-ŞANSINA KÜS-7

172 16 0
                                    

Sadece küs, uzaklaşma. Çünkü ilerde çok ihtiyacın olacak gibi ...
♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥
  Şoktaydım. Daha demin çok uzun bir sohbet etmiştik. Sohbet etmiştik. Hala yerimden doğrulamıyordum. Konuşmuştuk evet ve tam istediğim gibi onun sesi daha çok duyulmuştu. Bu kalbimin çarpmasına bile yeterdi. Ama hâlâ sinir olduğum bir şey vardı. Neden yüzüne bakamamamıştım. Kafamı çevirsem görebilecekken. Bakıp doyabilecekken.

Beynimin işleyişinden nefret ediyordum. Çok saçma ve gereksiz hareketlerde bulunuyordu. Kendi yararına olacak hareketler yapmıyor ve beni delirtiyordu. Kendisini kontrol edemem yetmiyormuş gibi birde ona bakmamı engelliyordu.

    Pekâlâ, kabul ruh halime hiç belli olmuyordu. Sürekli değişiyordu. Beş dakika önce mutluyken şimdi... Lanet olsun ki pişmandım. Ona bakmadığım için ama sanki bunu benden o istemiş gibi hissediyordum. Yani sanki bütün konuşma boyunca diken üstünde oturmuş ve bakmamam için elinden gelen her şeyi yapacakmış gibi. Bende bunu hissetmiş gibi bakmamıştım. Bu onu belki de mutlu etmiştir diyerek bir yanım huzurluydu ve ben bu yanımdanda nefret ediyordum. Çünkü böyle bir şey olması demek birini önemsemeye başladığım anlamına gelirdi. Ve ben... Ben. Tamam zorlamayacaktım. Uzun bir hayatım vardı ve ben kendime itiraf etmek için bekleyebilirdim. Hatta seve seve.

     Ne zamandır kafamı yere eğip dirseklerimi bacağıma dayadığımı bilmiyordum ama  sanki güç almak ister gibi ellerimi birbirine kentlemiştim. Kafamı kaldırarak etrafta koşturan çocuklara baktım. Gayet sesli bir ortamdı. Güneşte oldukça yükselmişti. Doğruya 5 km. Uzun zaman almış olmalı gelmek.Ki benim gelmeme rağmen nasıl geldiğimi bilmiyordum. Çok ironik.

Ve evet delirdiğim kısma geri dönersek...

Kafayı yediğimizde hangi hastaneye gideceğime karar verebiliyor muyduk? Annemin bana böyle bir karar bırakacağına gerçekten inanabiliyor muydum? Anında Türkiye yolcusu olacağıma emindim. O halde delilere söz hakkı vermeleri mümkün müydüki ben kendi kendime Anneme kafa tutacağıma inanıyordum. Güldüm.

    Bir kaç dakika sonra yüzümde sadece tebessüm kalmıştı ve bir süre sonra da suratım düşmüştü. Derin bir iç çekiş kendini gösterirken. Daha deminki gülen adam ben değildim sanki biraz önce cenaze kaldırmış gibiydim.

    Yerimden kalkıp ellerimi cebime koydum. Manzara güzeldi. Heryer yemyeşildi. İlerde bir göl olduğuna emindim çünkü su sesi buraya kadar geliyordu. Nedense suyu görmek istiyordum. Böyle şeyler pek yapmasamda arada sırada ferahlamak için deniz kenarlarına gelirdim. Hele hele bu iki gündür suya vermediğim kadar değer veriyor gibi gözüküyordum. Dün deniz bu günde göl. Sanki içimi rahatlata bileceklermiş gibi etraflarında dolanıyordum. Ama onların bir şey yapamayacağını çok iyi biliyordum.Gölün kenarına gelince gözüm bir ağaca takıldı. Böyle bir ağacın o kadar uzağımda olmaması ama benim fark etmemem sinir ediyordu. Ne yaptığımı anlamadan cebimdeki telefonu çıkartıp fotoğrafını çekmiştim. Tebessüm ettim bazen kendimi kontrol edemem işe yarıyordu. Resmi oyalanmak için bir uygulamaya koydum ve eve kadar yürümemek için And'i aradım:

"-Ciddiyet?" Pekâlâ garip derecede çabuk açmıştı. Şaşırmış olsa gerekti çünkü genelde beklemeyi sevmediğimi bildiği için kapanmadan hemen önce açardı. Bu tebessüm etmeme yol açtı:

"-Sizin evin yakınlarındaki büyük parktayım. Gelip al yoksa daha demin koyduğum resme seni etiketlemem. Kızların seni tanıması için bir fırsat olabilir And bunu kaçırma derim." deyince gıcık etmek ister gibi güldü:

"-Beni senin sayende tanıyacaklarsa hiç tanımasınlar daha iyi dostum" dedi ve ekledi:

"-Açıkcası bunu o fotoğrafta olmak için değil senin orda ne işin olduğunu öğrenmek için geliyorum. Yoksa bizden gizli kızmı buldun? Magazincileri çağırsam mı acaba?" deyince ağzımdan ister istemez bir küfür çıktı. Bu onun keyfini yerine getirmişti. Telefonu kapatır kapatmaz bir banka oturdum. Gözlerimle çocukları takip ediyordum. Kolumu bankı arkasına atmıştım. Gayet rahat bir şekil pozisyon aldığım doğru olsada ruhen diken üzerindeydim. Doktorumun yazdığı ilacı düşünüyordum(!)Sanki söyledikleri şimdi daha çok oturuyordu beynime. Her kelime daha doğru geliyordu. Ama kabullenmek istemiyordum. Bana benim aciz olduğumu ve düşebileceğimi söylemişti. Ve diğer insanlarında ama ben bunu kabul etmek istemiyordum.

UZAKTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin