14. Elif'le mi konuşuyorsun?

165 13 3
                                    

İlk aşkıyla mesajlaştığını gördüğüm de şaşkınlıkla kalakaldım. Boran sürekli beni Efes'e aşık olmakla suçluyordu ancak şuan kendisi eski sevgilisi ile konuşuyordu. Yanına yaklaştım ve beni görmesini sağladım. Telefonu hemen yandan kapatıp masaya koymuştu.

"Görüldü atmasana sevgiline cevap bekliyordur yazık kıza." dedim içimdeki kıskançlığı hınçla bastırırken. Sinirden yanaklarım kızarmıştı ve sürekli dudağımı ısırıyordum. Karşısındaki boş koltuğa geçip oturdum.

"Miray yanlış anladın."

"Yoo devam et lütfen kapatma." dedim sinirle. Kalbim küt küt atıyordu. İçimdeki cümleleri daha fazla tutamadım ve nefes almadan içimdekileri haykırdım.

"Beni sürekli Efes'e aşık olmakla suçluyorsun! Evet aşığım senin hâlâ Elif'e aşık olduğun gibi bende Efes'e aşığım oldu mu!?"  dedim son derece kıskanç bakan gözlerimle, kalakalmıştı.

"En kısa zamanda boşanırız kavuşursun sevdiğine!" dediğinde bütün vücudum titremişti. Daha fazla bu sinire, kıskançlığa dayanamadım ve gözlerim dolmaya başladı. Gözlerimin doluluğunu görmemesi için masadan kalktım.

"Ben odaya çıkacağım." dedim ancak kımıldamama izin vermeden kolumdan tuttu.

"Hiç bir yere gitmiyorsun adam akıllı dinle beni otur şuraya yemeğini ye."

Efesin tuttuğu yerden bu sefer de Boran tutmuştu ve morarmış kolumun acısını bütün bedenimde hissetmiştim. Beni sinirle kendisine çevirdiğinde yaşlar akan gözlerimle karşılaşmıştı.

"Miray ağlama! Bak sen ağlayınca çok sinirleniyorum kendimi kesesim geliyor!" dedi kolumdaki elini sinirle sıkılaştırırken.

"Ahhh." dedim elimi koluma götürürken. Boran gerçekten korkulu gözlerle bakıyordu.

"Ahh aptal kafam! Acıttım mı!?" dedi ellerini saçlarının arasından geçirirken.

"Dokunma bir daha bana Boran!" dedim sinirle. Kolum tümüyle zonkluyordu. Elimle zonklayan kolumu tuttum.

"Allah belamı versin. Özür dilerim Kadınım."

"Tamam bir şey yok acımıyor." dedim kolumu ovuştururken.

"Hadi gel otur dinle beni bi." dedi eliyle sandalyeyi gösterirken. Uzatmak istemedim ve sandalyeye geçip oturdum.

"Anlat bakalım gece yarısı yeni evlenmiş bir adam niye eski sevgilisi ile konuşur!"

"Miray. Elif bizim şirkette çalışıyor. Ben Elif'den nefret ediyorum ama mecburum."
dediğinde şaşırarak ağzımı açtım.

"Aynı yerde çalışıyorsunuz bir de o kızla öyle mi! Sürekli dipdibesiniz yani?"

"Hayır güzelim niye dipdibe olalım? Sevgilim değil bir şey değil! Sadece babamın zoruyla tutuyorum onu işte yoksa bir dakika tutmam." dedi yutkunarak.

"Bakmak istiyorum."

"Seninle ilgili konuşuyorduk ama?"

"Görmemi istemediğin bir şeyler mi var Boran ver telefonunu!"

"Sen biraz kıskandın mı bana mı öyle geldi?" dediğinde sinirli gözlerimi gözlerine diktim.

"Tamam buyur telefonum. Dövecek gibi bakma lütfen." dediğinde güldüm.

Telefonu önüme koyduğunda elime aldım. Ekranı kapalıydı. Tuşuna bastığımda ekranı açıldı. Şifre vardı.

"Boran şifre ne?" dediğimde elini ensesine götürdü ve düşünür gibi yaptı.

"1605."

"1605 ne Allah aş- benim doğum günüm değil mi ya 1605?" dedim kaşlarımı çatarak, gözlerini kaçırmıştı.

"Bilmem." dediğinde güldüm. Güldüğüm de gözleri dudaklarımı bulmuştu.

"Neden benim doğum tarihimi telefon şifren yapıyorsun acaba Boran Bey! Eski sevgilinle konuşurken bir eşin olduğunu unutmamak için mi?" dedim ama pek de umrunda gibi değildi. Gözlerini dudaklarıma kilitlemişti, cevap dahi vermemişti.

"BORAN!" diye cırladığımda gözleri gözlerime çıktı.

"Miray bana niye seni aldatıyor gibi davranıyorsun ki! Tamam iş ile ilgili konuşmuyorduk ama yani sonuçta onunla hiç bir şey yaşamayacağımı biliyorsun!"

"Sevmediğin bir insanı aldatamazsın Boran!" dediğimde donakalmış bir şekilde yüzüme baktı. Yüzünü başka bir tarafa çevirdiğinde telefonun şifresini girip mesajları okumaya başladım.

Elif; Evlendin demek?

Boran; Evet. Yeniden olacağımızı düşünmüyordun değil mi?

Elif; Yeniden olur muyduk olmaz mıydık bilmiyorum ama o kız asla benim seni sevdiğim gibi sevmeyecek seni. Ben defalarca söyledim o çocuk beni tehdit etti! Sen bana inanmadın Sevgilim.

Boran; Sevgilim deme bana Elif! Ben Miray ile evliyim ve ona deli gibi aşığım. Ve emin ol o senin beni sevdiğinden daha çok seviyor beni! Onun sevgisi en azından saf, senin ki gibi kirli değil.

Elif; Benim sevgim kirli demek ha! Onca yıldan sonra benim sevgime kirli mi diyorsun! Yaşanmışlıklara bari saygın olsun.

Boran; Bir daha bana bu konuda mesaj atma Elif! Ben Miray'a aşığım ve onunla evliyim.

Elif; Ona aşık değilsin Boran. Kendini kandırma. Sen hâlâ o ilk ağacın altında karşılaştığımızda ki gibi aşıksın bana. Beni ilk öptüğün andaki gibi aşıksın.

Boran; Ben seni öpmedim aptal. Sen zorla öptürdün kendini. Senden tiksiniyorum.

Elif; Hayır Sevgilim sadece kendini kandırmaya çalışıyorsun. O kızı sevmiyorsun, onu istemiyorsun. Beni istiyorsun. Bakışlarında görüyorum o ilk günki gibi içinde sakladığın aşkı. Eminim o kızla boşanacaksınız ve emin ol her zamanki gibi yanında ben olacağım onun yerini doldurmak için. Şimdilik hoşçakal. Ve şunu bil bana ne zaman dönersen dön ben seni karşılamak için bekliyor olacağım Sevgilim.

Mesajları okumam bittiğinde hiç bir şey demeden telefonu Borana uzattım. Boran sorgucu gözlerle bana baktı. Kıskançlıktan gözlerim kıpkırmızı olmuştu.

"Güzelim bir şey demeyecek misin?"

...

Me'yûs▪︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin