9. Felaket güzelsin.

286 12 4
                                    

Nikah salonundan çıkmıştık. Boran bir kaç evrak halletmek için içeriye tekrar gitmişti. Efesin gözleri hâlâ üzerimdeydi.
Yanıma yaklaştı ve lafa girdi.

"Hayırlı olsun." dediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Sağol." dediğimde gözleri dudaklarımı buldu.

"Pek memnun değilsin sanki?"

"Bilmem." dediğimde kafası karışmıştı.

"İstemiyorsun değil mi?" dediğinde Boran veya başkası duyacak diye korkmuştum.

"Hayır yani tabiikide istiyordum ama şimdi değil. Şimdi kendimi hazır hissetmiyordum." dediğimde güldü.

"Neden güldün?" dediğimde eliyle dudaklarımı gösterdi.

"Konuşurken sürekli dudaklarını yalıyorsun." dediğinde şaşkınlıkla önce yüzüne baktım daha sonra Boranın gelip gelmediğini kontrol etmek için etrafa baktım. Boranı görmeyince derin bir nefes aldım ve bende masumca gülümsedim.

"Bilmem hiç farkında değilim." dediğimde elini saçlarıma uzattı ve önüme gelen saçlarımı geri itledi.

Arkamda Boranın sesini duyduğumda bütün vücudum titremişti.

"Miray." dediğinde yüzümü ona döndüm.

"Efendim."

"Hadi." dedi sinirden damarları çıkmış şekilde. Arabaya binip sinirle kapıyı kapattığında kapıyı kapatma sesi bütün cihanda duyulmuştu.
Efese tekrardan yüzümü döndüm.

"Düğünde görüşürüz." dedi ve usulca el salladı.

Arabaya bindiğimde Boran sinirli bir boğa gibi soluyordu. Hiç bir şey demeden arabayı sürdü. Yol boyu hiç konuşmamıştık. Evlere gidip eşyalarımızı topladık. Bu süre zarfında da benimle hiç konuşmamıştı.

Havalimanına doğru yol almıştık. Nerdeyse yolu yarılamıştık. Ben onu izliyordum o ise hâlâ son derece sinirliydi. Gözlerini bana hic cevirmeden benimle konusmaya basladi.

"Ne konuşuyordunuz? Gördüm sizi gülüştünüz?" dediğinde şaşkınlıkla baktım.

"Hayırlı olsun dedi sadece."

"Hayırlı olsun demesine mi gülüyordunuz? Yalan söyleme bana." dediğinde sustum.

"Ne konuşuyodunuz söylesene!" diye çemkirdiğinde titremiştim.

Ancak hiç bir şey söyleyememiştim. Gülüşümle ilgilendiğini söylesem eğer araları benim yüzümden bozulacaktı.

"Hatırlamıyorum." dediğimde sinirle direksiyona vurdu. Hem araba kullanıyor hem benimle tartışıyordu.

"Böyle mi olacak yani? Birbirimize sürekli yalan mı söyleyeceğiz?" dediğinde yüzüne bakmıştım. Şu süre boyunca anladığım bir şey vardı ki Boran yalandan nefret ediyordu.

"Ne dedi? Sana yavşadı mı yavşak? Aşık mı oldun ne oldu Miray bir şey söyle."

"Ne aşkı Boran? Ne saçmalıyosun? Seninle evliyim ben?"

"Ne dediğini söyle bana. Seni güldürecek ne dedi de güldün? Söyle de öldüreyim onu. Benim karıma yavşamak neymiş görsün." dediğinde yutkunmuştum. Sanki kıskanmıştı biraz. Sessiz kaldığımda derin bi nefes aldı.

Me'yûs▪︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin