Acı

331 46 17
                                    

"Akciğer kanserlerinde tedavinin belirlenmesinde en önemli faktörler kanserin tipi ve evresi."

Doktorun sıkıcı konuşmasını dinlemeye kendimi zorlarken Gönülçelen elimi sıkıca kavramış, ardından gözlerini üzerime dikip doktoru dinlediğimden emin olmaya çalışmıştı. Onu veya bir başkasını dinlemediğim zaman harelerim o kişinin üzerinde olmaz, kısaca kaile almazdım ve Gönülçelen bunu bilen tek kişi olarak konuşurken gözlerini gözlerimden ayırmaz, hep böyle yapardı.

"Uygun hastalarda cerrahi yöntemlerle kanserin bulunduğu akciğer veya akciğer bölümü çıkartılabiliyor."

Başımı sallayıp sahte de olsa gülümsedim, bu sırada baldırımda acı verici bir yanma hissetmiş, bacağımın üstündeki eli sinirle itmiştim.

Gönülçelen doktoru dinlemediğimi anlayıp bacağımı cimciklemişti ve şimdi baldırım yanıyordu.

"Yangyang-" Sinirle tısladım, fakat Gönülçelen beni umursamayıp gözlerini doktordan çekmemişti. İç çekip geriye yaslandım, susmuyordu bu doktor, eter falan yok muydu buralarda acaba?

"Cerrahi için elverişli olmadığı düşünülen hastalarda ise kemoterapi uygulanabilmekte."

Duyduğum sözcükle etrafı izlemeyi bırakıp şaşkınlıkla Yangyang'a döndüm, o ise doktora bakıyor, benim ona baktığımı bildiği hâlde harelerini bana çevirmiyordu.

"Kemoterapi mi? Ama ilk başta sadece ameliyat dediniz?"

Kendimi gülümsemeye zorladım, kemoterapiyi falan değil, sadece ameliyat olmayı kabul etmiştim ben.

"Size birkaç test yapacağız Bay Wong, eğer vücudunuz ameliyata uygunsa kemoterapi gerekmez."

"Ya uygun değilse?"

Bakışlarım doktora çevrildiğinde Yangyang'ın sağ bacağını hızla salladığını hissettim ki, bunu sadece çok stresli olduğu zamanlarda yapardı. Kemoterapiyi asla kabul etmem, bunu Yangyang da biliyor.

"O hâlde kemoterapi uygulanır."

Sinirle ayağa kalktığımda Yangyang hızla kolumu tutmuş, beni kendine çekmişti fakat izin vermeyip ittirdim onu. Ne hissettiği veya ne olduğu umurumda bile değildi, şu an sadece sigara içmek ve biraz küfretmek istiyordum.

En kolay böyle sakinleşirdim, çünkü beni sakinleştiren yegane şeyler bunlardı. Eğer bu iki şey beni rahatlatmazsa soluğu Gönülçelen'imde alırdım eskiden.

Şimdi ne yapacağımı bilmez bir halde çıkışa doğru ilerliyor, doktorun sözleri yankılanıyordu beynimde.

"Vücudun ameliyat için uygun değilse kemoterapi gerekir."

"Kunhang!"

"Kemoterapi acı verir, fakat siz güçlü birisiniz Bay Wong."

"Wong Kunhang!"

"Eminim ki üstesinden geleceksinizdir."

"Hendery!"

Duyduğum çığlıkla olduğum yerde durmuş, gözümden akan yaşın yanağımı ıslattığını hissetmiştim. Derin bir nefes verdim, çatıya ne ara çıkmıştım ben?
Ya da ne ara gelmiştim tek adımımla aşağıya düşecek kadar kenara?

"Gönülçelen..?"

"Sonunda...Lütfen yanıma gel, bir adım daha atma o tarafa ne olur!"

Elini bana doğru uzatan Yangyang'ın narin parmaklarına baktım boş boş, nasıl hissettiğimden haberi var yoktu, beni ne tür bir acıya sürüklediğinin de farkında değildi. Sadece kendini düşünüyor, ben ölürsem kiminle oynayacağını bilmiyordu ve yaşamamı bu yüzden istiyordu. Bağlanmazdı o kimseye, bunu kendi de biliyor, eskiden de diyordu sürekli.

Şimdi ne değişmişti de yaptığım onca kötülüğe rağmen bırakmak istemiyordu beni?

"Kemoterapi görmek istemiyorum."

Yanaklarımdan akan yaşları kolumla silerken Yangyang bana yaklaşmak isteyip bir adım attı lakin tek el hareketimle durdurdum onu. Nefesim düzensizleşiyor, ellerim titriyordu yine, eğer hemen toparlanamazsam arkamdaki boşluğa düşüşüm kaçınılmazdı.

"Kunhang...Kemoterapiyi eğer vücudun ameliyata girecek uygunlukta değilse olacaksın-"

"Vücudum uygun değilse ne olacak? Acı çekeceğim Yangyang, sadece acı çekeceğim!"

Başımı iki yana sallayıp yeniden sildim gözyaşlarımı. Canım yanıyordu, kalbimde öyle bi acı vardı ki Gönülçelen'imin giderken bıraktığı acıdan bin kat daha fazlaydı bu acı.

Ben ölüyordum, ama görmüyorlardı.

"Kunhang...sen..?" Yangyang şok içinde eliyle açık bıraktığı ağzını kapattığında olduğum yere çöktüm. Anlamıştı işte neden korktuğumu, çekindiğimi ve ağlamamamın sebebini. "...Sen acı çekmekten korkuyorsun..."

Başımı delicesine iki yana salladım, bunu kabullenmek istemiyordum lakin öyleydi. Gönülçelen beni terk ettiğinde canım öyle çok yanmıştı ki kaç kez acının geçmesi için intihar girişiminde bulunmuş, hepsinde de içtiğim sigaralar sayesinde vazgeçmiştim.

Kendim etmiş, kendim bulmuştum fakat bu acı çok büyüktü. Geçmiyordu ve Yangyang yanımda olmayıp beni bıraktığı sürece devam ediyordu.

Ondan uzak kalamıyordum, kendi ellerimle ittiğim Gönülçelen'imin yanımda olmaması canımı çok yakıyordu.

"Acı çekmek istemiyorum Yangyang..."

Ellerimden tutup beni kendine çeken bedenin göğsüne gömdüm yüzümü, hıçkırıklarım yüzünden sarsılan omuzlarım Yangyang tarafından tutulmuş, saçlarıma konulan öpücüklerle sakinleştirilirken ince beline sarmıştım kollarımı.

Huzurlu hissediyorum, fakat hâlâ korkuyordum da.

Acı çekerek ölmek istemiyorum, Tanrım, yalvarırım kemoterapiyi görmem gerekmesin.

"Çekmeyeceksin Kunhang, acı çekmene izin vermeyeceğim. Hep yanında olacağım ve senin mutlu olman için elimden ne geliyorsa yapacağım."

Yapsan iyi olur, yoksa bir terk edilmeyi daha kaldıramam Gönülçelen.

===

"Bebeğim, beni bu yerden götür.
Sadece gerçekten kalamam...
Gözyaşları yüzümden aşağı süzülüyor,
Her gün daha soğuk hissediyorum."

cigarettes after sex | henyangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin