|5| - Shin ju kang, enter

230 114 127
                                    

Bölüm şarkısı medyada 🎧🎶

İyi okumalar dilerim...

---

"Kurstaki herkes çok korktu... ben bile!" Seung jo bir yandan yemek yerken, bir yandanda Sterliçya'nın gidişinden sonra kursta olanları anlatıyordu. Seung jo, Sterliçya'ya herşeyi anlatmasını istemişti fakat Sterliçya gerçekleri anlatmak yerine yalan söylemeyi seçmişti. Üstelik anlatsa bile ciddiyetsiz arkadaşı onunla yine dalga geçecekti.

"Chung haTeyzeye söyleyeceğim, bundan sonra korku filmi izlemene izin vermesin!" Sterliçya, fazla korku filmi izlediği için hayal gördüğünü söylemiş ve Seung jo'yu bu yalanına zar zor inandırmıştı. Seung jo ise içinde ne kadar şüphe kırıntıları olsada arkadaşına inanmayı seçmişti.

"Ebeveynlerim gibi davranıyorsun Seung jo!" Sterliçya'nın iğneleyici sözü üzerine Seung jo'nun yüzü düşmüştü birden bire.
"Neden öyle dedin şimdi?" Ağlamaklı bir sesle konuşmaya başladığında Sterliçya gülmemek için dişlerini sıkıyordu âdeta.
"Ebeveynler her zaman bizim iyiliğimizi düşünür bir kere!"

"Öyle mi?" Dedi Sterliçya kaşlarını havaya kaldırarak.
"Bu yüzden mi Annen ders çalışman gerektiğini söyleyince evden kaçmıştın? sözlerin ve davranışların birbirine o kadar zıt ilerliyor ki... hayran kalıyorum. Sahi söylesene bu yeteneğin için özel ders falan alıyor musun?" Seung jo, Sterliçya'nın sözlerini hiç hoş bulmayıp yüzünü buruşturduğunda Sterliçya keyifli bir kıkırtıyla arkasına yaslanmıştı fakat Seung jo bu keyfinin pek uzun sürmemesini sağlamıştı.

Kaşığını bir mancınık şeklinde kullanarak Sterliçya'nın yüzüne ketçap bulaştıran Seung jo'nun kahkahası odanın içinde yankılanmıştı.

"Ne biçim arkadaşsın sen be!" Sterliçya aniden parladığında seung jo geriye doğru sıçramıştı.
"Bundan sonra sana yemek yapmayacağım, umarım patates kızartması yiye yiye patatese dönüşürsün!"

- - -

"Dondurma kilo almaz, çünkü sıvı." Seung jo elindeki küçük dondurma kutusuna bakarak Sterliçya'ya doğru konuştuktan sonra cümlesini koöik bulup kıkırdarken, Sterliçya dalgın dalgın kantindeki öğrencileri izliyordu.

"Dondurma kilo almaz, sen alırsın." Gözlerini Seung jo'ya çevirmeden konuştuğunda seside kendisi gibi oldukça dalgın çıkıyordu. Tam olarak bir hafta geçmesine rağmen prensten bir haber alamamıştı. Sadece bir hafta önce görmüştü onu ve o günden bu yana tek bir kere bile yanına gelmemişti. Zaten onun neden gelmediğini sorgulamak biraz saçmada geliyordu Sterliçya'ya. Yinede kendisine bu kadar sorun çıkarttıktan sonra birden bire ortadan kaybolması daha saçma geliyordu.

"Bu kız bu gün çok kırıcı!" Seung jo somurtup kendi kendine konuştuğunda Sterliçya dikkatini toplayıp gülerek arkadaşına bakmıştı.
"Senin harika bir fiziğin var seung jo, diyete ihtiyacın yok, yiyebilirsin bence!" Seun jo gülümseyip ukalâ bir tavır takındı.
"İhtiyacım olmadığını biliyorum, bu yüzden yiyeceğim!" Böbürlenerek dondurmasını yemeğe başladığında Sterliçya sıkıntıyla ayağa kalkmış
"Birazdan geleceğim." Diyerek Seung jo'nun yanından ayrılmıştı.

Okul merdivenlerinden yukarı doğru hızlı hızlı çıkmış ve kendisini bilgisayar odasında bulmuştu. Bilgisayarın karşısına oturduğunda elleri klavyeyi bulmuştu. Bir süre tereddütle aynı şekilde durduktan sonra klavyenin üzerindeki parmakları hareket etti.

"Shin..." biraz düşündükten sonra parmakları birden hızlandı.
"Shin ju kang kimdir?" Arama butonuna bastığında karşısına çıkan değişik şekillerde çizimlere baktı; Bir kılıç, kan lekeleri, sakura ağacı, bir kadın, bir bileklik. Biraz daha aşağıya kaydırdıktan sonra karşısına çıkan başlık ile kaşlarını çatmıştı. "Ahiret taşı gerçek mi?"

FISILTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin