Evet arkadaşlar geçen bölüm size Ares in aşk hayatından bahsetmişim,ama aslında bunlar benim düşüncem aşka hiçbir zaman yerim olmadı o kadar karmaşık şeylerin içindeydim ki yerim kalmadı ve şimdi diyrum size aşk yoktur zaaflar ve onlardan faydalananlar vardır.
Önce bomba sonra annem ardından Alesyanın yaşıyor olabilme olasılığı. Ben nasıldım işte onu hiç bilmiyorum zaten hiçte bilmedim. Şimdi operasyona gidiyorum en yakın arkadaşımı kurtarmak için ve diğer askerlerimizi.
Helikopter bizi sınıra kadar bırakabileceği için kuzey ırak sınırında bırakmıştı ve devamını kendi imkanlarımızla gidicektik. Yürümeye devam ettik yaklaşık 1 saatir yürüyorduk elimi havaya kaldırdım ve yumruk yapık indirdim aşağıya harita Kutay da olduğu için ‘’daha ne kadar yolumuz var yokmu kestirme felan?’’ dedim hemen çantasındaki haritayı çıkardı ve yanıma geldi. ‘’komutanım yaklaşık 1km yoluk kat ettik daha 1km ye yakın yolumuz var yoldan gitmeye devam edersek ama ilerideki dağı tırmanıp geçersek daha hızlı varırız ama güvenlimi değilmi orasını bilemeyiz’’ dedi bir süre daha bekledik ‘’ ihtiyaçlarınızı karşılayın dağı tırmanıyoruz’’ dedim dememin ardından Zahir yanıma geldi yine ketum bi şekilde bakıyordu ‘’bu çok tehlikeli neyle karşılaşacağımızı bilemeyiz’’ dedi e o ketumsa bende ona öyle karşılık verirdim. ‘’yüzbaşım emir komutanın kimde olduğunu unutmayalım, oraya varmamızın en kısa yolu bu eğer başka bi çözümünüz varsa buyrun dinliyorum’’ dedim yüzündeki ifadesizliği koruyordu aynı şekilde bende birbirimize karşı serttik daha doğrusu o ketumdu daha doğrusu dengesiz.
Yaklaşık 10 dk geçmişti yavaş yavaş hava kararmaya başlamıştı. ‘’Medusa devam ediyoruz’’ diye seslendim. Dağı tırmanmaya başlamıştık sandığımız gibi değildi ama her an herşey olabilirdi.
Yaklaşık 45 dk boyunca yürüyorduk şimdi ise mağara tam karşımızdaydı. ‘’ medusa mevzi al, ateşimle atış serbest’’ dedim ve yerimi aldım.
‘’şimdi komutanım biz böyle bekliyozda neyi bekliyoz dalak işte bam bam bam yani şimdiye burayı temizlemiş karargahta çay içiyor olurduk’’ dedi Mehmet evet yine lakabını doğrulatmayı başarmıştı. ‘’evet komutanım ya bekle bekle nereye kadar’’ dedi Selim evet bi yandan haklılardı çünkü bende sıkılmıştım beklemekten ‘’o zaman biraz ses çıkaralım burası çok sesiz’’ dedim bundan memnun olacklar ki güldüklerini hissettim ‘’Zahir, Gediz, Efe,Selim i yanına al ve soldan gel diğerleri benle gelsin’’ dedim ve yavaş yavaş kalktım ve yürümeye başladım, Kutay, Semih, Mehmet arkamdalardı kulağımdaki kulaklığa doğru ‘’fazla ses çıkarmayın asıl konser içerde’’ dedim ‘’ama komutanım önce heveslendiriyorsunuz sonra hevesimizi kursağımızda bırakıyorsunuz ayıp oluyor ama’’ dedi Mehmet ‘’ sabret biraz Geveze’’ dedim ‘’bu arada bi kaçı sağ kalsın lazım olur’’ diye devam ettim birinin arkasındaydım bıçağımı çıkardım ve şah damarından kestim, onun önünde ise iki kişi yan yana duruyordu diğer bıçağımıda çıkardım ve ikisini aynı anda öldürdüm. ‘’ komutanım gözümden kaçmıyor hepsini öldürdünüz hani bi kaçı sağ kalacaktı’’ dedi Semih biraz bekledim ve yönümü Semihe çevirdim ‘’ gerçekten mi ya gerçekten mi üçün beşin hesabınımı yapıcaksınız’’ dedim yavaş yavaş mağraya sızmıştık. Zahir sol tarafta ben ise sağ göz göze geldik ve aynı anda yürümemiz için kafamı aşağı doğru onaylarcasına salladım ve hızlıca ilerledik etrafa baktık ve elimle arkamızda olan Gediz ve Semihe önümüze geçebilmesi için işaret verdim onlar geçti sonra yavaş yavaş diğerleri en sonunda yine Zahirle aynı şeyi yapıp öne geçtik.
Mağranın içinde oda gibi olan bi bölümün önüne geldiğimizde içeri girceğimiz sırada önce içeri bi göz attım. Ölüm timini zincirlerle bağlamışlar, ve odanın içinde yaklaşık 6 kişi vardı 3 kişinin arkası bize dönüktü 3 kişi ise bize dönük bir şekildeydi bi şekide onları buraya çekebilmemiz gerekiyordu ve ‘’Biz dağlara atarız pusu’’ diye bağırdım. ‘’ hesval ses yapma heval patron burda’’ diye iğrenç bi ses geldi içeriden, ‘’komutanım ne yapıyosunuz’’ dedi tahminimce Gedizdi ‘’haram oldu gece uykusu’’ tekrar bağırdım ‘’ izininle ben bie baham’’ dedi içeridekilerden biri, dışarı çıktığı an yakasından tutup time doğru fırlattım, ‘’komandoya bir yudum su’’ diye devamını getirdi Bora bizim olduğumuzu anlamıştı arkasından başka bi asker heybetli sesi ile ‘’vermez misin konya kızı’’ dedi ‘’ ne oluyor bakın hele’’ dedi arkaya bakıp sırıttım arkadakiler et bekleyen kedi gibi bana bakıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖREV YERİ; TRABZON
AventuraBir vatan sevgisinden doğan aşk birbirinden inat iki kişi ama tek ortak yönü inatçılığı değil vatana olan sevgisi. Bakalım zaman onları nasıl bir yere getiricek