•16•

466 41 13
                                    

Sevgiyle kalın.

|oy vermeyi unutmayın|

*Bugün otobüste aklıma gelen fikirle eve gelir gelmez Yılmaz'ı sevenler için bir bölüm yazdım :) İyi okumalar.
*Seyhanı gözünde canlandırmak isteyenler için multiye bıraktım.

-Adana'ya Vardıkları Gün-

Genç kadın Azer ve Karaca'nın ardından Zeynep'i eve bırakmak için evden çıkan abisiyle tek kalmıştı. Ortalığı toplayıp demlediği çaydan bir bardak alıp verandaya oturdu. Çalan telefonun ekranından 'DUDUM' yazısını görüp hemen cevapladı.

"Efendim annem?"

"Kızım biz yaklaştık bir şey lazım mı?" Annesinin sesinin ardında "çay demlesin hararetlendim." Diyerek isyan eden Yılmazın sesini işitti.

Gözleri masanın üzerinde duran çaya kayınca tebessüm etti. "Yok Dudu siz gelin yeter."

"Tamam kızım, görüşürüz." Annesi aramayı sonlandırdığında genç kız yüzündeki silinmeyen tebessümüyle telefonu geri masaya bıraktı.

Yılmaz'ın hala en sevdiği şeyin çay olması onu sevindirmişti. Çünkü çayı demlerken Yılmaz'ı düşünmüştü. Küçükkende ne zaman sıcaktan bunalsa ya da bir şeye sinirlense 'hararetlendim' diyerek çay içerdi, diye geçirdi kız içinden.

Yıllar sonra yollar yine onu buraya getirmişti. Geldiğinden beri pek konuşmamışlardı aslında. Büyümüştü ikiside.

"Günaydın kıvırcık." Seyhan duyduğu sesle bakışlarını daldığı yerden ayırıp bahçe korkuluklarına yaşlanmış ona bakan Cihan'a çevirdi. "Nereye daldın öyle?"

Seyhan ayaklanıp Cihan'a doğru yürüdü. "Misafir gelecek derler. Ama zaten geldi." Dedi yanına vardığında. "Sen nereye böyle?"

Genç adam huysuzca kaşlarını çattı. "İnanmazsın ama bu yaşta hala terziye gönderiliyorum. Şaka gibi!"

Seyhan onum homurdanmasana güldü. "Demekki hala büyümemişsin küçük bey."

"Asla büyümeyeceğim." Dedi Cihan ona eşlik ederken. "Sen napıyorsun? Dudu teyzem yok mu?"

"Mezarlığa gittilerdi. Gelirler şimdi. Vaktin varsa gel otur çay demledim."

"Ne güzel olur."  Cihan kapıyı açıp verandaya yürürken Seyhan'da onu takip etti. Cihan otururken genç kadın mutfağa gidip bir bardak çay döküp tekrar döndü. "Bugün de hava çok güzel."  Dedi Cihan çaydan bir yudum alırken.

"Adana'ya bahar gelmiş gibi."

"Ne baharı kızım. Yaz sıcağı bildiğin Adana işte." Seyhan onu kastetmemişti. Teyzesinin gelişini kastetmişti ama bunu açıklamak istemedi.

Kapının önünde duran arabayla dikkatini oraya verdi. Teyzesi ve annesi arabadan inip eve yürürken aralarında bir şeyler fısıldaşıyordu. Dudu Cihan'ı görünce gülümsedi. "Hoşgeldin oğlum."

"Hoşbulduk Dudu teyze. Geçerken sana uğradım. Seni bulamadım ama Seyhan'ı buldum."

"İyi yaptın oğlum. Oturun siz ben şu poşetler içeriye bırakayım."

Dudu ve Fadik birlikte içer geçtiğinde Cihan geri oturmuştu. Seyhan poşetler görüp bir nefes çekti içine. "Kim bilir neler aldılar." Diye söylendi.

"Köye indiler ya yumurta falan almışlardır."

"Seyhan çay." Yanlarına yürüyen Yılmaz eve doğru bağırdığında genç kadın sıçradı.

SAUDADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin