•8•

780 64 14
                                    

Sevgiyle kalın.

|oy vermeyi unutmayın|

Karaca bu soruyu ikinci kez duyduğunda kaşlarını çattı. Ne kadar meraklıydılar çifte düğüne? Cevap vermek için dudaklarını araladığında Azer engel oldu.

"Daha erken bizim için." Beklediği cevap bu değildi. Yinede sonuç aynı olunca konuşmasında devam etmesi için geriye yaslandı. "Bu yıl sizin, seneye bizim düğünümüz olur."

Bir yıl bekleyecek miyiz? Diye düşündü Karaca.

"Olmaz!" Savaş koltukta dikelirken herkes onun çıkışıyla ona dönmüştü. "Ben hepinizden büyüğüm. Seneye benim sıram."

Elif alayla gülüp sarı ve uzun saçlarını geriye attı. "Neden seneyi bekliyorsun Savaş? Konuştuğun kızlardan birine bassana nikahı. Çok var nasılsa." Herkes Elif'in sözleriyle şok olurken Karaca gülümsedi.

Yanında kasılan bedene dönüp fısıldadı. "Noldu?"

Azer Karaca'yı kolunun arasına alıp sırtını göğüsüne yaslamasına müsade etti. "Kan çıkacak."

Karaca başını iki yana salladı. Kan çıkmayacak hatta Elif bu savaşı kazanacaktı.

Savaş Elif'e sinirle baktıktan sonra tekrar sahile döndüğünde hepsi ağzı bir karış açık Savaşa bakıyordu. Bilal bu sefer ciddiyetten uzak bir tavırla Savaşa döndü. "Savaş abi," savaş ona dönüp ne var dercesine kafa salladı. "Çifte düğün yapalım mı?"

Herkes kahkaha atarken Savaş sinirle kalkmıştı. Bilal'e yaklaşıp kulağına bir şeyler söyleyip tekrar yerine döndü. Kalkışının aksine rahat bir tavırla geriye yaslandı. Bilal'in bakışları kasıklarına düştüğünde herkes tehditi bir nebze olsa anlamıştı.

"Hayatım düğünümüze birilerini ortak etmekten vazgeçsen artık." Dedi Nuran uyarıcı sesiyle.

Karaca başını Azer'in omzuna bıraktı. Kaynamış olsa bile bir yıl fazla değil miydi?

"Sorun ne? Ne?" Azer kızın söylediklerinden sonra gerilen bedeniyle anlamıştı bir şey olduğunu.

"Neden bir yıl?" Dedi Karaca şaklamak yerine açık açık soruyordu.

"Önümüz kış. İstemesen bile düğün için yazı beklememiz lazım."

"Düğün olmayacak Azer." Dedi Karaca net bir sesle.

"Olmaz öyle şey."

"Düğüme gelirler mi sanıyorsun? En mutlu günümde kimsesiz kalmak istemiyorum Azer."

"Ben varım Karaca kimsesiz değilsin." Karaca omuz silkip denize döndü. Biliyordu, artık kimsesizdi. Kalbi Azeri seçtikten sonra kimsesiz kalmıştı.

"Yengelerim." Mustafa, Elif ve Karaca bakarak seslendiğinde Elif kaşlarını çatınca Mustafa korkuyla Karaca'ya döndü. "Yengem."

Karaca tebessüm etti. "Efendim?"

"Akşam bekarlığa veda yapalım diyoruz."

Savaş kaşlarını çattı. "Olum onlara neden söylüyorsun bunu?"

"Savaş abi senin izin almanı hayal bile edemiyorum. Hayal edemediğim şeyin yaşanmaması için kendim alıyorum."

Kadınlar gülerken Savaş içinden Mustafa'yı öldürmek için planlar yapıyordu.

"Bundan benim neden haberim yok Bilal?" Nuran'ın çıkışıyla gözler ona döndü. Herkes neden gerilip duruyordu?

"Hayatım bunu burda mı konuşalım?" Bilal'in yumuşak sesiyle Nuran yapmacık gülümsedi. Elif'le fısıldaşırken Bila, Karaca'ya döndü.

Azeri'n bedeni dikleşirken Karaca pozisyonunun izin verdiğince başını kaldırıp Azer'e baktı.

"Nasıl bir bekarlığa veda?" Dedi Karaca istemsizce.

"Şimdi yengecim-" diye başladığı sözü Azer kesti.

"Normal bir bekarlığa veda." Karaca tek kaşını kaldırıp Azere baktı. Bilal'in açıklama yapmasını engellemişti ve kestirip atmıştı.

Karaca sinirlerine hakim olmak için derin bir nefesi ciğerlerine yolladı. "Azer izin almıyor. Kendi kararlarını kendi verebilir. Ona sor istersen." Karaca Mustafa'ya gülümsedi.

"Git Azer git." Dedi Elif dikleşirken. "Nede olsa Karaca'nın bizle işi var akşam."

Azerden önce Karaca atlamıştı. "Ne işi?"

"Bekarlığa veda."

SAUDADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin