~💚~

835 111 16
                                    

  Eve geldiklerinde hep birlikte televizyonu açmış haberlerin başlamasını bekliyorduk. Hyunjin notunun gösterilmesini beklerken Felix, araba görüntüleri bekliyordu.

  "Başlıyor!" Diye bağırdı Hyunjin.

  Changbin gözlerini devirirken "Senin için ilk deneyimim çok sessiz biri olduğundu ama görüyorum ki yanılmışım." Dedi. Hyunjin ona kötü kötü bakmaya başladı.

  "Bugün Seul bir cinayet vakasına daha tanık oldu. Tahminimizce yirmili yaşlarında üç genç kargocu kılığına girerek Lee Jungwoo ve annesi Lee Jisoo'ya saldırıda bulundu. Jungwoo ölürken, Jisoo sandalyeye bağlı bir şekilde bulundu. Elimize ulaşan görüntülerde Lee Jungwoo ve Lee Jisoo'nun beyaz kadın ticaretine karıştığının itirafı vardı. Ayrıca saldırıda bulunan kişilerin sevimli notu Seul sakinlerini korkutmaya yetti. Onların tek görüntüsünün maskeli olması da polisin işini daha da zorlaştırdı."

  Oturduğum yerden biraz öne uzanarak Felix'e baktım. "Felix çok merak ediyorum, arabayı nasıl kaçırdın?"

  Omuzlarını silkip "Babam ibnelik olsun diye sanırım arabaların markalarından sıralarına kadar her şeyini ezberlememi istiyordu. Arabaların anahtarları da gizli bir bölmede saklanıyordu. Zamanımız olursa bir gün oraya gidip arabaları kaçırabiliriz." Dedi.

  Gözlerimi büyüterek Chan'a döndüm ama o direkt red etti. "Şimdilik arabaya ihtiyacımız yok. Üstümüze fazladan göz çekmek istemeyiz."

  Kaşlarımı çatıp ona çıkıştım. "Niye ya? Babamın bir sürü arabası var orada. Eminim fark bile etmemiştir."

  "Arabaların ruhsatları onda ve eğer arabaları kullanırken hız sınırını aşarsak yerimizi çok kolay belli ederiz. Şimdilik kendi arabalarımız bize yeter." Dediklerine hak vermek beni üzse de daha fazla sesimi çıkartamadım.

  "Hyunjin'in not bırakması iyi oldu. En azından niyetimizi anlayan bir kaç kişi çıkar fakat düşmanlarımıza da geleceğimiz hakkında bilgi vermiş olduk. Korkup kaçarlar mı yoksa tuzak mı kurarlar bilemiyorum artık." Deyip ayaklandığında ona baktım.

  "Nereye?"

  "Jisung'un bana özel yaptığı kıyafetleri deneyecektim. Sen de gel istersen."

  Jisung'a kısık bakışlarımı yönelttiğimde "Ne, size de yapıyorum. Senin var hem kıyafetin." Dedi.

  Kısık bakışlarımı ona yöneltmeye devam ederken "Seninle sonra görüşeceğiz." Dedim ve yerimden kalktım. Chan'ın peşinden ilerlerken neden ellerimin titrediğini sorguluyordum.

  Jisung'un odasına girdiğimizde bir dolabı açıp oradaki çoğu giysiyi koluma bıraktı. "Oha bunların hepsi senin mi? Şerefsize bak ben istediğimde eriniyorum diyor."

  "Çok konuşuyorsun."

  "Teşekkürler. Sen de çok sıkıcısın."

  Bana cevap vermeden odadan çıktığında ona gözlerimi devirdim ve peşinden ilerledim. "Azıcık yavaş! Yürüyemiyoruz burada."

  Durup arkasına döndüğünde sırıttı. İlk ne olduğunu anlayamasam da sonunda jeton düşmüştü. "Hayır, uzak dur!"

  Ben bir adım gerileyene kadar o hemen yanıma gelmiş ve beni kucağına almıştı. "Küçük tilki topallıyorsa kurt ona yardım etmeli."

  Elimdeki giysileri sıkıca tutarken yüzüne bakmamaya çalışıyordum. Yüzüne bakarsam incelemeye başlayabilirdim çünkü. Odaya girdiğimizde yatağa oturtup geri çekildi. Elimdeki giysileri alıp sırayla dolaba yerleştirdikten sonra bir tanesini eline aldı. Omuz kısmında kırmızı şeritlerin yer aldığı, kırmızı logosu olan bir kıyafetti. Her tarafında ilgi çekmeyecek küçük küçük cepler vardı.

  "Ben giyip geliyorum." Dedikten sonra odasında yer alan lavaboya girdi. Yaklaşık on dakika sonra geri çıktığında gözlerimi ondan alamadığımı söyleyebilirdim. Saçına siyah sprey mı sıkmıştı o?

  "Biliyorum harikayım ama ağzının sularını akıtmana gerek yok." Dedi sırıtarak.

  Kendime geldiğimde "Sen benim spreylerimi mi aldın?" Diye sordum.

  Omuzlarını silkti. "Denemek için almıştım ve bence bana siyah saç da yakışıyor. Ne dersin?" Çapkın bir şekilde sırıtırken ayağa kalktım.

  "Bekle beni." Dedikten sonra lavabosuna girip sprey boyaların arasından kırmızı olanı bulup aldım. Geri döndüğümde elimdeki spreyden saçlarına bir şey yapacağımı anlayıp hemen eğilmişti. İtiraz etmemesine şaşırsam da yapacağım şeye odaklandım. Saçlarında kırmızı bir çizgi oluşturduktan sonra geri çekildim. "Şimdi mükemmel oldu."

  Dönüp boy aynasında kendine baktı. "Zevkine hayranım Jeongin." Dediğini duyduğumda gururla gülümsedim.

  Elimdeki spreyi alıp "Gel sana da yapalım, bana uyumlu ol." Dedi.

  Dediği şeye şaşırarak "Neden sana uyumlu olayım ki?" Diye sordum.

  "Hiç. Öylesine." Dedikten sonra itiraz etmeme kalmadan spreyi saçlarıma sıkmaya başladı. Akmış mavi saçlarımın yok olduğunu düşündükçe tepem atsa da sakince bekledim. Açıkcası maviyi kırmızıyla kapatabilir miydi onu bile bilmiyordum. Bu yüzden kötü bir şey çıkacağına yüzde yüz emindim.

  "Kaldır kafanı." Kafamı kaldırıp ona baktığımda gözlerini büyüttü. "Jeongin sen..." Çirkin olduğumu düşünüp gözlerimi sıkıca kapattım. "Sen çok tatlı oldun!"

  Sıkıca kapattığım gözlerimi açıp "Ne?" Diye mırıldandım. Bir anda yanaklarımı sıkınca şaşkınlığım ikiye katlandı. "Yiyeceğim şimdi seni! Tam tilki oldun sen!"

  Biraz onu ittirdikten sonra "Ne yapıyorsun?" Diye sordum hayretle.

  "Bebek seviyorum." Deyip yine yanaklarıma saldırmaya girişince geri çekileyim derken yatağa takıldım ve oturmak zorunda kaldım. "Sevme bebek, boşver."

  "Ama şu tatlılığını görsen bana hak vereceksin." Deyip yanaklarımı sıktığında dudaklarım öne çıktı. Gözleri hemen oraya kaydığında sertçe yutkundum.

  Gözleri yine gözlerime çıktığında yanaklarımı bıraktı. Çok yakındı. Ne ara bu kadar yakınlaşmıştı onu bile hatırlamıyordum ama bu yakınlık tehlikeliydi. Biraz daha yaklaştığını fark ettiğimde onu ittim ve ayağa kalktım. "Ben içeriye gidiyorum!"

  Topal adımlarımla ne kadar hızlı olabilirsen o kadar hızlı bir şekilde içeriye yöneldim. Changbin'le tartışmasının arasında beni fark eden Hyunjin hemen bağırdı. "Oha Jeongin'e bakın!"

  Jisung ağlamaklı bir yüz yaparak "Bebeğimiz bebekliğine geri dönmüş!" Dedi ve beni yanına çekiştirip Chan gibi o da yanaklarıma saldırdı.

  "Hyunsungun koca bebişi Yang Jeongin! Şimdi annesi onu yiyecek!" Deyip yanağımı ısırdığında onu ittim. Yanağımı silerken "İğrençsin!" Diye bağırmadan edemedim. Tabi bu ona mani olmadı. Onun gibi diğerleri de bana saldırmaya gelince bir şey ilgimi çekmişti.

  Jisung'un beni severken ki yüzü de çok yakındı. Peki neden daha demin Chan yaklaştığında yandığım gibi onda da yanmamıştım?

~~~

🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺

Mom°Jeongchan° ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin