TATLI ANLAR

11.8K 754 462
                                    

Eeee nerede kaldı bölüm derseniz, geldi sonunda şükür... Yanlız bundan kaç bölüm önce 737 okunma olmuş wuhuuu falan diye seviniyor muşuz... Şuan 12,2B gerçekten ne diyebilirim ki... O kadar mutluyum ki, anlatamam...

Bundan sonra hep yanımda olursunuz umarım... Ayrıca lütfen yaş fazla deyip durmayın...✌🏻 Keyfim ve kahyası öyle istedi... 4-5 yaş büyük, birine de daddy dedirtmem yani... Eğer laf yapacaksanız başka bir daddy kurgusuna gidebilirsiniz.... Ben böyle istedim böyle oldu...

İyi okumalar tatlış delilerim✨💜

Bartın sabah gözlerini açtığı zaman hareket edemedi. Üstünde ki ağırlığa baktı ve hafif bir şekilde gülümseyerek, Arda'nın saçlarını karıştırdı. Arda küçük bir yavru köpek gibi Bartın'ın üstüne ki kıvrılmıştı.

"Arda" dedi sessiz bir şekilde. Uyandırmak istemiyor hatta hep böyle kalmak istiyordu ama uyandırmalıydı.

"Küçük yavru köpek." dedi biraz daha sesli bir şekilde ve saçlarını yine karıştırdı.

Arda uyanmamış hatta hareket bile etmemişti. Küçüğüne kıyamadı ve uyandırmaktan vazgeçti. Hâlâ uyanmadıysa çok yorgun olduğu içindi. Rahat bir nefes vermeye çalıştı ve Arda'nın saçlarını okşamaya başladı.

Bu çocuk hayatına hızlı girmişti. Her şey bir anda olmuştu ama Bartın bu durumdan hiç şikayetçi değildi. Şuan bu çocuk üstünde huzurla yatıyorsa, Bartın için geri kalan her şey önemsizdi.

Bartın Arda'nın saçlarını yavaş yavaş ve hissettirerek okşuyordu. Resmen 'Ben burdayım korkma küçüğüm.' diyor gibiydi.

Bartın öyle bir duruma düşmüştü ki, üstünde uyuyan çocuk kendisinden 20(yirmi bakın YİRMİ) yaş küçük olmasına rağmen bunu umursamıyordu. Aşık değildi ama sevmiyorum da diyemezdi.

Arda, Bartın için öyle bir yerdeydi ki, birisi Arda senin için ne kadar değerli deseler bir cevap veremezdi. Kendisi bile bilmiyordu ki. Tek bildiği ve hissettiği 3 hafta boyunca çektiği acı ve özlemdi. Onu bulmak için deli gibi her yeri aramasıydı. Tek tek tüm hastanelerin morglarına, odalarına bakmasıydı. Şuan üstünde böyle uyuması, Bartın için her şeye değerdi.

Bartın düşüncelerine dalmış duvarı izlerken, Arda'nın kafasını hareket ettirmesiyle kendine gelmiş ve saçlarını okşamayı durdurmuştu. Kafasını biraz eğip Arda'ya baktı, kendisine gelmeye çalışıyordu.

Bartın yüzünde küçük bir tebessümle, Arda'yı izliyordu. Arda kafasını kaldırdığı zaman direkt Bartın'la göz göze geldi. Kafasını yeniden Bartın'ın göğüsüne gömdü. Şuan küçük bir bebek gibiydi. Bartın'ın gülümsemesi daha da büyüdü.

"Hadi kalk yorgunsun biliyorum ama kahvaltı etmemiz gerekiyor. Sonra çok işimiz var." dedi Bartın ve ellerini Arda'nın beline yerleştirdi.

Onu bütün gün oyalamak ve aklına kötü anıların gelmesini engellemek istiyordu. Bunun için planlar yapmıştı. Ne ara her şeyi düşündü bilmiyorum ama Bartın'ı hafife almamak lazım.

"Hı hı." dedi ama kafası hâlâ Bartın'ın göğüsüne gömülüydü.

"Küçüğüm kalk artık." dedi ve Arda'nın belini okşamaya başladı.

"Deme öyle." dedi Arda. Kafası gömülü olduğu için sesi boğuk çıkıyordu.

"Anlamadım. Ne demeyeyim?" dedi yüzünden bir gülümsemeyle.

"Küçüğüm deme işte." dedi kafasını kaldırarak.

Bartın ile yeniden göz göze geldiler. Bartın belinde ki ellerini hemen çekip. Arda'nın yanaklarını tuttu. Şuan gerçekten yavru bir köpek gibiydi.

YALANCI •bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin