20:SINIR

51 16 11
                                    

Yıllar geçse de üstünden bu kalp seni unutur mu?

Kader gibi istemeden, bu kalp seni unutur mu?

Bir hasretlik hüzün vardı, içimde bir hüzün vardı,

Söyleyecek sözüm vardı, bu kalp seni unutur mu?

Bu kalp seni unutur mu? Bu kalbim seni unutur mu? 

Radyoda çalan şarkının kesilmesi ile aptal aşık rolünden sıyrıldımAycaya bakarak sinirle bağırdım.

" AYCA! Ne yapıyorsun ya şarkıda dinlemek yok sanırım? "

" Evet yok,  kızım senin şarkı zevkin bana olmayan aşkımın acısını çektiriyor. Bur daha benim yanımda böyle duygusal müzik dinleme! " dedikten sonra kulaklığını takarak cama döndü. Ayca ile birlikte kumpir yemeye gidiyorduk ama şuan biraz tripliydi. Nedeni ise onun için kötü,  benim için iyiydi.

Arda Aslan ile kahve içmeye gidemiyordu. Çünkü Demirin kardeşi olduğu için. Ben izin vermemiştim aslında. Arabayı güzel bir kumpir satan yerde durdurdum ve Ayca ile indik. Kumpir dükkanına girip siparişlerimizi verip, boş bir masaya oturduk.

" Mesaj yazdı mı?" Aycaya sorduğum soru ile etrafa bakan gözlerini bana çevirdi.

" Yok, yani niye atsın ki? Tam belli değildi haber verirse gidecektim ama haber verse de gidemeyeceğim." beni kastederek söylediği cümle ile dudaklarımı ısırıp ciddi olmaya çalıştım.

" Doğru benim yüzümden gidemeyeceksin. İyi taraftarından düşün bir de, yeniden platonik olup ta saçmalamazsın. "

" Hahah çok iyi şaka. Bitti o devir platonikmiş, aşık olmuş felan artık yeni bir dönem var. Kısmet benim ayağıma gelecek bak gör, tıpış tıpış gör bak." işaret parmağını masaya sert bir şekilde bastırırken kumpirlerimiz geldi. Hemen yemeye başladık. O sırada konuşurken yanımda ki sandalyeye oturan Akın ile şaşkınlığımı sesime vurdum.

" AKIN!" fazla şaşırmam ile herkes bana bakması ile elimi ağzıma götürüp kısık bir sesle konuştum.

" Ne arıyorsun burada?"

" Kumpir dükkanı size ait değil dimi? Yani canım kumpir çekti, bende evimin çaprazındaydı olduğu için yemek istedim." Aycanın lafa atlaması ile aklımda olan soruyu sordu.

" Nasıl yani çarprazda derken?" Akın eli ile mavi katı gösterdi.

" Şu kat işte, 4. daire."

" Vayy çok şanslısın Akın. Ee o zaman sana da isteyelim bir tane."

" Olur ben gideyim kendim yanında seçerim, afiyet olsun." deyip sipariş vermek için yanımızdan kalktı.

" Derin gördün mü, kumpircinin çarprazında inanılmaz?"

" Aynen, çok şanslı, aşırı şanslı. Bizim de evimizin karşısında en sevdiğimiz nenemiz var. Hem de her yaz çilek reçeli veren."

" Ay Derin, bir nenenin bize her yaz çilek reçeli vermesi kadar inanılmaz birşey yok gerçekten. "

" Evet." gülerek yemeğimize devam ettik. O sırada Akında yanımıza geldi ve hep birlikte konuşarak kumpirlerimizi yedik.

CANHIRAŞ GÖZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin