Ben buraya şarkının bir değişik versiyonunu atıyorum siz şarkının lyrics ına bakın. Resimdeki Rüzgâr.
Tori Kelly-Paper Heart♡♡
Kapıdan aniden giren sekreterle gözlerimiz birbirinden ayrılmıştı. Daha doğrusu gözlerini o çekmişti ben hala merakla kapıya bakan gözlerdeydim. Bu anı bozan sekretere kendi kendime küfrederek dışarıya sıkıntılı bir nefes üfledim. Gözlerimi ondan çekmektense dinlemeye devam ettim. Birden odaya dalmasının sebebi neydi acaba:"- Sahra hanım acilde bir hasta var sizin hastanız gelmenizi rica ettiler." Telaşlı sesinin ardından ayağa kalktı ve benim yanımdan dolanarak kapıya doğru geçerken bana seslenircesine:
"- İzninizle." Dedi.
Onca söylediğim şeye karşılık duyduğum kısa kelime koca bir hüsrandan ibaretti. Hiçbir tepki vermeden odadan çıkmasını izledim. Onun gitmesiyle de kafamı kapıdan çekerek normal şekline getirdim. Duvarla bakışırken ne yapmam gerektiğini sorguluyordum. Buraya gelirkenki amacım neyse onu yapmak. Onu görmeye gelmiştim. Ve bunu son saniyeye kadar gerçekleştirmeden gitmeyecektim.
Ayağa kalkarak kapıya kadar ilerledim. Kapıyı açmamla bir hemşireyle karşılaşmam bir oldu o tam ağzını açacakken ben araya girdim:
"-Acil nerde acaba?" deyince eliyle sağı gösterip bir şeyler diyecekken yine konuşmasına izin vermeden:
"-Teşekkürler" diyerek gösterdiği tarafa doğru ilerlemeye başladım. Kadının arkamdan bir şeyler söylemesine aldırmadan ilerlemeye devam ettim. Kat ile ilgili bilgi veren tabelaya baktım Acili gösterdiği yere doğru giderken etrafımda bir sürü kapı varken hiçbirirn acil olmadığını bilecek kadar zekiydim. Arka kapıya yakın geniş bir alana doğru ilerlerken aradığım yeri bulduğumu anladım. Önümdeki koca kapıyı ittirerek içeri girdiğimde içerde bir savaş olduğunu anlayabiliyordunuz. Can kurtarma savaşı...
Hemen sağımda birinin nefes darlığını gidermeye çalışan kalabalığa göz gezdiririrken bir kaç hızlı adımdan sonra koluna serum takılmış bir insan ve yakınları vardı aralarında ise kumaştan bir set vardı ilerledikçe yanıklar,sargılar, alçılar gözüme çarpmıştı. En köşede sağda onu hastaya eğilirken bulmuştum. Hastanın tansiyonunu ölçerken dar yerde hemşireye serumu takması için yer açıyordu. Sırtımı soğuk duvara yaslarken elerimi göğsümde kavuşturdum.
Tansiyon aletlerinden hastanın kolunu kurtarırken bir yandan hemşireye bir şeyler söylüyordu. Karşısında bir doktor daha vardı. Hastanın gözüne ışık tutarken bir yandan Sahra Hanıma kaçamak bakışlar atıyordu. Diğer doktora dikkat kesildim. Bir an manzaramı bozduğu için sinirlendiğimi düşünsemde kendi kendimle alay ederek gerçeği itiraf ettim. Bir erkeğin onu kaçamak bakışlarlada olsa izlemesi içimdeki bazı şeylerin bas bas bağırmasına neden olmuştu. Galiba o tarafta gayet haklıydı.
Beyefendi doktorumuz (!) Sahra Hanımın sorduğu sorulara cevap verirken bir yandan da meraklı bakışlarla ona bakıyordu. Nedense gayet sakindim. Oysaki sinirlendiğimi hissediyordum daha demin. Ne olduysa birden hissizleşmiştim. Bütün hislerim bir kenarda ben bir kenarda izlemeye devam ettik.
Adam yaptığı hareketleri kısa bakışlarla izliyordu. Fırtına hastaya iğne yaparken kaşlarını çatınca adam birden gülümsemişti. Bu benimde gülümsememe sebep olurken hâlâ sakindim. İgneyi çekip yerine pamuk koyarken. Onu tek izleyen kişinin ben olmadığımı hatırlattım ama hâlâ bir tepki vermiyordum. Garip davranışlarımla uğraşmaya zaman kalmadan. Fırtına hastanın iyi olduğunu son bir kez daha kontrol ederek hastanın yanından ayrıldı. Kapıya doğru giderken birden önüne geçen biri yüzünden durdu. Kolundanda tutmuştu. Bu bir şeylerin içimde hareket etmesine yol açsada Fırtına kolunda ki ele bakınca yaptığı şeyi fark etmiş gibi Uslu Beyefendi Doktorumuz kolunu çekti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAKTAN
Tiểu Thuyết Chung"-Evet Rüzgar Bey buraya bu kadar telaş içinde gelmenizin bir sebebi olmalı. Sizinde bazı sorularınız vardı galiba ilk önce sizinkilerle başlayalım." deyince sırıttım. Tabiki... Elimi masaya koyarak yaklaştım. Gözleri bana doğru kaymamıştı bile ş...