Medya ile okumanız önerilir.
===
"Bay Wong, beni duyabiliyor musunuz?"
Duyduğum tok sesle gözlerimi açmaya zorladım. Biri bana sesleniyor, uyanmamı istiyordu. Ama uyanmayı o kadar istemiyordum ki...
Bıraksalar sonsuza kadar uyuyabilirdim sanırım.
"Bilinci açık, bizi duyabiliyor."
Tok sesin dedikleriyle arka taraftan bir hıçkırık sesi ulaştı kulaklarıma. Tanıdık gelse de kestiremedim, ya da kim olduğunu düşünmek istemedim o an.
"Söyleyeceğiniz bir şey varsa söyleyebilirsiniz, sizi duyuyor. Ayrıca 24 saate kalmaz tamamen uyanır."
Tok sesin doktor olduğunu fark ettiğimde az önceki kişiden yine bir hıçkırık sesi geldi. Çok tanıdıktı bu ses, nefesim kadar yakındı bana sanki.
"Hayır bir şey demeyecek, gidiyoruz."
Başka bir ses araya girdiğinde o hıçkırık sesi tamamen kesilmiş, terk edilme hissi bedenimi ele geçirmişti. Gözlerimi açmak istedim lakin o gücü yine bulamadım kendimde. Bu yüzden yeniden uykunun kollarına bıraktım kendimi.
Uyumak istemiyorum, o hıçkırık sesini her kim çıkarıyorsa ağlamasını dindirmek istiyorum.
===
Gözlerimi açtığımda hava karanlıktı lakin odamın ışığı bütün gücüyle yandığından gözümü kısmama neden oluyordu. Derin bir nefes verip etrafa baktım, yatağımın hemen yanındaki sandalyede Jungwoo kitap okuyordu.
"Ju-Jung...woo?"
Kuruyan boğazım yüzünde zar zor ismini söylediğim arkadaşım başını hızla kitaptan kaldırmış, derin bir nefes verip gülümseyerek bakmıştı bana. Bense gülümsemek için bile güçsüz hissettiriyordum.
"Tanrım, şükürler olsun ki uyandın! Nasıl hissediyorsun kendini?"
Hemşire çağırma butonuna basarken ardı ardına sorduğu sorularla gözlerimi kapatıp bir süre sadece nefes alıp verdim. Bok gibiyim, biri bana sigara versin.
"İyiyim."
Kapı açılırken zar zor söylendim. İçeri giren hemşire birkaç kontrol sonrasında doktorun bizi bilgilendireceğini söyleyip çıkmıştı odadan.
"Hendery, beni o kadar çok korkuttun ki..."
Jungwoo başını tutup söylendiğinde kafamı duvarlara vurmak istedim, birinin bana sigara vermesine ihtiyacım vardı. Kendimi o kadar kötü. hissediyordum ki...
"Bay Wong, nasılsınız?"
İçimdeki sigara krizine o kadar çok odaklanmıştım ki odaya giren doktoru yeni fark ediyordum. Gözlerimi ona dikip diyeceği şeyleri tahmin etmeye çalışıyordum fakat başıma öyle bir ağrı girmişti ki düşünmeyi hızlıca bıraktım.
Bu doktor bana sigara falan vermez, aksine içmemem için tonla öğüt sıralardı.
"İyiyim, ne zamana çıkarım?"
Doktor gözlerini kaçırarak başını iki yana salladı. Ellerini yatağımın ucundaki masanın üstünde duran dosyaya yönlendirdiğinde içimde bir yerlerde korku ateşi alevlenmiş, gözlerim hafiften kararmıştı.
"Aslına bakarsanız, artık sizi müşahede altında tutmamız gerekecek Bay Wong, ciğerlerinizde bazı olgular tespit ettik-"
"Kısa kes doktor, beynimi tıbbi terimlerle boşu boşuna doldurma."
Titrek nefesim dudaklarım arasından firar ederken doktor dosyayı kapattı ve doğrudan gözlerimin içine bakarak söyledi o zehirli kelimeleri.
"Kansersiniz Bay Wong, akciğer kanseri."
===
"Hendery şu an saçmalıyorsun!"
Eşyalarımı toplarken Jungwoo'nun bana sinirle söylediği sözler duymamazlıktan geliyordum, çünkü dediği hiçbir şey fikrimi değiştirmeyecekti.
"Ne demek ameliyat olmayacağım ya?"
Kolumdan tutup beni durdurduğunda derin bir nefes verip tavana sabitledim bakışlarımı. Sigara içmek istiyorum, kes sesini Woo.
"Kararım bu yönde ve saygı duymanı istiyorum, teşekkürler Jungwoo, sen harika bir arkadaşsın."
Kolumu tutan elini ittirip sırt çantamı omzuma attım, Jungwoo'nun sinirle ağzına geleni söylediği sözlerini kulak arkası edip odadan çıktım. Zaten bir haftadır bu lanet hastahanedeydim ki, biraz daha o odada kalsaydım kafayı yerdim ben.
"Yanında refakatçi olarak kaldım ve sen bana böyle mi teşekkür ediyorsun Kunhang?"
"Kimse sana kal demedi, kalmasaydın."
Arkamdan koşuşturan bedenin durmasını sağladım sözlerimle, şok olmuş olmalıydı. Buruk bir gülümseme dudaklarımı kaplarken alt dudağımı sıkıp ağlamamak için tuttum kendimi.
Şimdi olmaz, şimdi olmaz, şimdi olmaz.
"Wong Kunhang!"
Jungwoo'nun arkamdan bağırmasını önemsemedim yeniden, koşarak kayboldum gözden. Özür dilerim Jungwoo, ama ölürken arkamdan ağlayacak biri kalsın istemiyorum.
Yalnız doğdum, yalnız öleyim, beni boşverin.
===
"Sevmeyi falan değil, yalnızlığı öğren. Çünkü zor zamanlarda en çok ona ihtiyacın olacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cigarettes after sex | henyang
Short Story"Her insanın ait olduğu bir yer vardır." Dedi profesör. İşte o an bakışlarım dalgınlaştı, anılarım canlandı. Benim ait olduğum yer, seninle seviştikten sonra sigara içtiğim o balkondu Yangyang. Başka hiçbir yere ait hissedemedim, başka hiçbir yerde...