Babam benim için en büyük zararı veren kişi. Küçük olmama rağmen çoğu şeye karşı nefret beslememe sebep olan adam. Murat Alaca, bana bir babadan daha iyisi olmuştu. Arkadaş, en yakın arkadaş. Babamı unutmak zor olmuştu ama şimdi hiç bilmediğim birisi bana babamın ona yaptığı şeylerin bedelini ödeyeceğimi söylüyordu.
Söyledikleri ile bana sadece düşünmek kalmıştı. Yerime yavaşça oturup ellerimi yüzüme koyup derin bir nefes aldım. Artık aklımda karıştırmıştı. İçeriye yeni bir hasta gelince kendime gelmem gerektiğini hatırlattım. Hastayı yerine oturmasını isteyip konuştum.
" Buyrun şöyle geçin. Ne için gelmiştiniz? " elleri titriyordu. Yüzüme boş bir şekilde baktı.
" Derin Alaca değil mi?"
" Evet, hastalığınız nedir?"
" B-ben buraya çok önemli bir şey için geldim. Beni tanıdın mı?" sözleri ile gerilmiştim. Burnumu hafif kaşıyıp cevap verdim.
" Hayır beyfendi tanımıyorum."
" Tanımazsın tabi. Ama ben hatırlatayım sana kendimi. Aslı Çelik, kardeşim hatırlarsın, iyileştireceğiz deyip her tarafını kesip, öldürdüğünüz kişinin abisi. " hiç bir şey anlamıyordum.
" Aslı Çelik, çok özür dilerim ama emin olun hastalarımın hepsini unutmam. Böyle bir hastam olduğunu düşünmüyorum." yerinde rahatsızca kıpırdanıp konuştu.
" Hatırlamazsın tabi, kardeşimi öldürdün lan sen. Ama bende seni öldüreceğim. Anladın mı? SENİ BİTİRECEĞİM." sonlara doğru bağırmasıyla, cebinden silahını çıkardı ve bana doğrulttu. Anında ayağa kalktım.
" Tamam sakin ol. Bak burası hastane. İndir elindeki silahı. Otur konuşalım. "
" Ben sana söyledim bu burada bitmez dedim. Ben her gün kendi kardeşimin hayalini görüyorum, sesini duyuyorum. Yardım istiyor. YARDIM İSTİYOR."
" Lütfen bak sakin ol. Burada bana zarar verirsen buradan çıkamazsın. Lütfen bırak elindekini." benden uzaklaşıp fısıldayarak odaya bakıp konuştu.
" Duymuyor musun? Nasıl bağırıyor benim kardeşim. Sen yaptın, siz yaptınız. Ben bu dünyadaki tek varlığım beni bıraktı gitti. Sen ayırdın. SENİ ÖLDÜRECEĞİM." kendi kendine konuşmasıyla bir sorun oldığunu anlamıştım. Kapının açılması ile şükrettim. Hemen kapıya bakıp silahını cebine koydu ve son sözlerini söyleyip koşarak çıktı.
" Sen bittin, kurtuluşun yok Derin Alaca. Geceleri benim gibi rahat uyumayacaksın." arkasından korkuyla bakıp, kapıda duran Semaya bağırdım.
" Sema koş güvenliğe haber ver çıkmasın hastaneden." yanıma gelip koluma dokundu.
" Hocam siz iyi misimiz? Kim o?"
" Sema kaçtı git güvenliğe koş." dediklerimle odadan çıkıp, güvenliği aramak için çıktı. Bende yere oturup derin bir nefes verdim. Bir günde iki tehdit. Allahım ne oluyor? Korkmaya başlıyordum artık.
Bir süre bu durumu atlatıp yanıma gelen güvenlik ve Aycaya durumu anlattım. Güvenlik polis çağıracağını söyleyince engelledim. Bir şekilde rahatlamaya çalıştım. İşlerim bittiğinde hemen eve gittim. Aşırı dinlenmeye ihtiyacım vardı. Eve gelince hızlı bir duş alıp, Aycanın sorularını es geçip yatağıma yattım. Artık hergün normal olması için daha fazla dua etmeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANHIRAŞ GÖZLER
Romansa" Neden çağırdın beni buraya. " onu ilk gördüğüm yere gelmemi istemişti. Tedirginliğimi bir yana bırakıp soğuk bir sesle konuştum. " Gelmeni beklemiyordum ama geldin." birbirimizden çok uzakta duruyorduk. Bu benim için iyi birşeydi sadece benim için...