"Derin işin ilk gününde geç kalmak tam senlik, bravo." uykumun en güzel yerinde canım dostum sayesinde uyanmıştım. Hoş kaldırmasa gerçekten işimin ilk gününde bir sorun yazılırdı.
" Tamam kalktım, olmayan annem gibi davrandığın için sana minnettarım." sesli bir şekilde gülmesini es geçip, rutin işlerimi halledip, Aycanın hazırladığı kahvaltıyı oturdum.
" Acaba artık erken kalkıp kahvaltıyı sen hazırlasan diyorum." tabağımdaki kahvaltılıkları yavaş bir şekilde yeyip, Aycanın konuşmasına kafamı salladım.
" İyi yarın kendine hazırlarsın senin yüzünden geç kalıyorum. Afiyet olsun sana."
" Ya zaten zor kalkıyorum bide kahvaltı yapmadan gidemem hergün, yapma be Ayca." ayakta duran Aycanın beline sarılıp küçük çocuk gibi konuştum.
" Yapamam artık, alarmı kur yat sabahta erken kalkarsın. Hemen hazırlan çık hastanede seni beklerim. Görüşürüz." yanağımdan öpüp, çantasını alıp evden ayrıldı. Bende hemen sofradan kalkıp, dişlerimi fırçalayıp, üstümü bir şeyler giyindim. Bugün rahat giyinmek istedim o yüzden siyah badi, mavi bol paça kot pantolon, siyah şal ve siyah kabanımı giyip odamdan çıktım. Siyah botlarıda ayağımı geçirip, vestiyerdeki çantamı alıp evden çıktım.
Bugün yeni geçiş yaptığım hastaneye gidiyordum. Yeni hastanede ilk günüm olacağı için aşırı saçma helen bir heyecan içindeydim. Bu yüzden herşeyi doğru yapmaktan başka birşey istemiyordum. Arabamı çoğu zaman yalnız kalmak ve kafa dinlemek için gezdiğim ormanlık alandan gitmek istedim. Hem belki heyecanımı atmama yardım ederdi. Gelen mesaj ile düşüncelerimden ayrılıp telefonuma baktım.Gönderen: Ayca Annem
Umarım yoldasın Derin çünkü haddinden fazla geç kaldınGönderilen: Deniz Gözlüm
Geliyorum. Sadece 5 dakika geç kaldım. Beni oyalama bye bye.Mesajı yazıp önüme döndüm. Ama ani fren yapmamla kafamı sert olmasada direksiyona çarptım. Kafamı kaldırıp alnımı elimle ovup ofladım. Ani fren yapmama sebep olan arabaya içimden kızıp, arabadan indim. Önümdeki arabaya doğru adımlarken tamponun ön kısmında karnının alt kısmından vurulan genç bir adamla geriye doğru istemsizce bir kaç adım attım. O sırada bakışlarını kaldırıp boğuk bir tonda konuştu.
" Yardım et." yerimde mıhlanmışbir şekilde duruyordum. Sanki hiç kan görmemiş gibi, hiç yaralı biri görmemiş gibi.
" Çabuk ol, yardım et lütfen." hemen kendime gelip yanına doğru koşup diz çöküp yarasına bakıp konuştum.
" Tamam sakin olun. Doktorum ben yardımcı olacağım. Yaranıza bakmam lazım. Ama ilk önce ambulansı arayayım." telefonu arabadan alacağım sırada bileğimden güçsüz bir şekilde tutup beni durdurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANHIRAŞ GÖZLER
Romans" Neden çağırdın beni buraya. " onu ilk gördüğüm yere gelmemi istemişti. Tedirginliğimi bir yana bırakıp soğuk bir sesle konuştum. " Gelmeni beklemiyordum ama geldin." birbirimizden çok uzakta duruyorduk. Bu benim için iyi birşeydi sadece benim için...