El Ele

335 46 5
                                    

"Yarışçılar yerlerini aldı!"

Ses sisteminin hemen önünde mikrofonuyla kalabalığa hitaben konuşan bedene baktım sırıtarak, Kun yine formundaydı. Her ay düzenlediği araba yarışlarının katılanları da, izlemeye gelenleri de çok olurdu.

Lucas ile de bu yarışta tanışmıştım. Kun'un kuzeniydi ve benimle yarışmak için teklifte bulunmuştu. Seve seve kabul etmiş, söke söke de almıştım o birinciliği. Güzeldi o zamanlar, Gönülçelen'imle henüz tanışmamıştık, yoktu kalbimde acısı, tasasızdım.

"Hazır mıyız millet?"

Alkışlar arabanın içinde olmamıza rağmen bize ulaşırken el freninin üzerindeki elimin üzerinde sıcak bir temas hissettim, başımı çevirip yanımdaki bedene baktığımda Yangyang gülümseyerek bana bakıyordu.

"Endişelenme."

"Endişeli değilim."

"Kunhang, alt dudağını yedin bitirdin."

Yangyang'ın dedikleriyle dudağımı ısırdığımın farkına yeni varmıştım, Tanrım, acıyordu. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes verirken Kun'un sesi yeniden doldurdu kulaklarımı.

Son sırada olmamıza rağmen sesini elinde tuttuğu mikrofon sayesinde oldukça net duyuyorduk.

"Yarışçılar da hazırsa, o halde başlayalım!"

Kun'un dedikleriyle başımı yola çevirip en baştaki araçların arasındaki Renjun ile göz göze geldim. Bana göz kırpıp herkesin önünde saygıyla eğildi ve cebinden çıkardığı mendili gözler önüne serdi. Yutkundum, o mendili yere bırakır bırakmaz yarış başlayacaktı.

Renjun'in bakışları yarışçılar üzerinde gezinirken birden bıraktı elindeki bezi, araçların motorunun gürültüsü kapladı tüm meydanı. Dudaklarım alayla kıvrıldı usulca.

İşte başlıyorduk.

Vitesi ikiye alıp gaza bastığımda altımdaki araç şaha kalkmış, motorun sesi ikimizin de sürdürdüğü sessizliğini bağırarak bozmuştu. Bu sesi seviyordum, güvende hissettiriyordu.

"Fazla hızlı başlamadın mı?"

Yangyang ellerini nereye koyacağını bilmezken kıkırdadım, sol elini avuçlarım arasına alıp üstüne öpücük kondurduğumda yanakları anında kızarmış, gözlerini kaçırmıştı.

Dudaklarım kendiliğinden kıvrılırken önümdeki aracı geçmek için vitesi üçe alıp gaza bastım, bu sırada bir an olsun Yangyang'ın elini bırakmamış, sıcaklığından güç almıştım adeta. Gönülçelen'imin varlığı benim için güçtü, her iki anlamda da.

"Daha yeni başladım güzelim."

Vitesi dörde alırken Yangyang kocaman açtığı gözleriyle yola bakıyor, içinden kesinlikle bana sövüyordu, kalbimin en uç noktalarına kadar hissetmiştim o küfürleri. Kıkırdadım, yeniden öptüm elinin üstünü.

Yine kızardı yüzü, kaçırdı bakışlarını, nefesi kesildi. Gönülçelen'im heyecanla bana döndüğünde vitesi çoktan beşe almış, önümdeki aracı da geçip birinci sıraya oturmuştum.

"Birinciyiz!"

Yangyang'ın neşeyle attığı çığlık kulaklarımı doldururken kenetli ellerimizi ayırdım. Direksiyon hakimiyetimi iki katına alıp sağa kırdığım gibi yoldan çıkardım aracı. Gönülçelen korkuyla döndü bana, elini yeniden kavrayıp yan gülüş attım güzel gözlü sevdiğime.

"Kunhang birinciydik-"

"Yarış umrumda değil. Seninle vakit geçirmek istiyorum."

Yangyang gözlerini mümkünmüş gibi daha da açarken kıkırdayıp elinin üstünü bir daha öptüm, sanki öpmeye doyamıyor, öptükçe bir daha öpmek istiyordum.

"Seni güzel bir yere götüreceğim."

"Peki ya Kun? Araç Renjun'in-"

"Onlar başından beri biliyordu yarışa gerçekten katılmayacağımı. Bir sorun olacağını sanmıyorum."

Başını sallayıp merakla etrafına bakan Gönülçelen'im nereye gideceğimizi bilmiyor olduğundan birazdan beni soru yağmuruna tutacağını biliyordum. Bu yüzden elimi çabuk tutmalı, istediğim yere varmalıydım.

"Nereye gideceğiz Kunhang?"

"Sorma güzelim," dedim elimdeki elini yavaşça sıkarken. Yangyang merakla başını yana eğip koyu harelerini benim koyuluklarıma sabitlediğinde dudakları alayla kıvrılmıştı. Bu gülüşü alaycı gülüşüydü ki, apayrı bir havaya bürünürdü Gönülçelen.

"Şaka yapıyorsun."

"Hayır, yapmıyorum."

"Sen çıldırmışsın..." Dedi Yangyang gülerek. Koyu hareleri neşeyle parlıyor, beyaz dişleri gözlerimi alıyordu adeta. Güzelliği öyle büyüleyiciydi ki dikkat dağıtıcıydı, bu yüzden yeniden döndüm önüme, yola odaklanmaya çalıştım. Lakin aklıma dolan sözler firar etmişti ağzımdan, ne yazık ki engel olmamıştım.

"Beni bu hâle sen getirdin Gönülçelen."

===

"Sen, çıldırmış şairlerin titreyen mısralarında bahsettiği perisin."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
cigarettes after sex | henyangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin