Yeni Bir Nefes

2 0 0
                                        

Herkese merhaba. Zuzu'yla macera nasıl gidiyor sizin için ben şimdi Cem adrian dinliyorum peki sen ne dinliyorsun

Belli bir süre böyle düşündükten sonra kendini toparladı. Neyi kaçırdığına değil neyi kaçırmak istediğine odaklanmayı tercih etti. Neler olmasını istiyordu hayatında bugünden sonra buna odaklanacaktı. Oturduğu çimenden kalktı. Kilo vermeye çalıştığı için kaç zamandır spor yapıyordu. Bu kadar güzel bir yerdeyken sabah koşusu güzel bir seçenek gibi göründü gözüne. Çimenden kalktı kulaklığını taktı en sevdiği çalma albümünü açtı ve koşmaya başladı.

Doğa müzik spor inanılmazdı. Sanki dün geceki mesajdan sonra bir sihirli değnek gelip dokunmuştu üzerine. Dün yorgun umutsuz olan kızın yerinde şu an bambaşka bir şey vardı. Azimli, heyecanlı umutlu. Bu o kadar güzel hissetiriyordu ki temposunu arttırdı. Yarım saat sonra hem nefesi tükenmeye başladığı hem de tekrar arabasına geri dönmesi gerektiği için yavaşladı hızlıca yürüme temposuna geçti ve arabasına doğru geri dönmeye başladı.
Dönüş yolunda hep aynı şarkıyı dinledi ve avazı çıktığınca kimseninde etrafta olmamasının rahatlığıyla söyledi. Life will never be the same (Hayat asla önceki gibi olmayacak) diye. Otuz dakika boyunca avazı çıktığı kadar söyledi. Life will be never the same . Arabasına vardığında ise yorgun bile değildi ve sporu icat edenlere küfretmiyordu hayret verici bir şekilde.

Arabasını açtı ve otele doğru yola koyuldu. Yolda bir mağazada durdu hemen üzerine göre bir şeyler buldu. Birkaç gün aynı kıyafetle yaşamak istemiyordu zira. Otele geldi ve güzelce duşunu aldı. Yeni aldığı kıyafetleri üzerine geçirdi. Aynada kendine baktı gülümsüyordu. Kendine şaşırdı. O kadar zamandır kendine gülmemişti. Aynadaki yansımasına baktı ve gülüp dedi ki. Seni seviyorum güzel kız iyiki bensin diyip havalı bir dönüş yapıp odadan kahvaltı yapmak için aşağıya indi.

Yine en sevdiği masanın boş olduğunu görünce sevindi. Bu masaya çaktırmadan Zuzu'ya rezerve edilmiştir yazmak istiyordu. Garip bir şekilde sahiplenmişti. Restoranda sevdiği masaya oturan kişileri öldürmek isteyen tek kişi o olamazdı değil mi? Sonra güzelce kahvaltısını etti. Kahvaltısının ardından türk kahvesi içmek en büyük keyfiydi.

Eline kahvesini aldı ve yavaşça yudumladı. Bu duygu neydi böyle. İnanılmaz güzel ama garip hissettiryordu. Yıllarca hapishanede kalmış sonra bir anda serbest bırakılmış gibi hissediyordu. Aslında öyleydi. Dün gece yıllardır içinde kaybolup gittiği bir hapishanenin içinden kaçmıştı. Buradan döndüğünde neyle karşılaşacağını henüz bilmiyordu ama açıkçası şu anda umursamıyorduda. Onu dönünce düşünecekti. Kahvaltıdan sonra biraz araştırma yapmaya karar verdi.

Hayatına tekrar yön vermesine yardımcı olacak bir kaynak aramaya başladı. Bir kitap olabilirdi bir film ve ya bir eğitim. O kadar çok seçenek vardı ki kayboluyor gibi hissetti internet sayfalarının arasında. Sonra bir gün hocasının söylediğini hatırladı. Bir şeyi öğreneceksen en iyisinden öğren. Boşuna zaman kaybetme diye. Hocasını dinleme kararı aldı.

Dünyadaki kişisel gelişim alanlarındaki en iyi kişileri aramaya başladı ve buldu. Amerika'da Anthony Robbins adlı bir koç vardı. Adam koçluğun kurucusu olarak görülüyordu. Son 30 yılda milyonlarca insana hayatlarını değiştirecek deneyimler sunmuştu hatta Netflix'te I AM NOT YOUR GURU diyede bir filmi varmış. Bunu okuduktan sonra ne yaptığını tahmin etmek zor olmasa gerek değil mi?

Sen NormalsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin