Bir el silah sesi geldi. Herkes ayağa kalkmıştı. Boran beni arkasına almıştı. Orta yer açıldı ve içeri bi dolu beli silahlı adam girdi ardından sacları beyazlasa da, yaşlılığını hic belli etmeyen, son derece mükemmel giyinen bir adam içeri girdi ve bana bağırdı. Elinde silah vardı ve o silahın hedefi Boran'dı.
"MİRAY!" diyen adamın yüzüne baktım. Ben bu adamı ömrüm boyunca ilk defa görüyordum.
Cengiz baba (Boranın babası) adamın silah çekmesine karşılık o da silahını çekti.
"İndir silahını burdan sağ çıkamazsın!" diye bağırdı Cengiz baba.
"Miray bu adam kim?" diye sorduğunda Borana boş gözlerle baktım.
"Tanımıyorum ki."
"KIZIMI ALAYIM İZİN VERİN."
"SENİN KIZIN KİM BE ADAM?" diye bağırdı Cengiz Baba.
"Miray." dediğinde herkes şaşırmıştı.
"Ne?" dedim son derece şaşkınlıkla.
"Şimdi eğer kızımı bana vermezseniz Boranı vururum!" dediginde Boran sinirle öne çıktı.
"BENİM KARIM NEREDEN SENİN KIZIN OLUYOR BEYEFENDİ! BİR AÇIKLAMA YAPMADAN MİRAYI ŞURDAN ŞURAYA BİR ADIM GÖTÜREMEZSİN!"
Karşıdaki eli silahlı adam Boranın tam karşısına geldi ve silahı Boranın kalbinin üzerine yerleştirdi. Herkes birbirine silah çekmişti. Boran arkasında durmam için belimi sıkıyordu. Boranı itleyip silahın önüne geçtiğimde Boran önüme geçmeye çalıştı.
"Silahını indir. Borana zarar gelmesin lütfen." dediğimde Boranın şaşırdığını hissedebiliyordum.
"Miray. Çok güzel bir gelin olmuşsun." dedi sakince silahını indirirken.
"Sen kimsin?" dedim usulca.
"Babanım ben senin Miray."
"Hayır sen benim babam değilsin! İyi veya kötü benim bir babam vardı!"
"Hayır o adam seni kapıda buldu! Kaçırdılar seni bize de öldü dediler. Ölmemişsin. Bir hafta önce öğrendim yaşadığını o günden beri arıyorum seni. Avukat olacakmış benim güzel kızım. Hadi gel eve gidelim, sen evlenmek için çok küçüksün Mirayım." dediğinde gözlerim dolmuştu. Gerçekten bir baba gibi konuşuyordu. Boran eminim onu bırakacağımı düşünüp deli gibi korkuyordu. Ama benim için bu kadar çok iyilik yapmışken onu böylece bırakamazdım.
"Babamsın ya da değilsin bilmiyorum ama..." dedim ve bir adım geri çıkıp elimi Boranın eline kenetledim. O da en az benim kadar şaşkındı.
"Boran benim kocam, benim yerim de onun yanı zaten." dedim.
"Kızım lütfen bu çocukla evlenmek zorunda değilsin."
Boran daha fazla dayanamadı ve sinirle bir adım öne çıktı.
"Neyini zorluyorsun Beyefendi. Lütfen gider misin burdan!"
"Miray kızım lütfen benimle gel."
"İSMİNİ BİLE BİLMİYORUM NASIL SENİNLE GELEYİM?"
"Tanışacağız elbette ama senin babanım ben lütfen." dedi gözleri doluydu.
"Düğünümün tam ortasında nasıl seninle geleyim? Ben kocamı, ailemi bırakıp nası seninle geleyim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Me'yûs▪︎
Teen FictionTakım elbisesinin kravatını bağlamaya çalışan Boran ile göz göze geldim. Kapıyı kapayıp sırtımı kapıya yasladım. Yüzüme bile bakmıyordu. "Yardım edeyim mi?" "Yok ben anneme hallettiririm şimdi." dedi inatla gözlerimin içine bakmayarak. Yanına gitt...