~💙Final💙~

959 118 76
                                    

Chris Reynolds (~ ̄³ ̄)~

08.02.1999

  Minik adımlarını hızlandırmaya çalışırken aynı anda da bağırıyordu Chan. "Bayan Yang, Bayan Yang!" Sonunda aradığı odayı bulduğunda soluklandı ve sendeleyerek içeriye girdi.

  Karşısındaki kadının sinirli olması beklenmedik bir şeydi. Tabi bu ciddi bir sinir değildi. "Sessiz ol. Onu uyandıracaksın." Dedi kadın beşiği göstererek.

  Chan beşiğe kısa bir bakış attıktan sonra yine kadına döndü. "O kim ve siz neden hastanedesiniz? Bir şey olmadı değil mi?"

  Kadın Chan'a tatlı bir gülümseme sundu. Chan bu gülümsemeden güç olarak ona yaklaşmıştı. "Tabiki olmadı Chan-ah. Hatta hayatımda başıma gelebilecek en güzel şey dünyaya gözlerini açtı."

  Gözlerini büyüttü Chan. İlk kadının göbeğine baktı sonra bakışlarını beşiğe çevirdi. "Yoksa..."

  Küçük ayakları ile parmak uçlarına çıkmış Chan'a baktı kadın. Kıvırcık saçlarına elini daldırıp karıştırmaya başladı. "Evet o doğdu. İçimdeki tilki sonunda dışarıya çıktı."

  Bebeğe bakarken dudaklarını büzdü Chan. "Ama o tilkiye benzemiyor Bayan Yang."

  Kıkırdadı kadın. "İnan bana büyüyünce tamamen bir tilki olacak." Dedikten sonra Chan'ı kendine zarar vermeyecek şekilde kucağına çekti. Chan küçük yaşına rağmen dikkatli bir çocuktu. Bu yüzden kadın gibi o da kendine dikkat ediyordu.

  Bakışlarını ellerine indirip bacaklarını sallamaya başladı Chan. "Şey... İsmini ben koyabilir miyim?"

  Chan'ın bu çekingen haline gülüp kafasını salladı kadın. "Tabiki!"

  Chan parıldıyan gözleri ile yine bebeğe döndü. "Uhmm... Jeongin olsun ismi."

  "Neden?" Diye sordu kadın merakla.

  "Söylemesi çok tatlı çünkü. Jeonginnie, innie, jeong-ah, her türlü çok tatlı!" Deyip ellerini birbirine çarptı küçük Chan. Sonra hemen bebeğin yanına ilerledi ve elini uzatabildiği kadar uzatıp başını okşamaya başladı. "Lütfen ismin gibi çok tatlı ol tamam mı? Ben tatlı şeyleri çok severim."

~~~

  "Iyy şu çirkine bakın!"

  "Bu dişler de ne böyle! İğrenç!"

  Ortaokula başladığından beri bu sözleri duyuyordu Jeongin. Takmıyormuş gibi gözüküyordu ama içinde bir yerlere oturuyordu bu sözcükler. Dişlerinden nefret ediyordu. Gülümsemesini mahveden o beyaz şeylere ölesiye düşmandı.

  Jeongin başını eğerek okuluna girdiğinde sonunda ortaya çıktı Chan. İrislerini direkt Jeongin'in yüzüne yüzüne doğru konuşan ikiliye çevirdi.

  Sarı saçlarını geriye doğru tararken onlara doğru yaklaştı. "O dediklerinizi eğer bir daha tekrar ederseniz mezarınızı kendiniz kazmış olacaksınız."

  "Senden mi korkacağız biz koca burunlu!" Dedi sıska olan.

  Chan hemen psikopat bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. "Ah, cidden. Sanırım bir oyun oynamamız gerekiyor. Oyunumuz ise yakalamaca. Kurallar basit, yakalanan ölür! Oynamak istemiyorsanız Jeongin'e bir daha böyle davranmayacağınız hakkında bir özür yazısı yazmanız yeterli."

  Diğerinden biraz daha yapılı olan çocuk kollarını önünde birleştirdi ve Chan'a küçümseyici bir bakış yolladı. "Böyle bir şeyi asla yapmayacağız."

Mom°Jeongchan° ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin