28.Bölüm

5.2K 362 88
                                    

SATIR ARALARINDA BULUŞALIM ❤

!Oy sayısı 140'ı, yorum sayısı 60'ı geçtiğinde yeni bölüm gelecektir.!

Medya; Bölüm Spoisi ❤

Uzun süredir uğramadığım Ash'ta bugünlük görevim bar arkasıydı. Dün Barlas ile yaşadığım anlar tekrar zihnime ulaşırken elimdeki bardağı temizliyordum. Silah arkadaşının ihanetine önce inanmadı fakat bunun kanıtlarını göstereceğimi söylediğim de işin rengi değişmişti. Tanıdığım Barlas gibi hiddetlenip onu öldüreceğini hatta daha fazlasını ölmek için yalvartacağını söyledi. Haksız sayılmazdı, onun yüzünden geleceğinden, geçmişinden, şimdisinden mahrum kalmıştı. 

Canım dostumu asıl şimdi nasıl iyi edebilirdim bilmiyordum. Onun ilacı ben değildim kendi derdimden ona mehrem olmamın beklenmesi zordu. Şimdi bir de Eslem'in evden ayrılmış olması darbe üstüne darbe yaratmıştı. 

Bir dünya yıkıldı altında Barlas kaldı. 

Üzgünlükle iç çekerken bar tezgahına bir elin vuruşunu işittim. Şu an Emir ile uğraşacak havamda değildim bu yüzden duymamış gibi yaptım. Ama ne yazık ki Emir vazgeçmeden vurmaya devam etti. Yönümü tezgaha çevirdiğimde saydırmak üzereydim ki gördüğüm yüz beni durdurdu.

Bunun burada ne işi vardı?

"Bakar mısın?" sesinin tonundaki alay saç diplerimin çekilmesine neden olurken ona olabilecek en ters bakışımı attım.

"Kapalıyız." yalan değildi gündüz vakti kimse uğramazdı. Yavuz bu hiç umurunda değilmiş gibi omuzunu silkti.

"Müşteri haklıdır slagonuna ne oldu?"

"Söz konusu sen olunca rafa kaldırdık." elimdeki bezi omuzuma atarken bardağı yerine yerleştirdim. Boşta sallanan ellerimi belime yerleştirip gevşekçe gülen Yavuz'un karşısına dikildim. 

"Ne işin var burada?" 

"Her insan gibi eğlenmeye geldim." palavrasına göz devirmekten öteye gitmedim. 

"Beni nasıl buldun?" alaycı gülüşünü gerçek bir gülümsemeye çevirirken bar tezgahında eğilip fısıldadı.

"En son hatırladığıma göre burası Cihangir'indi." kulaklarım bir abi kelimesini duymak istese de Yavuz istediğimi bana vermedi. Tek kaşımı kaldırırken bu işe yaramaz herifle uğraşmak canımı fena sıkmaya başlamıştı.

"Neden gidip bir işe yaramıyorsun?"

"Bence şuan gayet işe yararım." 

"Ne sanıyorsun? Yeni bir başlangıç yaptık diye seninle takılacağımı falan mı?" pat diye her şeyi yüzüne karşı saydığım da gülümsemesi silindi bu denli bir açık sözlülük beklemediğinden geri çekildi. 

"Aslında bakarsan sanmıyorum öyle olacak." 

"Canımız sıkılmadan git buradan." 

"Ne istediğini biliyor musun Nalan?" kovuşumu dikkate almayıp saçma sapan sorulara yönelmişti. 

"Evet burdan gitmeni istiyorum." 

"Sahiden Cihangir'i mi istiyorsun? Kendi menfatinden başka bir şey düşünmeyen o adamı mı istiyorsun?"

"YAVUZ!" sol tarafımızdan gelen bir gürlemeyle ikimizde şaşkına döndük. Bakışlarımız barın sol yanında öfkeyle orada dikilmiş Cihangir'deydi. Yavuz'a öyle bir bakıyordu ki sanki gözleriyle mezarını kazmış gibiydi.. Yavuz'un son söylediği saçmalıkları duymuş olmalı ki şimdi buraya doğru hırsla gelişi tescilliyordu. 

NALAN.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin