OĞLUM

17.3K 1.1K 738
                                    

📍Tek istediğim YORUM. Kitapları yazarken hiç okunma falan filan diye yazmadım. Kafamı dağıtmaya ihtiyacım olduğu için yazdım ve sizin yorumlarınız bana çok iyi enerji veriyor.

İyi okumalar bebeklerim✨💜

Bartın arabayı eve sürerken, tek dikkat ettiği arkasında ki çocuktu. Yola bakıyordu ama hissediyordu. Arda dikiz aynasından sürekli ona bakıyordu.

Kırmızı ışıkta durmuşlardı. Bu sefer Bartın dikiz aynasından Arda'ya bakmıştı. Arda'da Bartın'a baktığı için göz göze geldiler. Arda yine aynı duyguları hissederken, Bartın kafasını çevirmişti. Yeşil ışık yandığında gaza bastı.

Eve geldiklerinde, tek tek arabadan inmişlerdi. Küçük bir siteydi, tüm evler müstakil ve bahçeliydi.

Caner, Arda'yı arkada bırakıp önden gitmişti. Arda olduğu yerde durmuştu. Bartın elini sırtına koyup yürütmek istemişti fakat vücuduna değen elle titremişti.

Bartın hissetmemiş gibi yaptı ve hemen elini çekti. Arda vücudunun verdiği tepkiyi anlamlandırmaya çalışıyordu.

"Hadi gel oğlum, bu taraftan." dedi ve önden yürümeye başladı. Arda içinden 'OĞLUM MU?' diye geçirdi.

"Ben sizin oğlunuz değilim." dedi. Sakin bir ses tonuyla.

Bartın duyduğu laf karşısında adımlarını durdurup, arkasını dönmüştü.

"Yanlış anlama genç, ben 20 yaşında evlenmiş olsam senin yaşında çocuğum olurdu." dedi Bartın ve yeniden önüne dönerek yürümeye başladı.

Aslında Arda'nın karşı çıktığı şey farklıydı. Hayatında ilk defa annesi hariç, birisi ona o kelimeyi kullanmıştı. O kelimeyi söylemeye dili bile varmıyodu.

Gerçi annesi de 5 yıldır ona oğlum diyemiyordu. Arda hareket edemiyordu. Gözünden bir damla yaş aktı ama hemen kendini toplayıp sildi göz yaşını. Yürümeye başladı, kapıya geldiğinde kafasını yerden kaldırdı. Karşısında Bartın vardı. Çok dikkatli ve tuhaf bir şekilde bakıyordu.

Arda hemen kafasını, Caner'in açtığı kapıdan içeriye girdi. Eve girdiğinde dikkatini duvarların rengi çekmişti. Tüm duvarlar siyahtı. Hiç farklı bir renk yoktu. Oturma odasını incelediğinde, gerçekten çok iyi dizayn edildiğini gördü.

"Geç otur yaa, duvarlardan korkma abim tek yaşadığı için böyle yaptı." demişti Caner.

Arda Caner'in yanına geçip oturdu. Bartın da sonunda içeriye girmişti.

"Ben size yemek yapacağım. Sizde oyun odasını hazırlayın. Caner, abicim sende ihtiyacın olmadıkça yanıma gelme. Yemek pişince size haber veririm." dedi Bartın. Ellerini yıkamak için banyoya gitmişti.

Arda fırsat bulmuştu. Acaba Caner'e abisi hakkında soru sorsa bir tepki verir miydi? Tam ağzını açmıştı ki, Bartın içeriye girmişti.

"Hadi Caner sen pesi kur, Arda burda ki atıştırmalıkları tabaklara koy." dedi Bartın.

"Tamam abi." diyip hemen oyun odasına gitmişti Caner. Arda oturduğu yerde kalmıştı.

"Arda oğlum duymadın mı, davetiye falan mı istiyorsun?" dedi ve biraz sesini yükseltmişti Bartın.

Otoriter biriydi. Hem iş hayatında hemde günlük yaşantısında. Zaafları yoktu, kaybetmekten korkmazdı. Bir dediğini tekrar demezdi.

Arda donmuş bir şekilde hala kapıda olan Bartın'a bakıyordu. 'Bu adamda ne var?' diyordu içinden. İkinci kez oğlum demişti. Bilerek mi yapıyordu? Arda hemen kendini topladı ve yüzüne o sahte maskeyi taktı.

"Kusura bakmayın daldım. Ne demiştiniz?" dedi gülümseyerek.

Bartın ne olduğunu anlamamıştı. O da bu çocuktan tuhaf bir enerji hissediyordu ama bir şey demedi.

"Gel benimle mutfağa, atıştırmalıkları tabaklara koy." dedi ve mutfağa doğru adımladı.

Arda ayağa kalktığında derin bir nefes verdi ve Bartın'ı takip etti. Mutfağa girdiklerinde, her şeyin derli toplu olduğunu gördü Arda.

Bartın hemen yemek yapmaya koyulmuştu. Arda kapıda put gibi dikiliyordu.

"Şey efendim acaba atıştırmalıklar ve tabaklar nerede?" dedi çekingen bir sesle. Bartın, Arda'nın seslenme şekline bir şey demedi. Bu demek oluyordu ki böyle seslenmesini istiyordu.

"Bak tabaklar üst üçüncü dolap ikinci katında. Atıştırmalıklar da küçük dolabın içinde. " dedi. Yerlerini söyledikten sonra hemen dolaptan sebzeleri çıkarmıştı.

Arda'da atıştırmalıkları ve tabakları yerlerinden almıştı. Tüm atıştırmalıkları, tabaklara yerleştirdi. İşini bitirdikten sonra durup Bartın'ı izlemeye başlamıştı.

Bartın işine o kadar fazla odaklanmıştı ki, Arda'nın işini bitirip onu izlediğinin farkında bile değildi. Tezgaha ellerini koymuş ona bakıyordu.

Bartın sebzeleri kestikten sonra diğer malzemeleri almak için ocağından kafasını kaldırdı. Kafasını kaldırdığı an, Arda hemen kendisine gelmişti. Telaşlı davrandığı için eli dolu tabağa çarpmıştı.Yerde paramparça olan tabağa bakmıştı.

"Ö-özür dilerim. Ben hemen toplarım." dedi ve yere eğilmişti.

"Saçmalama, asıl sen iyi misin? Bir yerine bir şey oldu mu?" diyerek çocuğun ellerini kontrol etti.

"İ-iyiyim sorun y-yok." dedi Arda.

"Tamam hadi sen içeriye geç ben hallederim burayı." dedi ve Arda'yı diğer taraftan içeriye gönderdi.

Bartın tuhaf olmuştu, neden çocuğa bir şey oldu diye korkmuştu ki??

Evet ben aslında bölümün bazı kısımlarını yazmışım.... Taslakta bölüm olduğunu unutmuşum😅

Neyse yaa şuan 737 okuma çok mutluyum... İyi ki varsınız beaa.

Umarım beğenirsiniz...🏳️‍🌈

YALANCI •bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin