5:TEHDİT

102 42 14
                                    

DERİN ALACA

Dün polise gittikten sonra omuzlarıma ağır bir yük binmiş gibiydi. Nedeni neydi bilmiyordum. Şuan evin en sevdiğim köşesi olan, boğaz manzarasını rahatlıkla görebileceğim camın önünde, elimde kahve ile oturyordum. Bugün akşama kadar izinliydim. Çalan kapı zili ile elimdeki bardağı bırakıp kapıyı açtım. Kargo çalışanı gelmişti.

" Derin Alaca"

" Benim buyrun."

" Bu size gelmiş. Şuraya bir imza alabilir miyim? " kargomu alıp, elindeki kağıta imza attım ve kapıyı örttüm. İçeri geçip paketi açtım. Güzel bir el yazısı ile yazılmış not ve kolye  vardı. Notta şunlar yazıyordu.

" Güzel doktoruma güzel bir hediye. Seni seviyorum. Çok yakında görüşürüz.
       Tolga Aksu

Tolga Aksu adını okumam ile sesli bir şekilde güldüm. Kolyeyi elime alıp baktım. Gerçekten mükemmel bir kolyeydi. Tolga, benim Aycadan sonra en yakın arkadaşımdı. Üniversitede tanışmıştık ama kendileri bir anda okuldan ayrılıp polis olmaya karar verince bir daha yüz yüze konuşmadık. Şimdi gelecek olmasına çok sevmiştim. Kolyeyi kutuya koyup, akşam hastaneye giderken takmak istedim.

Akşam olmuştu hastaneye gitmek için hazırlandım. Siyah bir pantolon, beyaz tişört ve üstüne gri ipek bir gömlek giyip düğmelerini kapattım. Gri bir şal takıp, ayakkabı ve çantamı alıp, evden ayrıldım. Arabama binip hastaneye yol aldım. Akşamları çalışmayı hep sevmiştim.  Hastaneye akşam gitmek bazenleri olurdu. Keşke benim için hep olsaydı. Sabahın köründe Aycanın sesi ile kalkmak en acı şeydi. Hastaneye geldiğimde arabamı parkedip içeri girdim. Çalışanlara selam verip asansörün düğmesine basıp beklemeye başladım. Ayağımla ritim tutarken, etrafa baktım keşke bakmaz olaydım. Hastaneden içeri giren bir Demir Aslan ve adamlarını gördüm. Etrafına bakınırken gözlerimiz kesişti. Değişik bir ifade ile bakarken bana doğru gelmeye başladı. Ona aptalca bir şekilde bakmaktan başka bir şey yapamıyorumdum. Karşımda durup bana baktı. Sessiz bir şekilde bakmayı sürdürürken sessizliği o bozdu.

" Derin Alaca." yakından daha bi yakışıklı görünüyordu. Birde simsiyah takım elbisesi içinde harikaydı. Ne düşünüyordum. Tövbe ya, kendine gel iç sesim.

" Benim. Yani, bir sorun mu var?"

" Çağrı benimle gelsin diğerleriniz gidin. " adamlarını gönderip bana dönüp cevap verdi.

" Var. Ama ilk önce asansöre binelim." ondan gözlerimi ayırıp asansöre bindim. Benimle birlikte oda içeri girdi. Odamın bulunduğu kata çıkmak için numaraya basacağım sırada Demir Bey benden önce davranıp bastı.

" Siz neden gelmiştiniz acaba?"

" Seninle konuşmak için." polis meselesi diye düşünmeden edemedim.

" Ee ne konuda. Çünkü sonrada konuşabilirdik."

" Şimdi konuşmak istiyorum." sert ama bir o kadarda sakin bir tonda söylediği cümle ile sustum. Asansör açılınca odama doğru gittim. Tabii arkamda Demir Aslan ile birlikte. Odama girip çantamı askıya  asıp.  Demir Beyi bekledim.

" Sen dışarıda  bekle Çağrı. Derin Hanım ile yalnız konuşalım."

" Peki abi." Çağrı denen adamın kapıyı kapatıp çıkmasıyla Demir Beye baktım. Oda bana bakarken konuşmayı başlattım.

CANHIRAŞ GÖZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin