin değişimi, annenin o Hakan iti ile yatması. Delirtmeye mi çalışıyorsunuz beni!
Mert'in Kemal'in yüzüne yumruğu getirmesi ile yere sandalyeyle birlikte düşmesi bir oldu.

Ne demişti o? Benim annem Hakan'la yatmıştı.
Hızlıca Kemal'i sandalyeden çözdüm.

-Ebrar ne yapıyorsun?
Mert'in sorusuna cevap vermeden Kemal'in yakasından tuttuğum gibi duvara yapıştırdım.

-Hayatında bir kez olsun doğruyu söyle. Yemin ederim bir şey yapmayacağım. Alara Benim kardeşim mi?

Yaşlı gözlerle ona bakarken, Mert  yanımıza yaklaştı.

-Hadi söyle! Alara benim
kardeşim mi?

-Değil.

-Yalan söyleme!

-Yalan söylemiyorum.

-O zaman bu benzerlik nasıl..

-Mucize.. İnan bana bir mucize.
Ben de bilmiyorum ama Alara senin kardeşin falan değil. Bu kadar benzemeniz annen için bir kozdu. Annen de sen-

Mucizenin Felaketi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin