~💜~

1.1K 128 25
                                    

Bugün saldırıya başlayacakları gündü. Chan kendini kilitli odasına kapatmıştı ve bizi de içeri almıyordu. Bir kaç kez girmeye çalışsam da sonuç alamıyordum. Hadi ama! Kim evindeki bir odaya el sensörü koyardı ki? Saçmalık!

Tam odasının karşısına oturmuş çıkmasını bekliyordum. Felix arada gelip gözlerini deviriyor sonra geri gidiyordu.

Sonunda kapıdan sesler duyduğumda heyecanla ayağa kalktım. Dümdüz giyinen bir Chan gördüğümde ise gülümsemem anında düştü.

"Bu ne?"

"Ne, ne?"

Bıkkınlıkla nefesimi verdim. "Böyle mi gideceksin?"

Üstünü incelerken konuşmaya başladı. "Ne var ki? Gayet güzel." Aklına gelen şeyle gözlerini kısarak "Yüzümü boyamayı kast ediyorsan asla!" Dedi.

Yüzümü tatlı bir ifadeye sokarak "Lütfen~" dedim aegyolu sesimle.

Eliyle yüzümü kapatarak "Şöyle yapma. Çirkin oluyorsun." Dedi ve beni biraz iterek kendi odasına girdi. Çarpılacaksın be aptal sarışın!

"Ben çirkinsem seni düşünemiyorum." Dedim kınayan bakışlarımla. O ise sırıtmakla yetindi.

Aklıma gelen fikirle odama gidip çantamı elime aldım. Çantamın Doraemon'un cebi gibi olmasını çok isterdim ama maalesef sadece ihtiyacım olan şeyler vardı içinde. Buna saç spreyi ve boyalarım da dahildi tabi.

Pembe ve mavi renk olan saç spreyini alıp geri onun odasına yöneldim. Aynaya bakarak saçlarını düzeltiyordu. "Yüzünü boyamayacağım ama saçlarına dokunmama izin ver."

Bıkkınlıkla bana döndüğünde elimdeki saç spreylerine baktı. Yüzünü buruşturarak "Pembe mi yapacaksın saçımı? Hem bu renkler çok ilgi çeker." Dedi.

Gözlerimi devirdim. "Zaten çatışma çıktığında ilgi çekeceksiniz. Hem sadece pembe olduğunu mim söyledi?" Dedim elimdeki mavi spreyi de sallayarak.

Derin bir nefes verdi. "İyi, tamam. Ama beğenmezsem düzelteceksin."

"Emin ol, bayılacaksın." Dedim sırıtarak.

Bir kaç dakika sonra spreyle işimi bitirerek onu aynanın önüne çektim. O kendine bakarken ben hayranlıkla süzmeden duramıyordum. Çok havalı olmuştu şerefsiz.

Chan kendine yorum yapmadan Felix gelip hayranlıkla "Saçların harika olmuş hyung." Dedi.

"Bence de mükemmel olmuş Jeongin. Fakat bir şey eksik." Dedi ve çekmecesinden bir kutu çıkardı. Aman tanrım! Bunlar mavi lenslerdi. İkisini de gözüne taktıktan sonra bana döndü. "Nasıl?"

"Harika..." Dedikten sonra duraksadım. "Yani idare eder."

Bana dil çıkardı ve hızla odadan çıktı. Ben mi yanlış gördüm yoksa o bana dil mi çıkardı? Bildiğin bana dil çıkardı!

Felix de şaşırmış olacak ki "Bir ihtimal Chan hyungu kendine benzetmiş olma gibi bir ihtimalin var mı?" Dedi.

Dudaklarımı büzdüm ve ben de odadan çıktım. Aşağı indiğimde Changbin'in de geldiğini fark ettim. Yine simsiyahtı. Akşam saldıracakları için büyük ihtimalle karanlıkta belli bile olmayacaktı.

"Selam." Diyerek benim ardımdan geldi Felix.

"Selam." Diyerek gülümsedi Changbin.

Garip atmosfer karşısında gözlerimi kıstım. Bu sırada Changbin "Chan'ın saçlarını sen mi yaptın? Mükemmel olmuş." Dedi. Felix'e baktığını göze alırsak onun yaptığını düşünüyor olmalıydı.

Mom°Jeongchan° ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin