Sevgiyle kalın.
|oy vermeyi unutmayın|
Kadın arkamdaki son ipide bağladıktan sonra aynaya doğru döndüm. Modeli yüzünden kabarık duran eteğim, hayal ettiğimden daha kabarıktı. "Çok yakıştı Karaca hanım." Yanımda bana bakan kadına gülümsedim.
"Çok mu abartılı oldu?" Dedim içimdeki şüpheyle.
"Bence çok güzel duruyor ama isterseniz değişikler yapabiliriz. Büyük değişiklikler için zamanımız yok ama ufak tefek şeyler ekleyebiliriz."
Gelinliğe son kez baktım. Her kız gibi bir kere olsa bile kendimi beyazlar içinde hayal etmiştim. Tam olarak böyleolmasa bile, mutluydum. Gelinliğimi denemek için provaya tek gelmiştim. Ne annem yanındaydı ne babaannem ne de bir başkası. Kendi evimden gelinlikle çıkmayacaktım. Kuşağımı abim bağlamayacak, babam koluma girip beni Azer'e götürmeyecekti. Kısaca ailem olmayacaktı yanımda. Bir yanım eksikti, hep olduğu gibi.
Hayatıma hiç katkıları yoktu üstüne üstlük birde zarar veriyorlardı. Azerle evleneceğimi öğrendiklerinden beri sürekli arayıp beni vazgeçirmeye çalışıyorlardı. Hatta fazla ileri gidip beni zayıf noktamdan (dedemden) vurmaya çalıştılar. Günlerdir beni yiyip bitiren soru somumu getirecek gibiydi. Ya ömrümü birleştireceğim adam dedemin katiliyse?
"Tamam bu güzel. Ekmleme ya da çıkarma yapmaya gerek yok." Yan taraftaki masada telefonum çaldığında çalışan kadın bana uzattı. Ona gülümsedim. "Teşekkürler."
"Ben sizi yalnız bırakayım."
Kadın çıktığında telefonu yanıtlayıp kuşağıma götürdüm. "Efendim sevgilim?"
"Güzelim işin bittiyse aşağıdayım."
"Tamam geliyorum." Konuşma sona erdiğinde saatin 10:47 olduğunu gördüm. Telefonu masaya götürmek yerine kıyafetlerimin üzerine bıraktım. Kadını çağırmadan gelinliği çıkarıp kendi kıyafetlerimi giydim. Ardında çantamı ve telefonumu alıp dışarı çıktım. "Gelinlik içeride. Hiçbir değişiklik olmayacak. Düğünden bir kaş saat önce bana ulaştırırsınız. Her şey için teşekkür ederim."
"Peki efendim. Hoşça kalın." Elimi sallayıp aşağı indim.
Kapının önünde beni bekleyen arabanın ön kapısını açıp girdim. Azere uzanıp yanaklarına birer buse kondurdum. Karşılık verdiğinde konuşmadan arabayı çalıştırdı. Gözlerim yorgunluktan kapanıyor, bedenim uykuya yenil düşmeye meyilleniyordu.
"Bir sorun mu var?" Azeri'n sorusuyla yolda olan bakışlarımı ona çevirdim.
"Sadece yorgunum."
"Başka bir şeyi kafana takmıyorsun değil mi Karaca?"
Bakışlarını saniyelikte olsa bana çeviriyor gözlerime bakıyordu. Aslında benim aşk konusundaki tutarsızlığımdan korkuyordu. Bende korkuyordum. Yüzüme bir tebessüm yerleştirip direksiyondaki elinin üzerine elimi koydum. "Bir kaç gündür Fadik teyze düğün için canımı okudu. Her şey tak olsun diye koşuşturup duruyoruz. Başka bir sebep yok."
"Madem annem bizi rahat bırakmıyor bizde kaçalım." Sözleriyle kaşlarımı çattım.
"Saçmalama Azer düğüne iki hafta kaldı. Fadik teyze bizi öldürür."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAUDADE
FanficShip Serisi 1 |Sevilecek çok güzel gülüşlerin var. ||İyi olmam için eksik olan parçam. •SAUDADE: imkansız şeyler için duyulan arzu •Çukur dizisinin Azer Kurtuluş ve Karaca Koçavalı shipine yazılmıştır. •Mini hikayedir. •Başka bir evrende, en güzel h...