Bir Rabastanımız eksikti zaten. Merlin neden bütün akrabalarım deli ya da azkabanda, ya da ikisi birden?
Babası gelene kadar Bayan Weasley Draco ve Narcissa ile birlikte kalmaya karar verdi. Bayan Parkinson sakinleşemeyen Pansy'i eve götürdü.
Draco Fred ve George'un yanak sıkıştırmalarını atlatmaya çalışıyordu. İkizler aniden Draco'nun olmayan çilini bulmuşlar yanağına ve çillere ulaşmaya çalışıyorlardı.
Lucius yanlarına gediğinde Weasley ailesini gözü görmüyordu. Narcissa ve Draco'ya aynı anda sarıldı. Yaşaran gözlerini gizlice sildi, pekala Bayan Weasley anlamıştı ama belli etmedi.
"Şimdi iyi misiniz? Dokunmadılar size değil mi?"
Narcissa kocasına tebessüm etti. "Sorun yok hayatım, Draco'nun kolu morarmıştı, merhem sürdük. Sadece biraz sarsıldık ve yorulduk. Cisimlenebileceğimi sanmıyorum."
Lucius onu kafası ile onaylayıp Narcissa'nın alnına dudaklarını bastırdı. "Bir daha size yaklaşmasına izin vermeyeceğim. Aptal seherbazlar! Benimle uğraşacakları kadar bir azkaban suçlusunu yakalayamadılar."
Lucius Draco'ya döndü, Narcissa'nın kucağındayken oğluna sıkı sıkı sarıldı. "Hey tatlı balkabağı, iyi misin?"
Draco babasına gülümsedi. "İyiyim, Pansy ile hızlıca kaçtık ama adam kolumu yakaladı." Draco merhemli kolunu babasına gösterdi. "Ama Pansy beni bırakmadı. Sonra ikizler geldii adamın saçına yapıştı sonra Bayan Weasley'in sesini duyduk, adam korktu kaçtı."
Draco Fred ve George'a baktı. "Onlar kurtardı beni." Fred ve George çenelerini gururla kaldırdı. Lucius hafifçe yüz buruştursa da hemen yüz ifadesini değiştirdi, Draco'nun yanından kalkıp ikizlere ilerledi.
Önce ikizlerden birinin başını okşadı, aferin dedi. "Narcissa biz yine de bir St Mungo'ya uğrayalım."diğer ikizin saçını okşarken Narcissa'ya söyledi.
Karısı onu onaylarken Lucius çocuğun kafasını okşadığını unutarak Narcissa'ya dönük şekilde kaldı. Sonraki an bir hırlama sesi duyduğunu zannetti Lucius.
" Ah, eliiim! " Lucius ısırılan eline bakarken haykırdı. Kızıl şeytan dişlerini eline geçirmiş bırakmıyordu.
"Fred bırak elini!"
"O Fred değil ben Fred'im."
"Ah üzgünüm canım. George! Bırak elini!"
"Kandırdım! O Fred ben George'um."
Lucius elini çılgınca sallayıp Fred'den kurtarmaya çalıştı elini. "Bayan Weasley çocuğunuzu alın elimden!"
"Ah Molly yeter Lucius."
Lucius sinirle gözlerini Molly'e çevirdi. "Konu bu mu şimdi!" Eli ile birlikte Fred'i yukarı çekti, Fred'in ayakları yere değmiyordu. Elini sallamaya devam etti.
"Ay aman o kadar sallamayın çocuğu, kusar sonra."
"Şaka mısınız siz! Elim agh elim, koparacak bu şeytan elimi. Bıraksana çocuğum elimi."
"Bırakmam diyor." George Fred'in kafa sallamasını yorumladı.
"Merlin sizi ceza diye mi yolladı başıma!"
"Fred evet diyor."
"Sus George, sus çocuğum."
Weasleyler ve Malfoylar soluğu St. Mungo'da aldı. Ertesi gün Gelecek Postasında Weasley ailesi ve Malfoy ailesinin birlikte olduğu ikinci fotoğraf yer aldı, Lucius Fotoğrafı gazeteden kesip fotoğraf albümüne yerleştirdi, ona sorarsanız sonsuz bir inkar ile karşılaşırsınız.
Fred'in dişinin izi, 1 köpek dişi izi, görünüşe göre Fred'in ön köpek dişlerinden biri yeni düşmüştü, Lucius'un elinde kaldı.
Lucius ve Fred günü Fred'in Lucius'un elinden ağzını çekmesi ile üstüne kusması ile tamamlamıştı. Ama hey Lucius Draco'nun zamanından alışkındı zaten.
Arthur Weasley yüzünü buruştura buruştura Lucius'tan özür dilemişti, Lucius'un gününü düzelten tek olay Arthur'un o halini görmekti.
"Özür dilerim Lucius, oğlumun davranışları için."
"Efendim, duyamadım."
"Dedim ki, özür dilerim."
"Ah tekrar eder misin Arthur, kulaklarım duymuyor da şu sıralar, şu sıralar da yaklaşık olarak iki dakikadır."
Arthur tekrardan özür diledi, Lucius her ne kadar bir kere daha özrünü duymak istese de Narcissa'nın uyaran bakışları altında "Her neyse" diyerek konuyu bırakmıştı.
Weasley ailesi gitmeden önce Fred Lucius'a pis pis sırıtmış, sevimlice çıkarttığı ses tonu ile"Daha sonra görüşmek üzere Bay Lucius." demişti. Lucius'un elinden korku ile yutkunmaktan başka bir şey gelmemişti.
St Mungo'ya gelmişken Draco'yu da gösterelim diyen Narcissa ve Lucius önce Draco'nun kolunu gösterdiler ardından zihin şifacısı Bayan White'ın yanına gittiler, Draco'nun bu olaydan etkilenmelerini istemiyorlardı.
"Hoş geldiniz, nasıl yardımcı olabilirim?"
Narcissa olayı şifacıya anlattı.
"Merhaba Draco."
"Merhaba Bayan White."
"Olivia diyebilirsin tatlım. Şimdi senden korkmamanı istiyorum, kafanda bir vızıltı hissedeceksin, engel olmaya çalışma olur mu?"
Draco içten içe korkuyordu, olayı öğrenirken zamanda yolculuk yaptığını da öğrenirse ya? Yapabileceği tek şey zihinbend becerisine güvenmek ve kadının sadece bugünü eşeleyeceğini ummaktı.
" Şimdi gözlerime bak Draco, bugünü düşün olur mu? "
Draco şifacıyı onayladı, bugünü getirdi aklına.
"Legilimency"
Draco zihninde vızıltı hissetmedi, ya da işgal hissi. Olivia şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. "Beni engellememen gerekiyor Draco."
"Ama engellemiyorum ki."
"Bir daha deneyelim olur mu? Legilimency"
Bu sefer Olivia Draco'nun hazırlanmasına izin vermeden zihinefend kullandı. Draco korkmuştu ama hiçbir şey olmadı.
Lucius sinirle Draco'yu kucağına alıp Olivia ile bağlantısını kesti. "Bu ne cürret! Çocuğumu hazırlamadan zihinefend kullanıyorsunuz! Üstünüz kim sizin?"
Olivia Lucius'u umursamadı. "İmkansız."
Narcissa sinirle Olivia'ya baktı. "Ne imkansız Şifacı White."
"Oğlunuz doğuştan Zihinbend."
Draco'nun burunsuz ve dumbyden zihinefend olayları için korkmasına gerek kalmadı hehehe
Fred mükemmel değil miydi kslfleşvşsşşc
George'un Fred'in kafa hareketlerini tercüme etmesine ne demeli kdösöclsöc
Lucius'un bu hayatta çekmediği çile kalmadı kıyamam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco Malfoy Geçmişe Dönüş/Drarry
FanficSavaş sonrası Draco Malfoy bir kaybedendir. Yolun sonuna geldiğinde ise gözlerini son bir defa kapattığını zanneder. Gözlerini geri açtığında ise minik elli ağzında emzik olan bir bebeğe dönüşmüştü!