" Derin" tanıdık ses ile boğazımda oluşan yumru ile arkamı döndüm. Yine karşımdaydı, babam. Hüzünlü bir ifade ile bana bakıyordu. Gitmem gerekiyordu.
" Kızım. " bu kelimeyi duymam ile kan beynime sıçramıştı.
" Bana kızım deme! " kelimelerin üzerine basarak söylememe derin bir nefes aldı. Ona bakarken bana doğru gelerek sarıldı. Kaskatı kesildim, gözlerimi bile kırpamadım.
" Seni çok özlüyorum yavrum. Affet beni yalvarırım affet." ağlayarak konuşması ile onu ittim. Geriye çekilirken dolan gözlerimden nefret ettim.
" Neyden bahsediyorsun sen ya?"
" Kızım-" sinirli çıkan sesimi umursamadım.
" BANA KIZIM DEME! "
" T-tamam demem, sakin ol."
" Niye buradasın?" aklımda olan soruyu sormak bana garip gelmişti.
" Seni merak ediyorum Derin. O günden beri aklımdasın yavrum. İzin ver konuşalım, ihtiyacım var seninle konuşmaya."
" Zor gelmiyor mu?"
" N-ne zor gelmiyor mu?"
" Yavrum, kızım demek. Sanki hiçbir şey yapmamışsın gibi özlem duyman. Sevgi gösterisi yapman."
" Derin kızım ben seni hep düşündüm, unutmadım sadece ulaşamadım. Hiçbir baba kızını unutamaz, ondan nefret etmez."
" Ama sen ettin."
" Hay-" sözlerim söyleyeceklerini bıçak gibi kesti. Sanırım yıllar sonraki yüzleşme gerçekleşecekti.
" Eğer benden nefret etmeseydin beni terk etmezdin. Çünkü hiçbir baba kızını bir kadın için onun eline bir tane şeker verip, alnından öpüp o kapıdan umursamaz bir şekilde çıkmaz. Hiçbir baba yıllar sonra birşey yaşanmamış gibi kızının karşısına geçip özledim demez, sarılmaz bunları yapmaz." dediklerime sessiz kaldı. Daha fazla içimde durdurduğum çığlıkları bağırmaya hazırdım.
" Doğrular böyle susturur işte. Yıllarca her gece seni düşündüm, ne yaptığını, nerede olduğunu, bir daha geleceğini. Çünkü sen bana giderken geleceğini söylemiştin. Sana birşey söyleyin mi ben bu yaşımda bile hâla geleceğini hayal ediyordum. Bana bu güveni verende sendin, alanda." göz yaşları akarken söylediklerime cevap verdi.
" Biliyorum seni çok üzdüm ve hâla da üzüyorum. Ama senin beni düşündüğünün kadar bende seni düşündüm. Seni bırakmak ölmekten bile beterdi. Aşk bana bunları yaptıran, kafamı karıştıran aşktı." sesim fısıldayarak çıktı.
" Aşk mı?" bir anda gülmeye başladım. Yaptıklarıma şaşırdığı belliydi.
" Aşk? Güzel bahane."
" Bahane değil. Beni bir gün aşık olduğunda anlayacaksın."
" Ne saçmalıyorsun sen ya. Aşk mış, asıl senin yüzünden benim bütün duygularım öldü. Ben senin yüzünden bir daha kimseye güvenemedim. Ben bana yaşattıklarında küçüktüm ama aklımda kalan ve bıraktığın onca duygu büyüktü. Şu hayatta bağlanabildiğim hiçbir şey yok. " yine sessiz kaldı. Göz yaşlarım yavaşça akıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANHIRAŞ GÖZLER
عاطفية" Neden çağırdın beni buraya. " onu ilk gördüğüm yere gelmemi istemişti. Tedirginliğimi bir yana bırakıp soğuk bir sesle konuştum. " Gelmeni beklemiyordum ama geldin." birbirimizden çok uzakta duruyorduk. Bu benim için iyi birşeydi sadece benim için...