Yukarıdaki şarkıyı açıp bölümü bu şekilde okuyalımm
İyi okumalarr<3
Medya: Can Bonomo - Love me back
---
860 yıl... 860 yıl sonra ilk kez tam karşısında duruyordu geceleri kabuslarını ziyaret eden ağabeyisi.
Mavi gözleriyle, kardeşinin koyu gözlerine bakarken gülümsemişti. Kardeşi ise ona karmakarışık olan bir surat ifadesiyle baktığında bir kaç adımını öne doğru atmıştı. Attığı adımdan emin olamayıp geri çektiğinde gerisinde duran ikilinin garip bakışlarını hissediyordu üzerinde.
"Ağabey..." yürümekten ve düşüncelerinden bitkin düşen bedeni sızlarken, gözleri yaşla dolmuştu. Kalbindeki sancı durmak bilmezken uzun süredir hissetmediği duygu ele geçirmişti bedenini. Özlem...
Özlemişti... ağabeysini öyle özlemişti ki tarif edilemezdi bu. Katilini öyle özlemişti ki...
Bacakları titremeye başladığında, güçsüzlüğünü en derinine kadar hissediyordu. Diz kapakları tok bir sesle yerle buluşunca, gözlerinde biriken yaşları serbest bırakmıştı. Göz yaşlarını engellemek ve karşısındaki görüntünün gerçekliğini yoklamak istercesine gözlerini sıkıca kapattığında, elleri yumruk halini almıştı.
'Gerçek değilsin' içinden geçen cümleleri tekrar edip durduğunda ağabeysinin ona doğru bir kaç adım attığını duymuş ve hışımla gözlerini açarak başını kaldırmıştı.
"Yetmedi mi?" Haykırışıyla ağabeysinin durmasını beklerken, beklediği olmamış ve ağabeyisi aralarındaki mesafeyi kapatmaya devam etmişti.
"Beni tekrar öldürmek için mi geldin?" Sesi titremeye başladığında kimseyi, hiç bir şeyi görmüyor gibiydi. Sadece yüzünde tek bir ifade bulunmayan ağabeyisini görüyor ve ona doğru sürekli olarak haykırıyordu. Ta ki ağabeyisi tam önünde, onun gibi dizlerinin üzerine çökene kadar.
Doğru ya, Ju kang ne zaman dizlerinin üzerine çökse Gwang ju onu asla yalnız bırakmazdı. Ne koşulda olursa olsun.
Yaşlarla ıslanan yüzünde ağabeyisin parmaklarını hissettiğinde gözlerini yummuştu acıyla.
"Beni öldürdün." Sakinleşmiş ses tonuyla konuştuğunda, ağabeyisi parmaklarıyla yüzündeki yaşları sildi. Ju kang tüm bunların birer hayal olduğunu düşünüyordu. Defalarca halüsinasyonlar görmemiş miydi zaten?
"Kendimide öldürdüm." Ağabeysinin pürüzsüz ve acımasız çıkan sesiyle gözlerini hızlı bir şekilde açtığında kendisine şefkatle bakan gözlerle karşı karşıya gelmişti.
"Neden?" Sesi sorgular gibi değil de, bunu yapmış olmasına anlam veremez bir tınıda çıkmıştı.
"O gün bedeninden akan kanlarla dizlerinin üzerine düştüğünde, anladım. Seni yalnız bırakmak benim için ölüm demekti." Kardeşinin gözyaşlarını silen sağ eli, boynuna doğru kaymış ve ensesini sıkıca kavrayarak kendisine çekmişti.
Kardeşinin yüzünü göğsüne bastırdığında gözlerini yummuştu. Nasıl kıymıştı böyle küçük kardeşine?
"Herkesi öldürdüm kardeşim... kendimi bile."Ağabeyisin göğsü yüzünü kapatırken hıçkırıklarıyla konuşmaya çalışıyordu bir yandan boğuk çıkan sesiyle.
"Beni mahvettin." Sustu. Ne diyebilirdi? 'Evet, mahvettim' mi diyecekti?"Üzgünüm." Ju kang başının arkasına yapılan baskıyla, yüzü ağabeysinin göğsüne daha çok gömülmüştü.
"Seni bu acıya mahkum ettiğim için... üzgünüm." Ju kang derin derin nefesler almaya çalışırken inip, kalkan omuzları titriyordu âdeta. Omuzlarının yanı sıra titreyen ellerini kaldırıp ağabeysisinin beline sardığında gözyaşları durmuş fakat boğazından kaçan hıçkırıklara bir türlü engel olamamıştı. Çok nadiren ağlardı bu şekilde. Öldüğünde bile bu şekilde ağlamamıştı. Bilmiyordu, belki de fazla duygusallaşmıştı. 860 az bir sayı değildi sonuçta. 860 yıl sonra ağabeyiyle tekrar karşılaşmıştı ve o bunun asla gerçekleşeceğini tahmin etmezken, birden bire oluvermişti işte. Canından bir parça olan ağabeyi ile tekrar karşı karşıya gelmişlerdi. Ve o yıllarca ağabeyinden intikam almayı planlarken, şuanda intikam kelimesi aklının ucundan bile geçmiyordu. Zihni bir şekilde o kelimeyi bir köşede tutuyor ve asla çıkmasına izin vermiyordu. Kim bilir, belki bu kelime aklına geldiğinde pişman olacaktı ağabeysisine sarıldığı için. Kalbi şuan tamamen o duyguya kapalıyken pişman olacağı dakikalar umurunda bile değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILTI
قصص عامةUYARI: fantastik kurgudur!!! --------------------------------------------------- 700 yıldır yaşayan ölümsüz bir prens... Resim çizmeye tutkulu olan genç bir kız... Kaderleri birbirine bağlı olan iki yabancı... 700 yıllık ölümsüzlük lanetini bozmak i...