Olduğumuz odaya doğru gelen Elif'i gördüğüm de kendimden hiç beklemediğim bir şey yaptım. Boran'ın ensesinden tutup dudaklarının üzerinden öptüm. Boran şaşkınlıkla gözlerini açmıştı. Elif odaya girdiğinde bizim hâlâ dudaklarımız birleşikti. Boran kendini geri çekmiyor aksine dudaklarımın üzerine öpücükler bırakıyordu.
"Boran." dedi Elif sesi titreyerek.
Boran kendini geri çekip Elif'e baktı. Boranın önüne geçtim ve Elifle göz göze gelmeyi sağladım."Elif kocama bir daha mesaj atma. Kocama bir daha aşk gözüyle yaklaşma! Kocamdan uzak dur. Kocama bir daha asla 'Sevgilim' deme! O benimle evli, benim yatağıma giriyor!"
"Boran seni sevmiyor Miray. Acı ama gerçek." dediğinde kudurtucu şekilde kahkaha attım.
"O yüzden az önce sen bizi izlerken deli gibi beni öpüyordu değil mi!?" dediğimde gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Elindeki dosyayı çekip almıştım.
"Şimdi defol." dediğimde ağlayarak çıkmıştı. Boran belimden çekip vücutlarımızı birleştirmişti.
"Miray Kozabey niye ben seni öptüğüm de tokat yiyorum da sen beni öptüğünde sorun olmuyor?" dedi dalga geçerek. Omuzlarımı 'banane' der gibi kaldırıp indirdim, gözleri dudaklarımdaydı.
"Ayrıca ilk ve sondu haberin olsun. Bir daha asla öpmek yok." dediğimde dudaklarını boynuma bastırdı.
"Emredersiniz Miray Kozabey."
Bana soyadımla seslenmesi cok hosuma gidiyordu ve her seferinde gülüyordum.
"Çok güzelsin." dediğinde dudaklarım yukarı kıvrıldı, boynuna sımsıkı sarıldım.
"Bu ne içindi?"
"Sebebi yok, içimden geldi."
Ellerini kalçamla belimin arasına koymuş ve belimi sarmalamıştı.
"Bence bu kadar yeter. Hadi sen geç otur ben de kahve getireyim ikimize olur mu?" dediğimde kafasını kaldırıp tatlıca yüzüme baktı.
"Olur güzelim." dedi ve belimdeki ellerini çekip masasına doğru yol aldı. O masasına geçtiğinde ben de 2. kata indim ve kahve makinasının yanına gittiğim sırada yanıma bir kız yaklaştı.
"Pardon siz kimsiniz? İlk defa görüyorum da."
"Miray ben."
"Yeni mi girdiniz işe?"
"Miray Kozabey. Boran'ın karısıyım. Burada çalışmıyorum." dediğimde şokla ağzını açtı ve masaya dayadığı elini çekip düzgün bir hal aldı, eli ayağına dolaşmış gibiydi.
"Ben çok özür dilerim Miray Hanım. Terbiyesizlik yaptıysam özür dilerim. Lütfen Boran Bey'e söylemeyin."
"Yok canım ne terbiyesizliği saçmalama. Senin adın neydi?"
"Aslı ben."
"Tanıştığıma memnun oldum."
"Asıl ben tanıştığıma memnun oldum Miray Hanım."
Bir anda niye bana böyle davrandığını anlayamamıştım. Çok da önemli bir insan değildim?
"Sen niye bu kadar çok gerildin Boran'ın karısıyım dediğimde?"
"Boran Bey saygısızlıktan nefret eder. Eşine 'siz kimsiniz' dediğimi öğrendiği an kovar beni. Boran Bey diğerleri gibi değil pek biraz yani şey." lafını bitirmeden alnına vurdu.
"Özür dilerim Miray Hanım ya ben bazen ne dediğimi bilmiyorum. Ne kadar da aptalım ya Boran Beyi size şikayet ediyorum bildiğin."
"Hayır canım. Arkadaş gibi konuşuyoruz işte ne var bunda. Anlat sen sorun yok. Boran niye diğerleri gibi değil."
"Boran Bey hatalardan nefret eder ve en küçük hatayla uğraşmak istemez. Her şeyin pürüzsüz olmasını ister. İşine çok önem verir." dedi ve uzaktan birine bakıp bana döndü.
"Burak Bey geldi ben onun yanına gideyim."
"Bir dakika bir dakika Burak Bey kim?" dediğimde eliyle ilerideki Boranın yaşlarındaki kişiyi gösterdi, bize doğru geliyordu.
"Bu kız kim Aslı!?"
"Miray H-"
"Ne arıyor bu kız burada! Ben böyle birini işe aldığımı hatırlamıyorum!"
"BAĞIRMASANA KIZA!" dediğimde yüzüme dik dik baktı.
"Şirketimden hemen defol." diye bağırdığında herkes bize bakıyordu.
"Çok pişman olacaksın bu dediklerine."
"BAK HÂLÂ KONUŞUYOR. GÜVENLİK NEREDE!?" dedi sinirle üzerime doğru koca bir adım atarken. Boranın geldiğini gördüm o sırada Burağın omzunun üzerinden.
"HOOP NE OLUYOR!? KİMİ ATTIRIYOSUN?" dedi Boran, Burak denilen kişinin omzundan geri doğru çekerken.
"NE YAPTIĞINI SANIYORSUN SEN?"
"ORTAK HER ÖNÜNE GELENİ ŞİRKETE ALMA ARTIK YETER YA?"
"SEN ONUN KİM OLDUĞUNU BİLİYOR MUSUN?" dedi Boran yanıma geçip. Burak bu laftan sonra bir anda durmuştu.
"Yoo bilmiyorum kim ki?" dediğinde Boran elini elime kenetledi.
"Karım lan karım." dediğinde şaşırarak ağzını açtı.
"Nee! Kızım niye söylemiyorsun bi saattir götümü yırtıyorum ya." dedi gülerek.
"İzin vermedin ki söyleyeyim?"
"Özür dilerim Yenge ya." dediğinde güldüm.
"Olur öyle şeyler sorun değil."
Burak etrafa baktığında herkesin bizi izledigini farketti.
"HERKES İŞİNİN BAŞINA! NE BAKIYORSUNUZ YANLIŞ ANLAŞILMA OLDU İŞTE." dediğinde bu sefer Boran güldü.
Anladığıma göre Burak, Boranın sevdiği, değer verdiği biriydi."Güzelim aldıysan kahveleri çıkalım mı odaya?" dedi Boran gözlerime bakarak.
"Tamamdır siz gidin ben geliyorum hemen." dediğimde odaya doğru yürümeye başlamışlardı.
Kahveleri alıp odaya çıktım. İçeriye girmeden önce kapının önünde nefeslendim. Burak ile Boran, Efes hakkında konuşuyorlardı, sesleri kapının önüne geliyordu.
"Benim karıma lan benim karıma! Benim karımla ilgileniyor!"
"Abi Efes yapmaz ya. Efes hiç öyle bir şey yapacak biri değil aslında. Şaşkınlık içerisindeyim."
"Boşandığınız gün Miray'ın yanında olacağım, onu havada kapacağım dedi ya yüzüme! Aklın alıyor mu senin?"
"Boşanacak mısınız?"
"Yani evet Miray okumak istiyor. Bi görsen nası sevinçli, nasıl böyle tatlı tatlı Avukat olmak istiyor."
"Sen istiyor musun peki?" dediğinde içeride bi süre sessizlik oldu.
"Bilmiyorum ya. Boşanmak istiyor muyum? İstemiyorum sanırım."
"Eğer ilişkiniz kurguysa ve sen boşanmak istemiyorsan bu işin içinde bir bokluk vardır. Noldu lan aşık mı oldun?"
🙂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Me'yûs▪︎
Teen FictionTakım elbisesinin kravatını bağlamaya çalışan Boran ile göz göze geldim. Kapıyı kapayıp sırtımı kapıya yasladım. Yüzüme bile bakmıyordu. "Yardım edeyim mi?" "Yok ben anneme hallettiririm şimdi." dedi inatla gözlerimin içine bakmayarak. Yanına gitt...