~💙~

577 93 68
                                    

Yang Jeongin

  Gözlerimi açtığımdan beri babamla bakışıyor arada da parmaklarıma bağlandığım sandalyede ritim tutuyordum. Bir şeyler demek yerine öylece yüzüme bakıyor ve bir harekete geçmemi bekliyordu. Ben de inatla olduğum yerde dikilip onun yüzüne bakıyordum.

  Sonunda derin bir nefes verip ciddi yüz ifadesini silmiş ve alaycı bir şekilde bakmaya başlamıştı. "Seni yakaladıktan sonra bu kadar uslu olacağını bilseydim daha önce arkadaşlarını öne sürerdim."

  Omuzlarımı silktim. "Beni yakaladığına göre arkadaşlarımı bırakabilirsin, değil mi?"

  Zevkle arkasına yaslandı. "Ah, daha değil."

  Hemen kaşlarımı çattım. "Ne demek daha değil?"

  "Kore'nin en ünlü çetesini oluşturdunuz siz. Bir isminiz bile var. Stray Kids, vay be! Havalı. Kim bu çeteyi kendi safına çekmek istemez ki?" Dedi alayla. İnsanların bizi kullanmayı arzuladığını biliyordum zaten ve bunlar sadece dünyadan yok etmeye çalıştığımız insanlar değildi. İlgiyi üstüne çekmek için bizi kullananlar bile vardı.

  Kafamı yana eğdim. "Sen bizi yanlış anlamışsın gördüğüm kadarıyla. Biz o normal bildiğin önüne geleni öldüren çetelerden değiliz. Kore'de ünlü olmamızın sebebi de bu zaten. İyilerin tarafında olmamız. Ayrıca bir lidere ihtiyacımız yok. Bir tanesi yetiyor."

  Sinirli bir kahkaha patlattığında ona gözlerimi devirdim. "Şu Chris bozuntusundan bahsediyorsun değil mi? Ona da gününü göstereceğim. Elimden kolay kolay kurtulamayacak."

  "Yaşarsan gösterirsin tabi." Diye mırıldandım ama mırıldanmama rağmen duymuştu.

  Kaşları havalanırken irisleri sandalyeye bağlanmış bileklerimde gezdi. "Yerinde olsam karşımda elim kolum bağlıyken böyle cesur cümleler kurmazdım oğlum."

  Hitabına yüzümü buruşturup "İstesem bunlardan kurtulabileceğimi en iyi sen biliyorsun." Dedim.

  Yandan bir şekilde sırıttı. "Yani bu demek oluyor ki benimle kalmak istiyorsun."

  Omuzlarımı silktim. "İstediğin gibi yorumlayabilirsin."

  Kafasını sallayıp sandalyesi ile arkaya döndü. Ne yaptığını göremiyordum ama seslerden anladığım kadarıyla bu bıçak bileme sesiydi. "Şimdi seninle küçük bir gösteri yapacağız ama önce izleyicilerimizin olması gerekiyor değil mi?"

  Kafamı yana eğip ne yaptığını anlamaya çalışırken sordum. "Gösteri mi?"

  Kahkaha atarak konuştu. "Evet, hem de cambazlara taş çıkartacak bir gösteri."

  Bu sefer başka bir detay çekti ilgimi. "İzleyiciler?" Kesinlikle bizimkiler olmalıydı, başka kim olabilirdi ki zaten?

  Sonunda benden tarafa döndüğünde ilk ellerine bakmıştım. Boyu farklı sekiz tane bıçak vardı elinde. "Hmm ilk onur konuğu mu gelmeli yoksa normal seyirciler mi? Sanırım normal seyirciler." Deyip tatmin olarak kafasını salladı. Bu sırada odanın içinden gelmediğine emin olduğum sesler duyuldu ortamda.

  "Dokunma bana!"

  "Sevgilimi rahat bırak piç!"

  Bu sesler kesinlikle Jisung ve Hyunjin'e aitti. Gözlerimi büyütüp orada ne olduğunu anlamaya çalışırken babam olacak kişi konuştu. "Sanırım çoktan buradalar değil mi?"

  Gözlerimi kapıdan çekip sert bakışlarımı ona yönelttim. "Onlara ne yapacaksın?"

  Sırıtarak kafasını iki yana salladı. "Beni hiç iyi tanımamışsın Jeongin. Konuklarıma bir şey yapar mıyım ben? Onlar sadece izleyecekler." Sırıtmasını silmeden ayağa kalktı ve dışarıdan da duyulabilecek bir şekilde bağırdı. "İçeriye gelin!"

Mom°Jeongchan° ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin