Bölümü bu şarkıyı dinliyerek yazmam müq
Zahiri değiştidim arkadaşlar alta bıraktım ve sizi çok seviyorumDuyulurarım ,hislerim, nefesim beni terk etmiş gibi ne yapacağımı bilemeden sadece durmak o kadar çaresiz hissettiriyor ki. Yaşadıklarım film şeridi gibi gözlerimin önünde belirdi. Alesya, benim küçük kardeşim,benim ikizim, benim kardeşim, benim için ölmeyi göze alan kardeşim. Kollarımın arasına yığıldığında haykırdım bütün dünyaya haykırdım ki acılarıma haykırdım ben, onun benim için hayatını elereme vermiş olmasına haykırdım, ben haykırdım diğer yarımın benim yüzümden gidişine haykırdım.
Ellerim titriyordu ama titreyen sadece ellerim değil bütün hücrelerimdi. Benim yüzümden hayatını kaybeden kardeşimin,benim kollarımda hayatını kaybeden kardeşim yaşıyor olamaz.
(RAHATSIZ OLABİLECEĞİNİZ KÜFÜRLER BULUNMAKTA)
Kafamı hızlıca iki yana salladım hemen yerdeki telefonu elime alıp. ‘’ bak oruspu çocuğu bak piç bak dalyarak bak sik kurusu eğer o sikik beyninden geçenleri yapmaya çalışırsan götüne kolan sokacağıma temin edbilirimn seni şimdi o kalan parçanı koparmadan telefonu anneme ver.’’ Dedim kafamı çevirdiğimde Zahir ve Semih’in şaşkın bakışlarıyla karşılaştım onları takmadan tekrar telefona odaklandım. ‘’ ah Ares seni görmeyeli baya saygısızlaşmışsın insan babasına böyle şeyler dermi cık cık cık’’ bu dedikleriden sonra hiddetle bağırdım birden ‘’siktirtme lan babalığını oruspu çocuğu’’ Zahir ve ekip o şerefsizin üvey babam olduğunu bilmedikleri için 2.bi şok yaşamıştı Zahir ve Semih ve gözleri biraz daha açılırsa ayaklarımı dibine düşüverecek gibiydi.
(DEVAM EDEBİLİRSİNİZ)
‘’ kızım beni dinle Pandoraya git ve annem gönderdi de o sana herşeyi an…’’dedi annem
‘’bu kadar yeter son 3dk nız yoksa bumm hahahaha’’ iğrenç kahkahasıyla beraber telefonu yüzüme kapatmıştı. Yönümü hemen Semihe çevirdiğimde oda bombaya odaklanmıştı az önce bana hiç bakmamış gibi,hızlıca yanına gittim ve ‘’ ne durumda?’’ diye sordum kafasını bana çevirip ‘’ komtanım en az 5 dk’’ dediğinde kaşlarımı çattım hayır o kadar vaktimiz yoktu, bu süre çok fazlaydı. ‘’kay köşeye’’ dedim ve yanımdaki alet edevat çantasından pense aldım. ‘’komtanım ne yapıyorsunuz’’ dedi ama dinlemedim ‘’ Ares ne yapmaya çalışıyorsun? Şu an yaptığın çok tehlikeli’’ dedi Zahir, dinlemedim onları dinlemek yerine içimden ayetel kürsü okuyordum. Alesyanın en sevdiği renk yeşildi, eğer onun hastalıklı beynini azda olsa çözebildiysem Alesya yaşıyorsa yeşil yapmış ve diğerlerinin bizi götüreceği tek yerin mezar olmasını sağlamıştır. ‘’eşhedü enla ilaha illallah ve eşhedü enne muhammeden resulullah’’ dedim ve derin nefes alıp yeşil kabloyu kestim.Gözlerimi aniden açtım. Ben ölüme razıyken şu an neden yaşıyordun, niye şu an sırtımda bi kol beni kaldırıyordu. Zahir beni kendine çevirip birden sarılmıştı,ama ben sandece durmuştum kollarım iki yanda ‘’ yaşıyor’’ bunu fısıldıyarak söylemiştim. Kafamda okadar çok soru vardı ki hangi birine cevap arayacağımı şaşırdım. Birden gerlen telefon melodisi ile Zahirden ayrılmış ve tezgahın üzerinde duran telefonumu aldım. Binbaşı arıyordu hemen açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖREV YERİ; TRABZON
AdventureBir vatan sevgisinden doğan aşk birbirinden inat iki kişi ama tek ortak yönü inatçılığı değil vatana olan sevgisi. Bakalım zaman onları nasıl bir yere getiricek