~💜~

615 94 68
                                    

  Kulaklarımda bana yabancı bir ses yankılandı. "Jeongin, iyi misin?"

  "Acıyor..." Diye fısıldadım sessizce.

  "Neresi?" Diye sordu bu sefer o ses.

  Sorun şuydu ki bir sürü şey hissedip aynı zamanda da hiçbir şey hissetmiyordum. Bir bedenim vardı ama aynı zamanda da yoktu. "Bilmiyorum." Diye mırıldandım bu seferde.

   "Derin nefesler alıp ver." Dedi ses. Hemen dediğini uygulamaya başladım.

  Al

  Ver

  Al

  Ver

  "Daha iyi misin?"

  Artık hiçbir şey hissetmiyor gibiydim. Bedenimi bile hissedemiyordum. "Sanırım."

  "Şimdi gözlerini aç." Verilen komut ile sıkıca kapattığımı bile fark etmediğim gözlerimi açtım. Karşımda parlayan bir silüet dışında hiçbir şey yoktu. "Neden bu kadar karanlık?" Diye sordum etrafa bakarken.

  "Çünkü karanlığa hapsedildin." Dedi ses. Bu sesin karşımdaki silüetten geldiğini fark ettim. Yüzünü göremiyordum. O kadar çok parlıyordu ki gözlerim kamaşıyordu.

  Son yaşadıklarım da aklıma birer birer düşerken dehşetle gözlerimi büyüttüm. "Ama gitmeliyim. Arkadaşlarım ölebilirler."

  "Kendin ölmek üzeresin ama hala savaşmak istiyorsun ha, cesurca." Ses o kadar alaycı geliyordu ki hissedemediğim bedenim kasılmıştı.

  "Lütfen, lütfen bana sadece bir şans daha ver. Orada olmam gerekiyor." Dedim yalvarırcasına.

  "Neden sana şans vereyim ki? Hiç acımadan insanların canlarını aldın sen." Ses sertleşmişti. O sertleştikçe bedenime de acı yükleniyordu.

  "Ama onlar kötülerdi..." Diye mırıldandım içimdeki acıyla.

  "Bu onları öldürdüğün gerçeğini değiştirmiyor."

  Ne yapacağımı bilemeyerek çaresizce yalvarmaya başladım. "Sadece bir şans daha ver bana. Başarısız olursam al canımı. Lütfen! Sana yalvarırım orada olmama izin ver!"

  "Benden bir insan daha öldürmek için izin istemen çok yanlış ve kaba ama biliyor musun, sana bir şans daha vereceğim. Fakat sen de bana söz vermelisin. O insanı da öldürdükten sonra bir daha asla kimseyi öldürmeyeceğine dair."

  Benden istediği şey çok büyük bir şeydi. Daha defteri yeni yarılamıştık ve kurtulmamız gereken bir sürü insan bizi bekliyordu. "Bunu... Bunu yapamam."

  "Neden yapamazsın?"

  "Çünkü onların cezalarını almaları gerekiyor." Dedim kararlı bir şekilde.

  "Dünyada kendi adaletin içinde yaşamamalısın Jeongin. Her şeyin bir adabı vardır."

  Biraz düşündüm. Birilerini öldürmeden de yaşayabilirdim. Hem yanımda Chan da olacaktı değil mi? "Pekala... öldürmeyeceğim."

  "Öyleyse söz veriyorum dedikten sonra parmağını buraya dokundur." Önümde beliren tablet gibi şeye bakıp bir iç çektim. Bunu yapmalıydım. Her şeyden önce arkadaşlarımı bu savaşta yanlız bırakamazdım. "Söz veriyorum." Parmağımı bastıktan sonra tablet toz olup yok olmuştu.

  "Unutma ki bu sözün bir geri dönüşü yoktur. Sana verdiğim şansı iyi bir şekilde kullan lütfen." Dedi ve bana yaklaşmaya başladı. Ne olduğunu anlayamadan beni itti.

Mom°Jeongchan° ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin