Linna, denilen kraliçenin ve halkının bulunduğu bölgeden ayrılarak gelmiş olduğum yola koyuldum. Dünyaya dönüyordum. Bu korkaklar çok canımı sıkıyordu. Çok kısa bir zamanda iblislerin, onlara saldıracağını benim kadar onlarda iyi biliyorlar fakat benim anlamadığım ve canımı sıkan şudur'ki bu gevşeklikleri beni o kadar sinirlendirmişti'ki onlara bu konuda yada hiçbir konuda onlara yardım etmeyecektim.
Öte yandan geri dönüyor oluşumun bana çıkarıyor olduğu zorluklardan birisi'de şuydu. Bir kapı açıp dünyaya tekrardan gidebilirdim fakat benim kurtlara verdiğim kesin ve değişmez kurall'da çoktan konulmuştu. Eğer'ki kapı aktifleşirse savaşın başladığının belirtisi olup kurt kardeşlerim tüm gezegeni kuşatacaktı fakat savaş söz konusu bile değildi.
Bunun için başka bir yol bulup oradan gitmem gerekiyordu.
Onların dünyasını ve yaşamını değiştirdim, kraliçelerini hayata döndürdüm hatta ve hatta Kendilerini savunur hale getirebilecek vaziyete kavuşturdum fakat teşekkürden öte başkla bir olumlu bir halleri bile olmadı.
Uzun zaman önce kralık'ları yıkılmış, kendi toprakları ellerinden alınmış belki kendilerinin bile bilemediği kadar çok insanları öldürülmüştü bunlara rağmen. Bu yenilgiyi ve hiçbir'şey yapmamazlıklarını kabullenmek bu kadar kolay'mı gerçekten?
Koca evrenin en güzel gezegenlerinden birtanesinde yaşıyorlar ama ne olmuş yada ellerinde neler olup neler kaybettikleri hiç umurlarında bile olmayan bu saçmalık gerçekti! Sanki hiç bir şey olmamış gibi rahat davranıyorlar halbuki bir kaç gün önce kraliçeleri bir taştan ibaret olup, kuru toprağa benzer bir sebze/bitki ile besleniyorlardı bundan öte ben her konuda yardım etmek istedim, belki birlik olup karanlığı bozguna uğratabiliriz diye düşündüm.
Bu her olumlu yada büyük konulara karşı sürekli olarak hayırlarına elbette verdikleri karara saygı duyuyor ve kendi hallerine bırakıyorum.
Ama kraliçe linna'nın bana gösterdiği yer kocaman kuyu hala aklımda olup adeta bütün evren ayaklarımızın altındaydı ve anlaşılan o ki burası gezegenlerin merkeziydi. Eğer dediği gibi gerçekten iblisler evrende bu kadar çoksa ve karanlıklarını yaymışlarsa bunlara karşı vereceğim umut ettiğim zafere kavuşmak hiç kolay olmayacaktır.
Ne kadar olurlarsa olsun bu kararlığım ve gücüm, aynı zamanda arkamda bıraktıklarım için ben hiçbir zaman yılmayacağım bu konuda düşünülürse bir orduyu tek bir hamlede bile yok edebilirdim ama bazen öyle bir yük ve içinde barındırdığı güç eline geçer'ki kullanmak istediğinde etkisini düşmanın yada sadece görenler değil sende etkisini yaşarsın işte buna inandığım için büyük işlere kalkışmıyorum.
Eğer'ki İnsanlar, hayvanların ve bu değişik ama bizim insanlarımız ile aynı soydan olan insanların canı umrunda olmasaydı kalbinden kan akan hiç kimse şuan yaşıyor olamazdı.
İçimdeki enerjiyi öyle bir kullanırdım ki hiç görülmemiş şeyler tüm gezegenlerde galaksilerde evrenlerde ve dünyalarda görünüp yaşanıp kuşkusuz herkes yok olurdu.
Ormanda Kocaman ağaçların,bitkilerin arasında bu düşünceler ile yavaş yavaş yürüyor dünyaya doğru gidiyordum nede olsa artık çabalamam gereken bir şey kalmamış, kurtarmam gereken bir can bile bu gezegende söz konusu bile değildi.
Tehlike unsurur barındıran hiç bir karanlık güçler, benim dünyama gelmedikleri sürece bende kimseye karışmayacak ve kimsenin canını tehlikeye atarcasına bir savaş ve benzeri bir şey yapmayacağım.
Bu gezegeni, doğal güzellikleri ve barındırdığı canlıları kurtarmak isterdim fakat onlar yani gezegenin gerçek sahipleri ve aynı zamanda imparatorluğunu sürdüren Linna kraliçesi ve ordusu bunu istemeyerek kendilerini karanlığın içinde ölümün pençelerine ittiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON KURT
FantasíaSadece tatile gidip kafa dinlemeyi düşünen Arman, o kısa süre içerisinde bir kurda dönüşüp hiç görmediği yaratıklarla savaşacağını devasa ordulara sahip olacağını ve dünyanın kaderinin elinde olacağı hiç ama hiç aklına gelmemişti. Bunların hepsinde...