"Senden nefret ediyorum Boran." dediğimde güldü.
"Bende seni güzelim bende seni."
Üstündeki tişörtü bir anda çıkardığında düz, baklavalı karnına ve kaslarına kaydı gözüm. Bana doğru döndü ve ellerini iki yana açtı.
"Çok beğendin heralde? Çok baktığına göre." dediğinde gülmüştüm, yanıma doğru yaklaştı.
"Böyle kalsam senin için sorun olur mu?" dediğinde sertçe yutkundum.
"Yok sorun olmaz."
İstediysem sonuçlarına katlanacaktım.
Lambayı kapatıp yanıma uzandı. Bir süre sessizce nefes alışverişini takip ettim. Uyuyamadığımı anladığımda küçüklüğümü anlatmaya başladım.
"4 yaşındaydım ilk dayağımı yediğimde." dediğimde önce yüzüme baktı ve sonra bana doğru dönerek gözlerini dudaklarıma dikti.
"Daha 4 yaşımdaydım ya 4. Sıcak sobaya dokundum diye koca bir tokat çakmıştı. 3,4 gün boyunca yanağım şiş gezmiştim. Kücük bir cocugun o yaşta canı yandıysa öpülmeye, sevgiye ihtiyacı olurdu ama ben sadece dayak gördüm. Sonra tokatlar gitgide çoğaldı. 11 yaşımda mı neydim? Doğum günümdü. O zamanlar renkli renkli kalem setleri vardı. Babamdan o setlerden istemiştim. Almayınca ağladım. Çocuğum ya ne bileyim ağlıyordum işte. Öldüresiye dövdü. Her yerimden kanlar geliyordu. Ben öylece kanlar içerisinde yatarken o ise televizyonun karşısına geçip maçını izlemişti. Annem eve komşunun kızını çağırmıştı. Komşunun kızı doktordu. Eğer o kız gelmeseydi şuan da belki de yaşamıyo olacaktım. Keşke yaşamasaydım bu kadar acıyı çekmek yerine."
Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Bana iyice sokuldu ve eliyle yanağımı okşadı.
"Her şey bitti. Bir daha kimse sana dokunamayacak söz veriyorum."
"Hiç bir şey değişmeyecek Boran. Ensemizde olacak her zaman. Uğraştıracak seni."
"Uğraşırım bende o zaman. O kendini düşünsün."
"Boran."
"Söyle güzelim."
"Bırak beni evlenmeyelim. Öyle bir insanla uğraşmanı istemiyorum."
"Hayır Miray, hayır asla."
"Kolunda yatabilir miyim?" dediğimde kolunu yana açmıştı. Başımı koluna koydum ve elimi baklavalarının üzerine koydu. Nefesi değişmişti sonra kendini toplamıştı.
Bir süre sonra o güzel kokusunda uyuyakalmıştım.
Sabah gözlerimi açtığımda saat 6'ydı. Yaralarım zonkluyordu. Elim uyurken Boranın baklavaları ve kasığı arasına kaymıştı. Boranın omzuna yattığım kolu ise kalçamdaydı. Kımıldamaya başladığında gözlerimi yumdum. Kolunu başımın altından çektiğinde tavana doğru dönmüştüm. Boran bacağını üzerime atmıştı. Neredeyse bacağı kadınlığıma değecekti ve erkekliğini bacağımın tam yanında hissediyordum. Başını göğsümün üzerine koyduğunda heyecandan kalbim yerinden çıkacaktı. Elini de belime sardığında adeta bir bütün olmuştuk.
Öylece kalakalmıştım hiç bir şey yapamıyordum. Kafasını hafif kaldırıp boynuma dudaklarını bastırdı ve kokumu içine çekip tekrardan başını göğsümün üzerine koydu. Uyuduğumu sanıyordu.
1 saat boyunca öyle yatmıştı. Bende uyumaya çalışmıştım ama bacağımın yanı başında erkekliği dururken odaklanamıyordum.
Alarmı çaldığında mırıldandı. Telefonuna uzanıp alarmı kapattım.
"Off kalkmayacağım ben. Çok rahatım şuan." dediğinde yanaklarım domatese dönmüştü.
"Boşver kalkma zaten. Ne olur ki? Nikaha geç kalırız en fazla." dediğimde kafasını kaldırıp suratıma baktı.
"Beni bir daha koynunda yatırırsın değil mi? Bak ona göre kalkacağım?" dediğinde güldüm.
"Bakarız." dediğimde üstümden kalktı ve yatakta oturur hâle geldi.
"Bir dahaki sefere mümkünse çıplak göğüslerinde yatır beni. Öyle daha rahattır eminim ki." diye mırıldandı. Yanaklarım kıpkırmızı olmuştu. Duymamazlığa geldim.
"Efendim ne dedin?" dediğimde yüzüme baktı.
"Bir şey demedim."
Dolabının başına gitti ve beyaz gömlek, siyah pantolon çıkardı.
Üstüne beyaz gömleği giyip düğmelerini kapattı.
"İçin gözüküyor niye içine atlet giymiyorsun Boran?" dediğimde şaşkınca bana baktı.
"Gözüksün ne olacak?"
"Ne yani ben içime bir şey giymeden çıksam o zamanda diyecek misin böyle?" dediğimde fal taşı gibi açtı gözlerini.
"Asla öyle bir şey yapamazsın."
"Nedenmiş o? Bak seninde göğüs uçların gözüküyor? Benimde gözükür en fazla ne olacak?"
"Kızım senle ben bir miyiz? Senin çok güzel göğüslerin var. Benimki dümdüz. Zaten o göğüsleri benden başkası görürse canını alırım o kişinin." dediğinde şaşkınlıkla ağzım açıldı.
2. Kez göğüslerime güzel diyordu. Sanırım beni gerçekten beğeniyordu.
"Sende göremezsin." dediğimde sinir ve şaşkınlık karışığıyla bana baktı.
"Karımın göğüslerini neden göremiyor muşum?"
"Boran ben sana eş olmayacağım. Aynı evin için de aynı odada oda arkadaşı olacağız sadece. Ya şimdi vazgeç ya da vazgeçme. Kararını ver." dediğimde yüzünde hiç bir mimik oynamadan pantolonunu çıkardı, hiç utanmıyordu.
"Boran nabıyorsun ya? Ciddi bir şey söylüyorum." Deyip arkamı döndüğümde güldü.
"Ben vazgeçmem." dediğinde gözlerim dolmuştu. İlk defa biri benden vazgeçmiyordu. Kendimi tutamayıp ona doğru döndüm ve sımsıkı beline sarıldım o da şaşırmıştı.
"Teşekkür ederim." dedim kafamı kaldırıp gözlerine bakarken. Gözleri dudaklarıma kaydığında benimde gözlerim dudaklarına kaymıştı.
"Benden vazgeçmediğin için yani." dediğimde saçlarımı okşamıştı.
"Hadi giy kıyafetlerini. Daha mağazaya gidip sana sade bir elbise alacağız göğüslerini göstermeyen!" dediğinde gülmüştüm.
"Ay taktın göğüslerime. Sapık mısın nesin?" dediğimde kahkaha atmıştı. Gülüşü gerçekten çok güzeldi. Dudaklarının kıvrımı, yapısı, dişleri. Gerçekten çok yakışıklıydı. Daha önce hiç bu kadar yakından bakmamıştım sanırım. Daha yeni fark ediyorum bu kadar yakışıklı olduğunu.
"Senin sapığınım." demisti fısıldayarak odadan çıkarken.
Üstüme kıyafetlerimi giydiğimde Boranda hazırdı. Beraber evden çıkmıştık. Arabaya bindiğimizde çalıştırmadan önce yüzüme baktı.
"Evleneceğiz ve Miray Kozabey olacaksın biliyorsun değil mi? Ve bazı zorluklar olacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Me'yûs▪︎
Teen FictionTakım elbisesinin kravatını bağlamaya çalışan Boran ile göz göze geldim. Kapıyı kapayıp sırtımı kapıya yasladım. Yüzüme bile bakmıyordu. "Yardım edeyim mi?" "Yok ben anneme hallettiririm şimdi." dedi inatla gözlerimin içine bakmayarak. Yanına gitt...