8.bölüm

1.1K 35 1
                                    

Selamunhelloooooo 1 haftadır bölüm atmıyormuşum ya yazıklar olsun bana cık cık cık

Şimdi İhsan Güneş işin sona geldik,ama ben ona  ellerimle kelepçe takıcam. Ve bu benim en büyük zevkim olucaktı. Duygularıyla hareket eden biri olmadığım için annemin veya kardeşimin sözünü dinlemeyecektim ve mühebet yemesi için elimden geleni yapıcam.

Sabah olmuştu gece herkes evine gitmişti. Ve ben önce karakoldan birkaç kişiyle görüşüp sorguya ben giricektim ve saat tahminen  13:30 da Barının uçağı inecekti.

Şimdi giyinsen sorgu dan sonra gidip alabilirdim. Hızlıca yataktan banyoya girip kısa bi duş aldım,saçlarımı kurutup üzerime siyah boğazlı bi badi,altıma nude renkte keten paltolon ve siyah bi kaban giydim askıda duran kemri alıp taktım,saat ve halka hüpelerimide taktım ve makyaj masama oturdum. Uzun olan kirpiklerime rimel sürdüm ve toprak tonlarında ama hafif bordoya kaçan bir ruj sürdüm, ayakkabılığıma gidip siyah topuğu gümüş renk düz bi bot giydim. Paltolonumla aynı renk olan kulpu zincir olan çantamı aldım. Ve evden çıktım.

Yaklaşık yarım saat sonra karakola varmıştım. Kapıdan içeri girdiğimde yardımcı komser Mert karşıladı beni  ‘’hoşgeldiniz komderim’’ dedi tebessüm ederek ‘’ hoşbuldum nasıl gidiyor Mert?’’ Mert benden yaklaşık 3 yaş küçüktü ve kardeşim gibi görürdüm. ‘’ iyi gidiyo komserim dün güzel iş çıkarmışsınız tebrik ederim.’’ Aynı zamanda odama doğru yürüyorduk ‘’ işim bu Mert sen onu bırak bana şu dünki ni hazırla öttürelim şunu’’ kafasını hemen aşağı yukarı hareket ettirerek ‘’ emredersiniz komserim’’ dedi ve odamdan çıktı. Bende hemen yanımda duran telefondan Samet abiyi aradım, Samet abi karakol un çaycısıydı.

‘’ abi borgu odasına şekersiz bi kahve getirirmisin büyük kupada olursa sevinirim.’’ Dedim  ‘’ tabi komserim hemen getiriyorum.’’ Telefonu kapattıktan sonra kapı çaldı ‘’ gel ‘’ komutunu verdiğimde Mert olduğunu gördüm ‘’komserim hazır sizi bekliyor’’ dedi evet  en güzel yere gelmiştik hemen ayağa  kalktım ve sorgu odasına doğru yürüdüm kapının önüne geldim ve kapıyı açtım. Sandalyeye oturdum ve elimi mesanın üzerindeki dosyaya uzatıp aldım. Dosyayı aldım ve inceledim daha önce bıçaklı yaralama ve defalarca hırsızlık yapmış.

‘’ bıçaklı saldırıda şikayetçi şikayetini geri çekmiş ve kefaretle çıkmışsın,hırsızlıktanda sorgudan sonra serbest bırakılmışsın. Şimdi herşeyi tek tek anlatacakmısın yoksa susmaya devammı edeceksin?’’ dedim ve kapı tıklatıldı gel dediğimde içeri  Zahir girdi ne Zahir mi ne işi var lan onun bide kahve bardağı ile elindeki kahve bardağını hafif kaldırarak ‘’senin  galiba’’ dedi ‘’evet’’ dedim ve ayağa kalkıp elindeki kahve bardağını aldım. ‘’Senin ne işin var burda’’ dedim dudağının kenarı hafif bir şekilde kıvrıldı. ‘’ sorguya geldim ‘’ dedi tek kaşımı kaldırıp ‘’ sorguya geldin ‘’ dedim ve beni onaylayarak ‘’evet’’ dedi yanımdan geçip benim sandalyeme oturdu benim lan benim sandalyeme oturdu şeytan diyo şöyle güzel bi tekme atta yere düşsün gıcık herif.

Yanına gidip tam gözünün içine bakarak ‘’ Mert bi sandaliye getir’’ dedi mal ya halla kalkmadı bide pişmiş kelle gibi sırıtıyor ya Mertin getirdiği sandaliyeye otudum ve ‘’ seni dinliyoruz konuş’’  dedim boş boş gözümün içine baktı.

‘’ evet uğraştıracaksın tamam bana uyar sorunyok şimdi susarsan eğer 20 yıl içerdede susmak zorunda kalıcaksın, bi annen bide kız kardeşin varmış. Anneni bu şekilde mutlu edbildiğinimi sanıyordun hadi anneni geçtim birkaç sene sonra evlenir ve hiç umrunda olmazsın çünkü tek bir kişi seni  unutmasına yeter ister  canı ol ister en değerlisi ol tek kalemde çizer üzerini. Kız kardeşin 17 yaşıda daha lise 3 te kendine bi sevgili yapar birkaç sene sonra aşık oldum der annenin kerşısına geçer annende başından savmak için evlendirir. Sonrası ne biliyormusun evliliğinin birinci haftasında hakaretlere uğrar şiddet görür, aldatılır ve sonu en iyi ihtimalle kadın sığınma evi  en kötü ihtimal ise…mezar seçim senin ya konuş ceza indiriminden yararlan yada 20 yılın kendi bokunda boğul benim için hava hoş’’ dedim Zahir bana şaşkın bir şekilde bakarken ben karşımdaki 20 yaşlardaki çocuğa bakıyordum. Konuşmadı derin bi sesizlik oluştu. Kafamı Merte çevirdim. ‘’odamdan çantamı getir’’ dedim odadan çıkarken ben ayağa kalktım cebimden anahtarı çıkarıp kelepçeyi açtım. ‘’Ares ne yapıyorsun tak şu kelepçeyi’’ dedi artık kimse umrumda değildi. Kabanımı çıkarıp sandalyenin üzerine koydum. ‘’ son kez soruyorum konuşuyormusun konuşmuyormusun’’  kafasını olumsuz anlamda salıyınca tek hamlede yanına gidip yakasından tutup duvara ittim. İşte şimdi sorgu sorgu olmuştu ‘’ kimi savunuyon lan sen İhsan itinimi çok güvenme o ite o it kendi kızını pazarlamış karısına şiddet uygulan itin teki seni harcamayacağına inanma onun tek derdi ne biliyormusun çokça para, güç ve sexs  doyumsuz adamın teki peki şu an ne oluyor biliyormusun karısı sayılı doktorlardan biri  büyük kızı hakim kızı komser en küçük oğlu ise iç mimar ama bunların hepsini nasıl başardılar peki biliyormusun  o itten kaçarak ve şimdi bi kızı onu içeri tıkamak için bi kızıda sonsuza kadar ordan çıkmaması için uğraşıyor sen önlerine çıkan küçük bi çakıl taşı olursun şimdi ya konuşursun yada çakıl taşını diğer çakılların yanına yollasınlar.’’ Dedim bu sürede Zahir kollarımdan tutmuş beni uzak tutmaya çalışıyor Mert ise elinde çantam şaşkın bi şekilde bize bakıyor. Zahire dönüp ‘’bırak kolumu’’ dedim kolumu bıraktığında Mertin elindeki çantayı alıp içinden telefonumu çıkardım ses kaydını açtım ve dinlettim.

GÖREV YERİ; TRABZON Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin