"Biz hiçbir zaman sevgili olmadık Kunhang." Gözünden akan yaşı silerken oldukça ciddi bir tavır takınan Yangyang yüzünden ben de gerilmiş, istemsizce nefesimi tutarken bulmuştum kendimi. "Ben istedim, sen ise reddettin beni."
Bana kızgın bakışlar atan Gönülçelen ile geçmişe bir yolculuk yapmıştım zihnimde, geçmişi güzel olan insanlardan değildim. Hatta en bok geçmişe sahip kişi ben olabilirdim şu dünyada.
"Sonra yatak arkadaşlığımıza ara verdik ama sen benden aldığın zevki başkasında bulamayınca bana geri döndün. Bu anlattıklarım hikaye değil Kunhang, bunların hepsini yaptın."
Yüzümü kapatıp çığlık atma isteğime engel olmak için oturduğum sandalyenin tahta kollarını sıkmış, zoraki bir gülümseme takınmıştım yüzüme.
"Yangyang, ben-"
"O gün evime sarhoş geldin, önce taciz ettin, sonra zorla dokundun bana."
Gözünden yaşlar yeniden akarken ben donakalmıştım. Hayır, böyle bir şey yapmış olamam. Ben böyle biri değilim, Gönülçelen'ime zarar vermek sarhoşken bile yapacağım bir iş değil.
"Hayır..."
Sandalyenin kolunu daha sert sıkarken Yangyang ifadesizce bakıyordu kasılan yüzüme, sıktığım ellerime ve boynumda ki çıkan damarlara.
"Yaptın, Kunhang, bana zorla sahip oldun." Sesi titrese dahi, dolan gözlerinden yaşlar akarken başını hep dik tutmuş, asla eğmemişti. "Ve ben sana engel olamadım, olmaya çalışmadım. Çünkü sana hâlâ sırılsıklam aşıktım." Güldü, histerik bir kahkahaydı dudaklarından çıkan. "Aptaldım, hâlâ da aptalım. Çünkü seni seviyorum ve buna engel olamıyorum."
Omuzları yavaşça düşen Gönülçelen kolunu masaya yaslayıp elini çenesini altına koydu ve ifadesiz bir yüzle izlemeye başladı beni. Bense titriyordum, zangır zangır titriyordum sarhoşken yaptığım yıkımı dinlerken.
"O gecenin sabahını hatırlıyor musun Kunhang? Seni yolda bulduğumu söyledim, eve gelir gelmez sızdığın yalanını uydurdum. Sense sorgulamadan inandın bana, bir teşekkür bile etmeden çıktın evden."
Oysaki o sabah öyle yorgun ve kırgındı ki Yangyang, fark etmemiş olmam beni en âlâ gerizekalı yapıyordu. Ben gerçekten de o gece Gönülçelen'ime verebileceğim en büyük zararı vermiş, farkına bile varmamıştım yakıp yıktığım kalbin. Hesabını sormamıştım boynundaki ve bileklerindeki morlukları, topallayışının nedenini, ayakta durmakta neden bu kadar zorlandığını.
O sabah, ben tek kelime etmeden çıkmıştım Yangyang'ın evinden, şimdi yaşadıklarım bana ceza olamazdı, daha ağırlarını hak ediyordum.
"Yangyang-"
"Dejun'un zoruyla gittim ben Almanya'ya, senden ayrılmayı hiç istemedim." Ağzından bir hıçkırık kaçarken gülümsedi Gönülçelen. Kırgın olsa bile o kadar güzel görünüyordu ki, kendimden daha da nefret ettim o tebessümü görünce. "Çünkü seni seviyorum, kalbime engel olamıyorum ve seni sevmeye devam ediyorum."
Ayağa kalkan Yangyang ile ben de hızla ayağa kalktım, bir şeyler yapmam, ona kendimi affettirmem ve gönlünü almam gerekiyordu.
Ama ne yapacağımı da bilmiyordum ki...
"Gönülçelen'im, dur lütfen, gitme hemen."
"Her şeyi öğrendin, daha ne istiyorsun benden Wong Kunhang?"
Tuttuğum kolunu öyle sertçe çekti ki benden geriye doğru birkaç adım afalladım. Neyseki hemen kendimi toparlayıp yeniden tutmuştum bileğinden.
"Senden kendimi affettirmek için ikinci bir şans istiyorum Gönülçelen, sadece ikinci bir şans." Derin bir nefes aldım, sanki bu son nefesimmiş gibi, bir daha nefes alamayacakmışım gibi.
"Seni kırdığımın farkında bile değildim, eminim ki kolayca affedemeyeceksin beni ama bil ki ben de ömrümün sonuna kadar bu utancı taşıyacağım." Gözlerim dolarken alt dudağım titremeye başlamıştı. Umursamadım, nasılsa geçerdi. "Bu utançla yaşayamam ben Gönülçelen, yalvarırım bana ikinci bir şans ver."
Umutla cevap beklerken gözlerim kararmaya başladı lakin onu da umursamadım. Yangyang'ın bana vereceği cevap her şeyden daha öncelikliydi benim için, hiçbir şey umrumda değildi o an.
"Kunhang, ben-"
Ama ne yazık ki Gönülçelen'in cümlesinin devamını duyamadan bedenim uyarılarıma kulak asmamış, vücudum sözümü dinlememiş, kendimi boşluğa bırakmıştım.
Bir anda kararmıştı dünya, son gördüğüm görüntü gözleri kocaman açılmış Gönülçelen'im olmuştu.
Gülümsemeden edemedim, dünyam kararmadan önce gördüğüm son görüntü çok güzeldi.
===
"Kırılan kalbin keskin parçaları öldürür her insanı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cigarettes after sex | henyang
Short Story"Her insanın ait olduğu bir yer vardır." Dedi profesör. İşte o an bakışlarım dalgınlaştı, anılarım canlandı. Benim ait olduğum yer, seninle seviştikten sonra sigara içtiğim o balkondu Yangyang. Başka hiçbir yere ait hissedemedim, başka hiçbir yerde...