|6| - Drawing...

213 109 101
                                    

Bölüm şarkısı medyada.

Kim Taehyung - inner child🎶

Not: lütfen şarkıyı açıp okuyalım. Neden mi? Çünkü insanların ve hayatın karmaşasından, gürültüsünden sıyrılmak için sadece 3 dakikalığına bir şarkıyla kafamızı dağıtalım ve rahatlayalım.
----

"Ahiret taşı mı?" Dedi prens kaşlarını çatıp Sterliçya'nın gösterdiği fotoğrafa bakarak.
"Bunu duymuştum... eskiden imparatoriçe annem bize masal şeklinde anlatırdı."

"Vay, anneniz kraliçe olmasına rağmen size masal mı anlatırdı? Ben annemden hiç masal dinlemedim." Sterliçya saçma bir duygusallıkla konuşmaya başladığında prens taşa dikkatlice bakmayı sürdürdü. Sterliçya ise taşa dikkat etmek yerine prensin nasıl bir görünüşü olduğuna kafa yoruyor ve bu merakını bastıramıyordu. 700 yıldır yaşadığı için yaşlı olabilir miydi? Ama sesi oldukça gençti. Yada upuzun saçları vardır belkide? Ama ya saçları hepsi birbirine karışmış ve taramayı bilmiyorsa? O zaman çok mu çirkindi?
Prensin görünüşü hakkında binlerce düşünce geçiyordu beyninden ama her birinin doğruluk payının düşük olduğunu oldukça iyi biliyordu.

"Nasıl bir görünüşün var?" Sterliçya kendisini tutamamış, merakına yenik düşmüştü. Prens tek kaşını kaldırarak küçük kıza olan bakışlarını sürdürürken küçük kız cılız ve olduğundan daha yüksek bir ses tonuyla konuşmaya başlamıştı.
"Sana diyorum, yüzünü ne zaman göstereceksin!?"

"Göstermeyeceğim." Tek düz verdiği cevapla Sterliçya surat asmıştı.

"Resim çizme becerim var, seni çizebilirim, istersen?" Tekrar umutla sorduğunda prens burnundan aldığı nefesi tekrar burnundan vermişti sıkıntıyla.
"Ne kadar itraz edersem edeyim ısrar etmeye devam edeceksin öyle değil mi?" Sterliçya kare bir gülümsemeyle çocuk gibi başını aşağı yukarı hızlı hızlı salladığında prens bunu komik bularak küçük bir kıkırtı bırakmıştı dudakları arasından.

"Peki... tahmin ederek çizebilir misin?" Ahiret taşı konusunu unutmuş ve prensin resmini çizmek için nasıl bir görünüşü olduğuna kafa yoran Sterliçya prensin sesine doğru bir adım atmıştı.

"Sana dokunursam..." Sterliçya'nın ileriye attığı ikinci adımıyla birlikte prens geriye doğru bir adım atmıştı.

"Yüz şeklini, saçlarını..." bir adım daha atmıştı prense doğru fakat prenste geriye doğru bir adım atarak Sterliçya'dan bir adım daha kaçmıştı. İçinde bulundukları durum geçen her saniye daha komik bir hâl alırken prens tüm ciddiyetiyle Sterliçya'dan kaçıyordu âdeta.

"Bunların hepsini bilirsem..." Sterliçya ileriye doğru bir adım daha attığında bu sefer prensin geriye attığı son adımıydı. Sırtı arkasındaki duvarla buluşmuştu.

"Seni daha iyi çizebilirim... yakaladım!" Sterliçya'nın kollarından tutmasıyla prens arkasındaki duvarın içine girecekmişcesine yapışmıştı duvara.
"Neden kaçıyorsun benden ya!"

"Kendimi koruyorum!"

"Ne o, sana göz dikeceğimden falan mı korkuyorsun?" Sterliçya gülmek ve gülmemek arasında gidip gelirken prens konuşmaya başlamıştı.
"Olamaz mı?"

"Hayır, olamaz. Daha yüzünü bile görmediğim birini nasıl beğenebilirim ki, belki Çirkinsin?"

"Sen bana çirkin mi diyorsun, bu ne cürret!?" Prensin aniden sesini yükseltmesiyle yerinden sıçramıştı Sterliçya.

"İyi de, seni çizememe izin verde yakışıklı olduğuna dair bir kanıt bulunsun elimizde." Prens gözlerini kısarak Sterliçya'nın yüzüne doğru eğilmişti.
"Biliyor musun, benim zamanımda sıradan bir kızın bir prensin resmini çizmesi büyük suçtu." Sterliçya prensin bu sözleri üzerine gözlerini devirmişti.
"Şuan benim zamanımdayız ama."

FISILTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin