Bellatrix hala Voldemort'tan haber alamadığı için daha da delirmişti. Gidip bir yerleri bombalamıyorsa bu Narcissa ve Draco'nun burda olmasındandı ama artık yetmişti! Gidip Lord'unu bulmak zorundaydı!
"Teysee maşal"
Pekala bir gün daha bekleyebilir. Küçük yılanına Ozan Beedle hikayelerini anlattıktan sonra Lord'u bulabilir.
Fark etmese de Draco hikayenin akışını büyük miktarda değiştirmişti. Ozan Beedle hikayelerini okuyan Bellatrix o gün Draco ile uyuyakalır. Bellatrix ve kocası o gün Longbottom ailesine gitmezler.
Rodolphus Lestarenge kapıdan içeri baktı. 'sevgili' karısı ve küçük Draco beraber uyuyorlardı. Burnundan küçümseyici bir ses çıktı. Bella şimdi yeğenini önemseyen bir teyze olmaya mı çalışıyor? Gülünç. İçeri girip yanlarına ilerledi. Eli Draco'nun yüzüne yaklaşırken uzun tırnaklı eller tarafından durduruldu ardından Bella'nın deli gözleri ile karşı karşıya geldi. "Ona dokunamazsın kocacığım."
Rodolphus Bella'ya güldü, doğrulup Bella'nın ellerinden uzaklaştı. "Tatlı bir çocuk olacak. Cissy'e benziyor." "Saçma şeyler düşünme Rodolphus. O Lucius'a da benziyor biliyorsun, babasının oğlu. " Rodolphus dilini iki kere tıklatıp Bellatrix'i reddetti. "Hayır hayır, kesinlikle Narcissa'nın çocukluğu. Büyümesini bekleyemiyorum. Ah bu çok güzel olacak. Bizimle yaşarlar mı? En azından gelişini beklemeliler." Bellatrix yerinde sertleşti. "Cürret etme Rodolphus!"
Rodolphus güldü ve çıkışa doğru ilerledi. "Lord'umuzu aramayacak mıyız?" "Bugün değil. Uyuyacağım, defol."
Draco yerinde kıpırdanıp teyzesine uykulu gözlerle baktı. "Teyze?" "Daha uyu böcek. Teyzen burada, hamam böceklerinin sana dokunmasına izin vermem." Draco gülümseyip elini Bellatrix'in yanağına koydu. Bellatrix
Draco'nun huzurlu gülümsemesine bakarken Draco tekrar gözlerini yumdu.Draco uyandığında Bella yatağında değildi. İçeriden babasının sesini duyduğunda gözlerini irice açtı. "Baba?"
Hızla doğrulup içeri koşuşturmaya başladı. "Baba baba baba papaa"
Lucius Draco'nun sesini duyunca gülümsedi. Minik Dragon'u burada ve sevgi dolu, ona sarılmaya hazır. Eğilip kollarını yana açtı. Çok geçmeden Draco babasının kucağına zıplamıştı. "Bapaa geltii" "Evet aşkım geldim. Evimize dönüyoruz bebeğim."
Bellatrix isteksiz görünse de Rodolphus'a bakınca bu karar biraz olsun içini rahatlatır. "Seni Cissy'nin odasına götürmeme izin ver." Son bir kez kocasına bakış atıp önden ilerler.
"Gelmen iyi oldu. Bir kaç gün daha gelmeseydin onlara Fransa'daki Black köşküne gönderecektim. Burası onlar için iyi değil."
"Umarım Azkaban'a gideceğim bir durum yoktur Bella?"
"Sadece bazı haşereler bir kaç güne burayı basacak gibi hissediyorum." "Tabii ki kocanız mektup yazmıştır! Neden şaşırmadım acaba?"
"Bana sesini yükseltme, onlara dokunmasına izin vermem. Kız kardeşim ve minik böcek."
"Oğluma böcek mi diyorsun?"
"Rahatla, hoşuna gidiyor. Haşarelerden demiyorum zaten. Belki uğur böceği? Fazla kırmızı. Osuruk böceği olabilir, annesini emdikten sonra özellikle."
"Siz normal değilsiniz..."
Bellatrix çılgınca güldü. "Bunu yeni mi keşfettin? Ah Walburga Hala'yı unuttun mu?" "Pek hatırlamak da istemem, lütfen."
Draco neler olduğunu pek kavrayamamıştı. Teyzesinin bahsettiği haşereler kimdi? Draco ve annesinden ne istiyorlardı?
Lucius kucağındaki Draco'yu Bellatrix'e verdi. "Bize iki dakika ver ve o sırada yeğenin ile vedalaş."
Lucius Narcissa ile konuşmak ve işleri düzeltmek için odaya girerken Bellatrix'te Draco ile bakışıyordu. Bellatrix Draco'nun anlamamış gözlerine bakıp güldü, burnuna hafifçe vurdu.
"Biliyorsun böcek, evimde olmanı sevdim. Akrabalar arasında en sevdiğim sen olabilirsin. Herkesin ölmesi ve Narcissa'nın saçlarıma laf söyleyip durması da bu duruma yardımcı oluyor tabii." Dikkatlice Draco'nun gri gözlerine baktı. "Regulus'a benziyor senin gözlerin, büyüyünce onun gibi iyi bir Slytherin olacağına eminim."
Draco dişlerini göstererek gülümsedi ve uyumadan önce yaptığı gibi elini teyzesinin yanağına koydu. "Ah ben de seni seviyorum demeye mi çalışıyorsun? Seni akıllı yılan."
Çok geçmeden Narcissa ve Lucius birbirine sarılı bir halde odadan çıktılar. Bellatrix onların aşk kuşu haline yüz buruşturdu. "Kusasım var ama pembe kalpler kusarım diye kusmuyorum. Terk edin burayı."
Lucius Bellatrix'e güldü. "Ah yapma böyle Bella. Sana bir öpücük vermemize izin ver." Lucius ve Narcissa aynı anda dudaklarını büzüştürüp Bellatrix'e yaklaştı. Bellatrix tiksinti ile yüzünü buruşturup geldikleri yere geri yürümeye başladı.
Draco ebeveynlerinin bu eğlenceli haline ilk defa rastlıyordu. Hallerine gülüp onlara ayak uydurdu ve kucağında olduğu teyzesine sulu bir öpücük verdi.
"Sen de mi böcek!"
Lucius ve Narcissa kahkaha attılar. "Hiç kimseyi böyle öpmemişti Bella. Sen onun ilkisin."
"Evet tabii çocuğunuzun yanaklarını öpme bekaretini aldım. Salya torbası."
Bellatrix rahatsız olmuş gibi davransa da yüz ifadesi yumuşaktı, önceki hayatına hiç benzemiyordu. Belki de Bellatrix'in de gitmesine gerek kalmaz. Baba gibi onu da engelleyebilirim belki.
Uçuş ağını kullanmak için şömineye geldiklerinde onları bir ev cini karşıladı. "Bayan Lestarenge koğuş girişlerinde seherbazlar var efendim. Sizinle görüşmek istiyorlar."
Bok, bakanlık harekete geçti.
Hayır bella azkabana girecek, evet bella ile ilgili güzel planlarım var.
23 Nisan kutlu olsunnnnnn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco Malfoy Geçmişe Dönüş/Drarry
FanfictionSavaş sonrası Draco Malfoy bir kaybedendir. Yolun sonuna geldiğinde ise gözlerini son bir defa kapattığını zanneder. Gözlerini geri açtığında ise minik elli ağzında emzik olan bir bebeğe dönüşmüştü!