"Bay Wong, beni dinliyorsunuz öyle değil mi?"
Tahtaya tebeşir ile vuran profesör ile hızlıca başımı pencereden çevirdim ve bana ateş saçan gözleriyle bakan profesöre utangaç bir gülümseme bahşettim. Neyseki fazla üzerinde durmayıp konuya kaldığı yerden anlatmaya devam etmişti.
"Daha önce de dediğim gibi, aitlik hissi."
Eliyle tahtaya kocaman bir yuvarlak çizdi. Ardından yuvarlağın yanına bir yuvarlak daha, bir tane daha ve bir tane daha. Hepsi neredeyse aynıydı, tahtada dört tane kocaman yuvarlaklar vardı şimdi.
"Bu yuvarlaklardan birinin yaşam alanınız olduğunu düşünün.
Öğrenciler başlarını salladı, istemsizce kafamı sallarken bulmuştum ben de kendimi.
"Bu yuvarlak ile bu yuvarlak arasında bir fark var mı?"
Sınıftan birkaç mırıltı yükseldi, fakat hepsinin cevabı aynı yöne çıkıyordu. Hayır, yok.
"Peki, Renjun yanıma gelir misin?"
En önde oturan minyon tipli sınıf arkadaşımız profesörün sözünü ikiletmeyip ayağa kalktı ve hızla yanına gitti. Profesör ise elindeki tebeşiri yanına gelen Renjun'e verip yuvarlakları işaret etti.
"Bu ilk yuvarlakta ailen var, ikincisinde sevgilin, üçüncüsünde sevdiğin arkadaşların ve sonuncusunda ise sevmediğin her şey. Hadi, bir tanesini seç."
Renjun bir süre yuvarlaklara baktı, ardından ikincisini seçti. Profesör başını salladı ve Renjun'in elinden tebeşiri aldı.
"Teşekkürler Renjun, yerine geçebilirsin."
Renjun yerine geçerken bir anlığına dalmıştım, ama beni kendime getiren profesörün sesi olmuştu.
"Renjun sevgilisini seçti, çünkü ona ait hissediyor kendisini. Belki ailesi ile sorunları var belki de arkadaşlarıyla arası bozuldu. Ama sevgilisi hep onun arkasında durdu ve Renjun'in sığınacağı bir liman oldu. Renjun kendini o limana ait hissediyor artık."
Derin bir nefes aldı profesör, sonra devam etti.
"Aitlik hissi budur, sizin en rahat ve en mutlu olduğunuz yerdir. Siz nerede mutluysanız oraya ait hissedersiniz."
Kendimi başımı sallarken buldum yeniden.
"Her insanın ait olduğu bir yer vardır." Dedi profesör.
İşte o an bakışlarım dalgınlaştı, anılarım canlandı. Benim ait olduğum yer, seninle seviştikten sonra sigara içtiğim o balkondu Yangyang. Başka hiçbir yere ait hissedemedim, başka hiçbir yerde mutlu olamadım.
Yangyang, ben senden sonra 'ben' olamadım.
"Ödev olarak kendinizi nereye ait hissettiğinizle ilgili bir metin yazmanızı istiyorum. Neden oraya ait hissettiğinizle âlâkalı. Dersimiz bitti, çıkabilirsiniz."
Eşyalarını toplayan profesörü izledim dalgın dalgın, ama aklıma gelen şeyle hızlıca ayağa kalkmış, sınıftan çıkacakken yakalamıştım profesörü.
"Profesör! Profesör Lee!"
Profesör seslenmem ile durmuş, başını çevirip bana gülümseyerek bakmıştı.
"Evet, Kunhang?"
Nefes nefese karşımdaki adama baktım, diyeceklerimi bekliyor olmalıydı. Bir süre sessiz kalıp nefesimi düzene sokmaya çalışmıştım, profesör ise sabırla beni beklemişti bu süre zarfında.
"Her insanın ait olduğu bir yer vardır dediniz. Ama benim-"
"Aitlik hissi kaybedilmez, Kunhang. Unutulur, fakat asla kaybolmaz. Aitlik hissin yok değil, sadece unuttun."
Başını yana eğdi ve bir süre beni inceledi profesör. Ardından gözlerini kısarak doğrudan gözlerime baktı ve sessizce mırıldandı.
"Ya da daha kötüsü, kaybettin."
Suçlu çocuklar gibi başımı öne eğdim, utanmam normal miydi?
"Bu kötü olmuş, umarım tez zamanda o hissi yeniden bulursun Kunhang."
O gitti profesör, çok uzaklara gitti.
"Umarım profesör."
===
"Sevdiğim gitti çok uzaklara, geri getir onu bana..."
![](https://img.wattpad.com/cover/259660808-288-k791817.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cigarettes after sex | henyang
Short Story"Her insanın ait olduğu bir yer vardır." Dedi profesör. İşte o an bakışlarım dalgınlaştı, anılarım canlandı. Benim ait olduğum yer, seninle seviştikten sonra sigara içtiğim o balkondu Yangyang. Başka hiçbir yere ait hissedemedim, başka hiçbir yerde...