SON

599 48 13
                                    

Sevgiyle kalın.

|oy vermeyi unutmayın|

Küçük kız göz yaşını elinin tersiyle sildi. Hıçkırıkları artık boğazını acıtıyordu. Yeni uzamaya başlayan tırnaklarını avuç içine bastırdı. 'Geçecek,' dedi minik elini kalbine bastırırken. 'Eğer ağlamayı bırakırsan artık burası ağrımayacak.'

'Yürek ağrısı öyle kolay geçmez.' dedi kulağına tanıdık gelen ses. Korkuyla yaslandığı duvarın ucuna doğru baktığında dedesini gördü. Duvara yaşlanmış öylece küçük kızı izliyordu.

Duvardan ayrılıp kızın yanına doğru yürüdü. Bahçenin bu tarafında ışık olmadığı için oldukça karanlıktı. Adam torunun yanına oturup karnına doğru çektiği dizlerinin üstüne kollarını sabitledi. Elinden düşürmediği tesbihinin sesi kızın dikkatini çekmiş sadece oraya bakıyordu.

'Yüreğin neden ağrıyor?' Dedi adam torununa doğru.

'Kimse onu sevmiyor. Sevgisizlikten ağrıyor.'

Adam tesbihi bir eline alıp boşta olan eliyle torununu kendine çekti. 'Ben seni seviyorum.'

Küçük kız dağınık saçlarını elleriyle arkaya itti. Aklına gelen fikirle kafasını kaldırıp dedesine bakıp elini uzattı. 'Bana olan sevginden biraz bana verir misin?'

'Napacaksın?'

'Birgün birinin beni çok sevmesini istediğimde ona vericem. Beni senin gibi sevsin diye.'

Adam kızı sardığı kolu kızdan çekip tespihini iki eline aldı. İki taraftan çekiştirip tesbihi koparttı. Boncuklar etrafa saçılırken adam elinde kalan boncukları kızın boşta kalan avucuna doldurdu. 'Bak bu boncuklar sihirli. Kimin seni sevmesini istiyorsan ver.'

Kızın sevinçle elindekileri cebine koyup düşenleride toplamaya çalıştı. Sonra içine düşen korkuyla dedesine döndü. 'Hani sevgini böldün ya, seninki azalmış olmaz demi. Beni yine seversin.' dedi siyah gözlerini kocaman açıp soru sorarcasına.

'Dedelerin sevgisi hiç azalmaz.' Dedi kızın saçını okşarken. 'Ama boncukları yanlış birine verirsen benim yüreğim ağrımaya başlar. Çünkü o boncuklar benim yüreğimden koptu.'

<••>

Karaca elindeki boncuklara baktı. Küçükken eline sığmayan boncuklar şimdi sığıyordu. Ona dedesinden kalan sevgiye bakıp gülümsedi. Ayağa kalkıp balkona doğru yürüdü. Güneşli olan hava, maviliklerini beyaz bulutlarla süslemişti. "Bak dedem." dedi Karaca gökyüzüne doğru. "Bir beni boncuk vermeden sevdi. Hemde senin gibi. Kırmadan, dökmeden."

İçerden aniden açılan kapıyı duymamıştı bile Karaca. Ta ki Azer yanına gelene kadar. "Güzelim, iyi misin? Onlar ne?"

Karaca Azere bakıp kafasını olumlu anlamda salladı. "Aç avucunu." dedi Karaca. Azer sorgulamadan ellerini birleştirip Karaca'ya uzattı. "Bu boncuklar sihirli. Birinin beni sevmesini sağlıyor. Sen beni sihirsiz sevdin. Ama eğer birgün sevmekten vazgeçersen bunlar lazım olacak."

Azer Karaca'nın dediğinden hiçbir şey anlamamıştı. "Benim sihrim bu boncuklar değil, gülüşün." Boncukları iki avucuna ayırıp sıkı sıkı kapattı. "Sen her güldüğünde ben büyülenmiş gibi sana tekrar aşık oluyorum."

SAUDADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin