Babam ve annemin gittiği günden buyana bir haftadan fazlası geçmişti.
Ninem sağolsun bizimle çok ilgileniyordu, sadece bir babaanne değil, hem bir büyüğümüz hemde adeta bir dost gibi davranıyor bizi şefkatinden uzak tutmuyordu
Bir nebzede olsa sayesinde içimizde huzur doluyor can sıkıntımızı sayesinde gideriyorduk.
Ama tabi her güzel tadın bir sonu ve her sonun bir başlangıcı vardı.
Biraz bahçede dolaşmak üzere dışarı çıktım çünkü öyle canım sıkılıyordu'ki aklıma gelen tek şey gidip atımı ziyaret etmekt ve onun ile biraz vakit geçirmek oldu.
Geldiğimizden beri o kadar şey yaşadık'ki atım hiç aklıma gelmedi bille.
ahıra girdiğimde ahır sağ ve sol tarafa ayrılıyordu. Çok geniş bir ahır olup aynı zamanda taştan yapıldığı için hem daha kalın hemde normal ahırlara göre daha sağlamdı.
Dedem metin de vefaat etikten sonra babaannem inekleri ve buzağılarını hepsini satmıştı. Ahırda atlar ve kâhya dan başka hiç kimse yoktu, gerçi bu benim dediğim atta dedemin atıydı ama yinede kendi atım gibi çok severdim.
Beni görür görmez, başta benim atım olmak üzere ahırda yankılanırcasına atlar bağırı ve huysuzluk ediyorlardı.
Atların geneldede hepsi sahiplerine böyle karşılık vermesi benim çok hoşuma gidiyor ve bunuda asla unutmuyordum.
Çünkü çok sadık hayvanlardır'ki zaman kaybetmeksizin atlar rahatsız olmasın diye hiç vakit kaybetmeden bir tımar tarağı elime alıp, benim sevdiğim binmekten dokunmaya kadar kıyamadığım o parıl parıl parlayan atımı tımar etmeye başladım.
Kâhya, bu atın sadece dedeme böyle uysal ve sakin davrandığını söylemiş ve çok şaşırmıştı.
Derken hayvan ile o denli ilgilenmiştim'ki o günün yarısından fazlasını bitirmiştik.
Saat 17.00 dı. Babaannemin beni yemek yemek için sesledi pek uzun sürmemişti tabi. Banaannemin çok hamarat olduğunu benim gibi onu tanıyan herkes bilirdi ve şimdide marifetlerini sonuna kadar göstermişti.
O kadar güzel yemekler yapmıştı'ki sorduğumda ise
içine bazı yabani otlar koydum. Çok faydalı insanı dinç tutar dedi.
Haliyle çokta güzel bir kokusu burnumun içine kadar işliyordu.
O keskin kokusu tüm evi sarmış, bu kokuyu alan sokak hayvanları bile kapıda kol geziyorlardı.
Tabi ninem onlarada içten gelircesine bakar hiçbirşeylerini eksiltmez " Şu yedğimiz yemekte onlarında hakkı vardır deri her zaman.
Belki kâhyanında canı çekmiştir diyerekten onada bir ayırıp tabak götürdüm.
Bu gibi davranışlarım ninemin çok hoşuna gidiyor, her zaman taktir ediyordu
güneş ,yerini ay'a bırakmış karanlık kendi yüzünü göstermişti.
Akşam saatlerinde herkes odasına ayrıldığında hiç benim uykum yoktu ve çok canım sıkılıyordu diye düşünerek, çatı katına gidip ablamla bir an konuşmak istemiş hadda belki biraz santranç'da oynarız diye düşünmüştüm.
Ablam, çatı katında uyumayı çok severdi çünkü en üst kat hemde küçük bir penceresi vardı, o pencereden bakmayı çok sever ve sabahları küçücük kuşların o pencereye komasını benim kadar oda bayılırdı.
Ne yapıp edip o odayı benden almıştı zaten.
Ablamın yanına gittiğimde pencereden iç sesi ile konuşurcasına sessiz ve sakin bakıyordu derken benim ayak seslerim onun bu dalgınlığına bir son vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON KURT
FantasySadece tatile gidip kafa dinlemeyi düşünen Arman, o kısa süre içerisinde bir kurda dönüşüp hiç görmediği yaratıklarla savaşacağını devasa ordulara sahip olacağını ve dünyanın kaderinin elinde olacağı hiç ama hiç aklına gelmemişti. Bunların hepsinde...