Merhaba arkadaşlar biliyorom bu aralar sizi çok boşladım hemde haddinden fazla ama bu aralar vücudumu geliştirmeye çalışıyor ve subaylık sınavlasına hazırlanıyorum. Öncelikle size söylemek istediklerim var, biz türkiye cumhuriyeti ve bu millet hiç bölünmeyecek. Düşünsenize tüm bi kurabiyeyi çiğnemeden yutabilirmisiniz hayır boğazınıza takılır bizde bu ülkeyi çiğnetmicez ve boğazlarına takılacaz. Siz ey türk gençliği bilin ki bu vatan sizin geleceğiniz için şehit veriyor. Sizden istediğim bayrağımıza sahip çıkalım. Sizi seviyorum Asenalarım ve Yiğitlerim.
Aklım o kadar karışıktı ki kendimi toparlayamıyordum,kendimi toparlamama Gediz yardımcı oldu. ‘’ komutanım Albay Öztürk sizi emretti.’’ Dedi ve benden gelicek cevabı bekledi ‘’ tamam… teğmenim tim nerde?’’ diye sordum çünkü herkes birden yok olmuştu ve bidaha kimseyi görememiştim. ‘’komutanım her operasyondan sonra hangarda çay içerler komutanım çağırmadılarmı sizi komutanım?’’ kafamı olumsuz anlamda sallayıp ‘’ ben daha fazla bekletmeyeyim albayı’’ dedim ve cephane odasından çıktım.
Albay Öztürk ün odasına geldiğimde kapıyı çaldım ve içeri girdim ‘’gel Ares’’ dedi ve karşılık olarak ‘’beni emretmizsiniz komutanım’’ dedim
‘’ evet Ares biliyorum operasyondan yeni geldiniz ,yorgunsunuz ve açsınız ama vatan beklemez. Karnınızı doyurun ve harakat merkezine gelin yarım saatiniz var Ares durum acil’’ dedi kafamı olumlu anlamda hızlıca salladım ve ‘’ emredersiniz komutanım’’ dedim ve çıktım odadan. Gediz in hangar dediği yere gittim ve gerçekten çay içiyorlardı ‘’ medusa timi yarım saat sonra harakat merkezinde olunucak ihtiyaçlarınızı karşılayın durum acil’’ dedi bir şey söylemelerine izin vermeden hangardan çıktım ve gerçekten açtım kantine gittim kantinde duran askerin göğsündeki yazıya baktım korkmaz yazıyordu ‘’korkmaz bana iki karışık tost yap ve çay 5dk içinde hazır olsun acil’’ dedim ne kadar arkadaşlarım benim erkek gibi konuşmamdan rahatsız olsada ne yapabilirdim yani doğam bu birkaç dk sonra tostum geldiğinde yemeye başladım ve daha yarısında aklıma annem geldi o şuan burdaydı ve ben yaklaşık 15dk karargahın içinde dolaşıyordum hızlı yediğim tostu daha hızlı yedim ve üzerinede sıcak çayı kafama diktim. Sorgu odasına koştum çünkü çok kısa bi sürem kalmıştı sorgu odasının kapısında duran askere ‘’ sorgu devam mı ediyor’’ diye sordum ‘’ evet komutanım’’ dedi ‘’sorgu bittikten sonra benim eve bıraksınlar al buda ev adresi’’ dedim ve cebimden çıkardığım kağıdı versdim ‘’emresersiniz komutanım’’ dedi ve ben daha fazla oyalanmayıp harakat merkezine gittim. Tim burdaydı ve yerlerini almıştı Zahir herzaman ki gibi sağ ilk sandalyeye kurulmuştu, ben ayakta Albayın gelmesini bekliyordum.Birkaç dakika geçmeden Albayı kapıda gördüm ve hazır ola geçtim ‘’dikkat!’’ uyarısında bulundum herkes hazır ola geçti Albay Öztürk sandalyesine oturduktan sonra ‘’rahat çocuklar’’ dedi Albay Öztürk ün adını daha önce çok duymuştum ama hiç tanışma fırsatım olmamıştı taki tainim trabzona çıkana kadar ve yaklaşık 1 ay içerisinde askerlerine bi komutan kadar disiplinli ve bi o kadar kendi çocuğuymuş gibi davrandığını gördüm. ‘’evet çocuklar fazla uzatmıyacağım ırak sınırında bi tim terörislerin eline geçmiş türk silahlı kuvvetlerin en iyi askerlerinin olduğu tim, bu durumda ya şuan 8 şehidimiz var yada bunu şantaj amaçlı kulanmaya hazırlanıyorlar…’’ derken bilgisayar başında olan Okan araya girdi. ‘’komutanım bi video var size ve telefonda size’’ dedi Albay telefonu aldı ve bilgisayarın karşısına geçti. Bir şüre karşı tarafı dinledi sonra yüzüne kapatılan telefonu birden masaya fırlatı, biz şaşkınca birbirimize bakarken ‘’şerefsizler Cenk Özdeni istiyorlar yoksa sekiz askerinde öleceğini söylüyor’’ dedi sıkıntıyla ‘’ komutanım video?’’ dedim Okana döndü ve ‘’video yu ekrana yansıt’’ dedi ve sandaliyesine tekrardan oturdu video ekranda belirdi ekrandaki kişiyle biraz daha dikleştim ve sesiz bir şekilde ‘’Bora’’ dedim ama bunu Albay ve Zahir duymuş olucak ki bana baktılar, ama tekrardan video ya odaklandı ‘’ ben yüzbaşı Cahit Bora Delibaş türk silahlı kuvetlerinden isteğim beni ve timimi burdan kurtarmaları tek isteğim bu’’ dedi ama burda bi yanlışlık olmalıydı Boranın isminde Cahit yoktu göbek adı yok diye biliyorum ama Cahit, çok saçma neden böyle bir şey desin ki ‘’komutanım yüzbaşı Bora nın isminde Cahit geçmiyor hata göbek adı da değil diye biliyorum’’ Albay bana döndü ve sonra bakışlarını önündeki dosyaya çevirdi ‘’burdada gözükmüyor öyle bir ad,sen nereden tanıyorsun Borayı’’ dedi ve albaya karşılık olarak ‘’ arkadaşım komutanım ankara kara harp okulunda beraberdik’’ dedim kafasını salladı ve Okana döndü ‘’yüzbaşı Bora Delibaş ın ailesine ulaş ve bana ver’’ dedi ama kız kardeşinin numarasının bende olması büyük bi avantajdı ‘’komutanım izniniz olursa kız kardeşinin numarası bende var arayabilirim’’ dedim kafasını olumlu anlamda kafasını salladı ve cebimde kapalı olan telefonu çıkardım ve açılmasını bekledim açıldığında Boranın kız kardeşi Nazlıyı bulup aradım ikinci çalışta açtı, bende hopörlore aldım telefonu ‘’ Ares abla sen ararmıydın beni ya’’ dedi ‘’Nazlı sana sormam gerken bir şey ver ve bana hemen cevap vermeni istiyorum’’ dedim ‘’tabi bildiğim birşeyse seve seve yardımcı olurum’’ dedi ‘’ Bora’nın göbek adı, lakabı felan varmı ?’’ diye sordun bir süre düşündü ‘’yok abla yani arkadaşları arasında da yok’’ dedi ‘’peki cahit ismini duydunmu abinden yani bi arkadaşı akrabanız’’ dedim ‘’yok heralde abla daha önce abimden hiç Cahit ismini duymadım da abla niye sordun bunları ?’’ dedi ve benim cevap vermemi bekledi ‘’birkaç evrak işi vardıda, heralde bi yanlışlık oldu neyse benim şimdi işlerim var seni sonra arıyacağım’’ dedim ve kapattım çünkü beklesedim konuşma çok uzardı ‘’bi mesaj olmalı komutanım’’ dedi Gediz düşün Ares düşün niye Cahit düşün niye böyle bir şey yaptı düşün. Aklıma bir anda kordinatlar geldi Bora son sınıfta her kordinata birer isim vericeğini ve bu koordinatların bi düzeni olucağını söylüyordu demekki yapmış kordint sistemini ‘’komutanım bana 10dk verebilirmisini’’ dedim birden ama anladım ki bi konuşmayı bölmüştüm birden herkesin gözleri beni buldu ‘’Ares’’ dedi sorarcasına ‘’komutanım yüzbaşı Bora’nın geliştirmek istediği bi koordinat sistemi vardı. Her kordinata bi isim veya cümle…koordinatları veriyor bize’’ dedim albay durdu ve biraz düşündü ‘’bu koordinatları çözebilir misin? ’’ dedi ‘’eğer gittiği yol aynıysa evet ama başka bi yol bulduysa çözmem zaman alır’’ dedim ‘’tamam dene ne lazımsa temin et ve 10dk içerisinde o koordinatları bul, emir komuta sende,timin dışarı ile iletişimini kes’’ dedi ve tim ayaklandı selam verip harakat merkesinden çıktık. Time döndüm ‘’hangarda hazır bi şekilde bekleyim’’ dedim kantine doğru ilerledim kantinde yine bi masaya oturdum ve soy isminin korkmaz olduğunu bildiğim askere baktım ‘’korkmaz bana kağıt kalem getir’’ dedim hemen getirdi.
Yaklaşık 5 dk olmuştu ama daha hiçbirşey bulamamıştım, kafamı ellerimin arasına aldım ve düşündüm ama o kadar sayısal işlem kurmuştum ki artık pes etmek üzereydim pes etmemem gerekiyordu ben pes edemem oradaki askerler bizi beklerken ben pes edip bulamadım diyemem tek bi şehit haberini kaldıramazdım o yüzden 3 dk içinde bulmam gerekiyordu ve bu sefer alfabe sıralamasına göre gitmeyi düşündüm bu benim son şansımdı ve ordaki askerlerimiz için de.C harfi alfabenin 3.harfi, A harfi 1. Harf, H harfi 10, İ harfi 11, T harfi ise 24. Sıradaydı. Hepsini toplamak istesem 49 oluyordu. Koordinat haritasına ihtiyacım vardı. ‘’korkmaz, bana acil koordinat haritası getir hemen.’’ Dedim o koşturarak kantinden çıkarken ben düşünmeye devam ettim. İlk harf c kodinatın ilk harfi , ikinci harf ise A,H,İ veya T. Aslında bi yol daha var c harfi 3.sıradaysa neden ismin 3.harfi koordinasyonun 2.harfi olmasın, kağıdın bir köşesine bunu yazdım ve ‘’ komutanım istediğiniz harita’’ dedi korkmaz aldım elinden ve Irak bölgesine baktım şanslıydım Irak koordinatlarının her harfi farklı ama baş harfi hep C idi yani ilk seçeneği bulduk ama sayılar aynı değildi 4 koordinat vardı CH ile başlayan teker teker sayılara baktım ve bi sayıyı tak yazma fikri geldi aklıma birden. ‘’komutanım zaman dolmak üzere Albayın yanına gitmeniz gerekiyor’’ dedi bi ses Efe ye aitti ve bir şey söylemeden devam ettim. İlk önce 31024 sayısını denedim ama olmadı 12340 ı denedim olmadı 43210 ı denedim olmadı sonra ilk yazdığım rakamı tersten yazdım 42013 ve oldu.
Evet oldu, haritayı elime aldım ve koordinatın olduğu yeri işaretledim. Hemen Efeye döndüm ‘’ timi harakat merkezine topla’’ dedi ve koşarak Albayın odasına gittim. Kapıyı çaldım ve içeri girdim ‘’komutanım’’ diye izin istedim ‘’ gel Ares gel’’ dedi beni onaylıyarak ve devam etti. ‘’bulabildin mi?’’ diye sordu kafamı onaylar şekilde aşağı yukarı salladım ‘’evet komutanım’’ dedim Albay Öztürk ün yüzünde gülümse belirdi. ‘’Afferim be Ares resmen içime öküz oturmuştu bulamıyacaz diye…hemen harakat merkezine topla timi’’ dedi kafamı salladım ‘’harakat merkezindeler komutanım’’ dedim ‘’hadi ozaman ne bekliyorsun’’ dedi ve beraber odadan çıktık ben Albay Öztürkün arkasında , benim arkamda ise komutan postası. Harakat merkezine geldiğimizde Albay dan önce davrabıp kapıyı açtım ve Zahir dikkati çekti. ‘’rahat…Ares hemen anlatmaya başla’’ dedi duvara asılı olan haritanın yanına gittim. ‘’ yüzbaşı Bora nın geliştirdiği koordinat sistemini çözdük, koordinat CH42013 koordinatın verildiği yere en yakın mağara yaklaşık 2km batıda helikopter bizi sınıra bırakıcak , yolun devamını kendi imkanlarımızla geçeceğiz, orada gerekli olan herşey önceden helikoptere koyulmuş olucak bize düşen tek şey onları sağ salim buraya getirmek.’’ Dedim Albay Öztürk beni onayladı ve ‘’ Ares hariç herkes hangara hazırlanmaya gitsin’’ dedi tim dışarı çıkarken Zahirle gözlerimiz kesişti tuhaf bakıyordu tim çıktıktan sonra bilgisayar başındakilere dönüp ‘’arkadaşlar bizi yalnız bırakırmısınız biraz’’ dedi herkes çıktıktan sonra ‘’Ares kızım bilirsin seni kızımdan farksız görmem seni kızım gibi severim yüzümüzü kara çıkarma ölüm timini al ve gel’’ dedi kafamı salladım ‘’emredersiniz komutanım’’ dedim ve harakat merkezinden çıkıp hangara gittim gerkes hazırlanmış silahlarını kontrol ediyolardı. Hemen hazırlandım helikopterin gelmesine birkaç dakika kalmıştı ve hangarın kapısına geçip helikopteri beklerken Albay Öztürk geldi ‘’orada çok dikkatli olun herşeye karşı tedbirli olun ve şehit vermeden gelin’’ dedi hep bir ağızdan ‘’emredersiniz komutanım’’ dedik ‘’ dikdurun ve kimsenin önünde diz çökmeyin, bakışlarınız öldürsün Medusa’’ dedi ve tekrardan hepbir ağız ‘’emredersiniz komutanım’’ dedik ve bu sırada helikopter gelmişti helikoptere bindik ve yavaş yavaş yükselmeye başladık karadan.
Şu yaşıma kadar yaşımdan çok operasyona çıktım,birçoğu üstün başarı ile sonuçlandı, 8 şehit verdim. Şimdi ise yeni bi operasyona çıkıyorum, silahıma ve bıçaklarıma her dokunduğumda kendimi hep güvende hissettim ve hissediyorumda. Yaklaşık 1 saat önce benden etkilendiğini söyleyen adam şimdi yüzüme bakmıyordu. Benmi ben kimseden etkilenmem sadece hormonlarım harkat eder ve onu sevgi sanabilirim ama aşk değil. Aşka yer yok, benim hayatımda aşka yer yok. Binlerce kez aşk sözcüklerine maruz kalmıştım binlerce kez ilanı aşk edilen taraf olmuştum ama hiçbiri umrumda olmadı ve şimdide umrumda olmayacak olmamalı.
🥊🖤🥊🖤🥊🖤🥊🖤🥊🖤🥊
Pıtırcıklarım beni üzgünüm burayı çok boşlafığımın farkındayım ve gerçekten elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum ve unutmayınız
Sizi
Çooooookkkkkk
Seviyoreeeeeeeee
Galp
Galp
Galp
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖREV YERİ; TRABZON
AdventureBir vatan sevgisinden doğan aşk birbirinden inat iki kişi ama tek ortak yönü inatçılığı değil vatana olan sevgisi. Bakalım zaman onları nasıl bir yere getiricek