Sevme Beni

335 53 9
                                    

Gönülçelen'imin ilk geldiği gün seviştiğimiz bankta oturuyor, sessizce Şanghay gecesini izliyordum. Ama bu sefer sigaram yoktu, içmek için can atsam da yapmayacaktım. Ölecek olsam bile içmeyecektim sigara falan. Bu zamana kadar yeterince zehirlemiştim kendimi, fazlasına lüzum yoktu artık.

"Gönülçelen, Gönülçelen..."

Soğuk havaya nefesimi verirken oluşan buharla gülümsedim. Sigara dumanı gibi gelmişti gözüme, kendimi sigara içmişçesine rahatlamış hissettim o an.

"Aynı anda utanmadan,"

Duyduğum ince sesle yerimde kıpırdayamazken yanımda bir sıcaklık hissettim, ama dönüp de bakacak cesareti kendimde bulamadım. Benim ona her zaman söylediğim sözlerin devamını usulca mırıldandığı içinse devamını getirmek geldi içimden.

"Hem kırıcı hem kırılgan,"

Küçük bir kıkırtı ulaştı kulaklarıma, kalbim beni dinlemeyip dört nala yol alırken banka koyduğum elimin üzerinde bir el hissettim.

"Yordun beni Gönülçelen..."

Başını omuzuma koyup benim doğrudan baktığım yere bakam Yangyang'ın kokusu burnuma dolup ciğerlerime cenneti yaşatırken gözlerimi kapatıp sakin kalmaya çalıştım.

Tanrım, şimdi al canımı.

"Normalde şu an sigara içmen gerekiyordu."

"Normalde şu an yüzümü görmek bile istememen gerekiyordu."

Dediklerime gülüp başını hafifçe salladı, ona bakmama isteğim paramparça olurken bakışlarımız buluştu ve Gönülçelen gülümsedi.

"Her şeyi biliyorum Kunhang, Lucas anlattı."

Nefesim kesildi, gözlerimi kaçırdım. Elimdeki eli daha da sıkılaşırken Yangyang biraz daha yaklaşıp bedenini bedenime yasladı.

"Senin kararına saygı duyduğumu bil, ama ölmeyi kabul etmene gönlümün razı olmadığını da bil."

Başını manzaraya çeviren Gönülçelen'imin saçlarına gömdüm burnumu, kokusunu uzun uzun içime çektim. Ölürsem bir daha bu kokuyu çekemeyeceğim içime, bakamayacağım güzel gözlerine, öpemeyeceğim o bal dudakları, içemeyeceğim seks sonrası sigaralarımı.

Hah, şimdi de öyle değil mi zaten?

"Ölürsem arkamdan ağlar mısın?"

Yüzümü saçlarından çekmeden konuştuğumda Yangyang'ın kaskatı kesildiğini hissettim. Yavaşça benden uzaklaşmış, gözlerini kaçırarak ellerimize sabitlemişti bakışlarını.

"Eğer ameliyat olup yaşama şansını elinin tersiyle itersen arkandan ağlayacak bir Gönülçelen bulamazsın."

Dedikleriyle gözlerimi kapatıp derin bir nefes verdim, beni ikna etmeye çalışıyordu lakin ben çoktan vermiştim kararımı, bitmişti her şey benim için.

"Yangyang..."

"Benden de vazgeçtin, değil mi Kunhang? Gönülçelen değil ismimle sesleniyorsun bana, bu benden vazgeçtiğini gösterir değil mi? Hâlâ aptal gibi aşık olan yalnızca benim, değil mi?"

Ağlamaya başlamasıyla koptu gönlümde yangınlar, sıkıştı kalbim, daraldı nefesim. Ağlamaması için her boku yapacak olan ben ağlatmıştım onu, susturana aşk olsun, susar mı Gönülçelen? Maşuk'unun ağzından çıkan duygusuz sözlere rağmen keser mi gözyaşlarını?

Dağları deler, Şam'a yalnız gider, ama yine de susmaz kalbi kırıldıysa. İçindeki o kırgınlık geçene kadar ağlar, daha sonra kendi kırardı başka gönülleri.

Benim Gönülçelen'im böyle biriydi.

"Yangyang, onca şeye rağmen hâlâ sevebiliyor musun beni?"

Eliyle yüzünü kapattı, gözyaşlarını gizledi, lakin yine de başını aşağı yukarı sallayıp onayladı beni. Kıpır kıpır yaptı yüreğimi, kalbim bir an göğsümden çıkıp uçacak sandım.

Elimi yanağına koyup gözyaşlarını sildikten sonra dudaklarına kapanmadan önce usulca gülümsedim.

"Gönülçelen'im, sevme beni."

===

"Gönlüm dilime dargın dilim gönlüme. Gönlüm duygularını anlatamadığı için kızarken dilime, dilim anlatamayacağı şeyleri düşündüğü için kızıyor gönlüme."

cigarettes after sex | henyangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin